Yedi Element ve Yeni Buluş

Dünya değişiyor,gelişiyor,büyüyor,bu gelişim bazen diyalektik materyalsizim   kendi devinimsel çarkı gereği değişim ve dönüşüm bir parametre zincirinde gerçekleşirken bazen de bilimin ilerlediği gibi birikerek,duraklayarak,sıçrayarak,prakdikmalar  çerçevesinde yoluna devam etmektedir. Orta çağ Avrupa’sı karanlık dönemden kurtulmanın yollarını ararken,kilisenin statükocu dogmatik batıl bilgisini,yıkmak için değişime sarıldılar. Bu karanlık dönemin,değişimle yıkılacağının kanısına vardılar. Değişimi geliştirerek,irdeleyerek bugünkü aydınlık Avrupa’sına kavuştular. Yine o dönemde bilim ve teknoloji şeytani işi olduğunu,kilisenin dogmatiklerinin  asla yıkılamayacağını,bilim ve teknolojiyi geliştiren ve buluşlara imza atan,bilim adamları dinden kovularak aforoz edilmesi ve galili gibi bilim adamlarının dünyanın yuvarlak olduğunu ispat etmesi ve bunu hazmedemeyen kilisenin,onu yakarak öldürmesi,sırf kendi doğruları için binlercesini öldürdüğü bir gerçek. Değişim bir sel gibi kabarırken o dönemde,değişimin durdurabileceğini sanan Kilise; selin altında kaybolup etkisini kaybetti.                                                                                                                                                                

İlk yazının buluşu beş bin yıl önceye dayanmaktadır. İnsanlık tarihinin yazın buluşuyla tekamül etmektedir.Beş bin yıllık insanlık tarihinde oluşan bilgiler,bazen bir laboratuar ortamında,bazen de bir deney sonucunda yıkılabiliyor. Geçenlerde dört tane  bilim adamı dünya tarihine damgasını vuran bir deney gerçekleştirdiler. Ve deney şöyle gelişti.Mark Tawim dünyanın en yalnız yeri olarak kabul ettiği  Kaliforniya eyaletindeki mono gölü,elli yıldan beridir,ne yağmur yağıyor,nede taze su havzasına topluyor. Yüksek miktarda arsenik olan bu gölde,Amerikalı jeofizik enstitüsü Astrobiyoloji  Profesörü Felisa Wolfe Simon  mono gölünde dört yıldan beri bir araştırma yapıyor. Bu araştırma sonucunda ölümcül arsenik maddeyle beslenen GFAJ-1 adlı bakterinin arsenik ile yaşamını sürdürdüğünü kanısına varıyor. İnsanlık tarihinin sahip olduğu tüm canlıların DNA’sında karbon,hidrojen,azot,oksijen,fosfor,kükürt ve bu altı elementin olmadığı zaman canlı yaşayamayacağı bilgisini yıktı.                                                                                        

Wolfe’ in mono gölünde çıkardığı tortul çekirdeği örneklerini inceleyip ortaya çıkardığı yeni bakterinin hem arsenikle beslendiği hem de DNA’sında fosfor yerine bu zehirli maddeyi yapı yaşı olarak kullandığı saptadı. Bu yeni bakterinin çok az fosfor,çok fazla arsenikle beslendiğini beklemezken,üstelik bu yeni bakterinin arsenikle beslenmeye kalkmayıp;DNA’sına fosfor yerine arseniği kopyalaması şaşırtmış Wolfe’ yi.                     

Aya,ayak basan bilim adamları,bu altı elementin olmaması durumunda yaşamın olamayacağının kanısındaydılar. Ayda yüksek miktarda arseniğin olduğu ve arseniğin olduğu  yerde canlının yaşayamayacağı kuranının Wolfe çürüttü. Dünya dışında yaşamın olabileceği düşüncesi tekrar canlanmış oldu bu deney sayesinde. Sevgili dostlar  görüyorsunuz ki insanlık neyle uğraşırken bizler hala ekonomik krizle,demokratik açılım alevi açılımın,roman açılımını,yeni bir anayasa reformu,yapmakla cebelleşiyoruz. Avrupalılar aya yerleşmenin planlarını yapıyorlar.