Yeni emeklinin ilk defa davet edildiği yer, şehrin parkıydı. Ona, yarın parka davetlisin denildiğinde, hiçbir şey anlamamıştı.
Yıllarca devlete hizmet etmenin gururunu yaşayacaktı. Gururla şehrin, cadde ve sokaklarında dolaşacak pazar yerinde alışveriş yapacaktı. Yarın da emeklilerin daveti için parka gidecekti. Parkta ise farkında olmadan, yıllarını boşa harcadığını hissedecekti.
Parkta emeklilerle tanıştı. İçlerinde tanıdıkları da vardı. Emeklilerden sırası gelen termosu alır ve evinden çayı getirirdi. Termostan zorunlu olarak, şekersiz çay içerlerdi. Şekersiz çay keyfini bankların üzerinde çıkarırlardı.
Yeni emeklinin diğer emeklilerle, çay keyfi…
Kuru bir çayla keyif çatmak, böyle bir şeydi. Yaşlılardan biri; “Çayı ilaç niyetine için, çünkü başıma atılan kutuya aittir,” dedi.
Ağaçların altında, kâğıt bardakla çayını yudumladılar. Yıllarca çalışmış çabalamış ve bu günlere gelmişlerdi. Açık havada çay keyfine diyecek de yoktu. Çünkü, onlara üstün bir seçicilik katardı. Dışardan gören onların yaşantısına hayran oluyor, “Parkta güzellik,” diyorlardı.
Kahkahaları sokaktan duyulurdu. Kahkahadan yüzleri pancar keserdi. Kâğıt bardaktaki çayın güzelliği onlara da neşe katardı. Neşeliydiler çünkü, emekli az ile yetinmeyi fakat onurlu yaşardı. Kendi işini kendisinin görmesini, ele muhtaç olmamayı isterdi. Doğal ortamla uyum içinde olmayı kabul ederdi. “Tırnaklarımla başımı kaşımak isterim.” Derdi.
Yaşlı emeklilerden biri, “İyi günler dilemek zorundayım,” diyerek hüzünlü bir kalkış yaptı. Ona göre bugün park mutsuzluk kaynağı oldu. Yaşlı gözlerinin büyüsü altında, tatlı bir ezgiyi andıran sesi, şiirsel bir iniltiyi akla getirdi.
Doğal davetli oldukları parkta hemen her gün, askıda simit imdatlarına yetişirdi. Bugün askıda simit gelmemişti. Bu durumda emeklilere yol görünmüştü. Olağan üstü durumda, yeni emekli, askıda simitle öğle yemeğini geçiştirenlere, bizzat şahit olacaktı.
Yeni emekliye atıfta bulunan yaşlı emekli; bir ay emekli maaşıyla geçimin ne olduğunu görsün bakalım dedi. Parktaki emekliler, askıda simit ve bedava otobüsün saatine yetişmek için koşar adımlarla, durağa gitmek zorundaydı. Emekli koşuyor ve emekli simitle geçiniyordu! Fakat o da kalkmıştı.
Emekli bu şekilde dik durur, kimseye kendini dik tutturmazdı!
Parkın etkili davetlileri arasında Yeni Türkiye’nin Yeni Emeklileri etkileyici bir görüntü vermekle, öteye yolculuğu kutlamak için hazırlık yapar gibiydi.
Yeni emekli, “Parkın yeşilliğinin değerini bilin,” dediğinde gözleri nemliydi.





















