Görünen o ki, dolar tarihi zirveyi sevdi. Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına gideceği beklentileri ile Türkiye’de faiz tartışmaları
doların psikolojik sınır olan 2.50 TL çıtasını da aşmasına yol açtı. Yaklaşık bir aydan bu yana dolardaki değer artışı yüzde 9’a yaklaştı. Soru şu; yükseliş ne zamana kadar sürer? Maalesef sorunun yanıtını net bilen yok. Bilen varsa da çoktan zengin olmuştur. Ancak gelişmeler doların 2.50 TL bandının üzerinde de tutunabileceğini gösteriyor. Ateş hala yüksek.
Peki döviz kurlarının yükselmesi yalnızca, dolar ve euro sahibi olanları mı etkiliyor? Maalesef öyle olmuyor, başta enerji, ara malları, makina olmak üzere yüksek ithalat yapan bir ülke Türkiye. Ve doların her yükselmesi, iğneden ipliğe her şeye sinsice gelen zam demek. Elektrik faturalarının çıldırması, pazardaki sebze meyvenin pahalı alınması demek. Dolardaki yükseliş enerji ithalatında şimdiden 4 milyar dolarlık artışa yol açtı.
Yazık bu ülkeye!!
Hem Merkez Bankası hem Hükümet hem de en tepeden şu sıralar piyasaları yatıştıracak açıklamalara ihtiyaç var. Olan üçüne de değil zor şartlarda geçinen halka oluyor.
***
Evet şimdi geçelim, her zamanki gibi, nerede ışık, fırsat, farklılık görüyorsak okuyucularımıza duyurmaya. Bu hafta İzmir İŞKUR İl Müdürü Kadri Kabak’la bir araya geldik. İşini severek, mutlulukla yapan insanlara bayılıyorum. Sayın Kadri Kabak’la konuşurken genç işsizliğine değindik. Bilindiği üzere, İzmir’in en büyük sorunu. Kent bu konuda dert yükü. İl müdürünün verdiği birçok bilgi arasında şu konuya takılıdım; “İşbaşı Eğitim Programı”
***
Program yeni eleman alacaklara büyük kolaylıklar sağlıyor. Bir işletme son 3 aylık sürede çalıştırdığı kişi sayısının ortalamasının yüzde 10 kadar işçiyi bu program sayesinde işe alabiliyor. İşe alınan kişilerin 6 aylık maaşlarını kurum ödüyor, sigorta primlerini kurum yatırıyor.
Çalışanların her birine günlük 25 lira cep harçlığı ödeniyor. Bu da ayda 650 lira eder. İş yerinde yemek ve servis de sağlanırsa gençler tecrübe edinme sürecini ücret alarak geçirebiliyor.
Gençler eğer başarılılarsa o işletmede çalışma şansları artıyor. Mutlaka bu avantajdan haberi olan vardır ama olmayan da çok. En az 2 sigortalı çalışanı bulunan her işletme bu fırsattan yararlanabilir.
Eskiden İŞKUR’a, daha doğrusu eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu’na başvurmak çoğu eğitimli insan için zor hatta onur kırıcı geliyordu. Bu algı neyse ki aşılmak üzere. İŞKUR İzmir Bölge Müdürlüğü’nün yalnızca bir yıllık bütçesi 75 milyon liraya çıkarıldı. Eğitimli ya da eğitimsiz iş arayan arkadaşlar ile bu fırsatlardan yararlanmak isteyen işveren, esnaf İŞKUR’a başvurmalı.
Bana da karşılaştıklarınızı mutlaka yazın. Eğer varsa tıkanan noktalar birlikte takip edelim. Büyük bir bütçe ve kurumun başında da kendini işine adayan bir müdür varken, İŞKUR’un İzmir gibi işsizliğin yüksek olduğu bir kentte çok işe yarayacağı hissi doğdu bende.Umarım yanılmam.
