Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Murat SARIOĞLAN

Yasak Elma!

Murat SARIOĞLAN Yazar Murat SARIOĞLAN
21 Ağustos 2009
Murat SARIOĞLAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bir ağustos sabahıydı. Gece geç yatmış olmanın vermiş olduğu uyku mahmurluğuyla kendimi kahvaltı sofrasında bulmuştum. Dostum Arif kahvaltıyı hazırlamış dedesiyle birlikte kahvaltı yapmaya hazırlanıyorduk. Bir yandan muhabbet ediyorduk bir yandan bir şeyler atıştırıyorduk.

Deniz bizi bekliyordu. Ağustos sıcağında da deniz bir başka oluyordu. Serinlemek bir yana dursun sahildeki muhabbette doyum olmuyordu. Ah bir de tavla bulabilseydik çok daha güzel olacaktı. Denizin dalgalarına kendini bırakmanın keyfi de bir başkaydı. Yaylı yataktan, yün döşekten daha rahattı sanki su yüzeyi. Derken kahvaltının son safhalarında dedenin balkondan dışarıyı süzdüğünü gördüm. O tadına doyulmaz muhabbet ortamını bir anda derin bir sessizlik almıştı.

– “Hayırdır dede“ dedim.”daldın gittin uzaklara.”

– “Oğlum” dedi caddede yürüyen insanları göstererek. “Ne kadar fakir bu insanlar.”

Nasıl yani ya dedim kendi kendime. Fakir mi? Bu insanlar nasıl fakir olabilirdi ki? Oturdukları eve baksak bir servet eder, altlarındaki arabalara güç yetmez, yaşadıkları hayat o kadar lüks ki akıl almaz, ellerinde torbalar herkesin cesaret edip de gidemeyeceği mağazalardan birinin poşetleri, istediklerini alıyorlar, istediklerini giyiyorlar, nerde moda varsa oraya gidip giyinen insanlar. Acaba dede bu insanlardan mı bahsediyordu? Nasıl fakirlik bu anlamamıştım.

– “Dede” dedim “bahsettiğin insanlar senden kat be kat zengin insanlar nasıl bir fakirliktir bu?”

– “Oğlum hiç bu kadar fakir insan olur mu? Baksana bana ben daha zengin değil miyim onlardan?

Keyif çaylarını yudumlarken Arif’le göz göze geldik bir an. Anlamaya çalıştık. İkimiz de bir anlam veremiyorduk dedenin bu söylemine. Kastettiği bir şey vardı ama anlamadığımız apaçık ortadaydı. O kadar yıl yaşamış bir insanın söylemek istediği bir şey olmalıydı. Meraklı gözlerle ikimiz de gözlerimizi dedeye doğru çevirdik. Zaten o da pek de bir şey anlamadığımızın farkına varmış olacak ki açıklama zahmetinde bulundu.

– “Oğlum insanların giydiklerine bakın ilk önce. Fakir olmasalar hiç bu kadar açık saçık giyerler miydi sizce?”

Yeni yeni anlıyorduk dedenin onlardan daha zengin olduğunu. Hiç bu açıdan düşünmemiştik açıkçası. Üniversite mezunu olunca bakış açımız iyice daralmıştı sanki. Düşünebileceğimiz bütün ihtimalleri düşündüğümüzü sanmıştık oysa. O kadar çok ihtimal varmış ki düşünebileceğimiz, hayat üniversitesinde daha öğrenci olduğumuzu anlıyorduk. Belki de şeffaf kâğıdın arka yüzünde olan biteni görmek için daha toyduk ya da kendimizi öyle görüyorduk. Gözlerimizdeki perdeyi daha açamamıştık.

Medeniyet adı altında ya da çağa ayak uydurma adına giyilen giysilerin şık durup durmamasına bakıyorduk. Bize moda diye diretilen aksesuarlardan yapılan giysileri giyer olmuştuk. Sonra çağdaşlaşma adı altında batının yaptıklarını taklit ettik zamanla. Zenginliğin pahalı mağazalardan bir karışı geçmeyen mini etekler almak olduğunu sandık. Elbiselerimizi bir tarafımızı örtmekten ziyade marka olup olmamasına göre seçtik. Varlık içinde yokluğu gösterdik. Sadece para karşılığı mini etek almadık biz aynı zamanda aklımızı da sömürmelerine izin verdik.

***

Uzaklara dalan gözlerim tekrar yoldan geçen insanlara takıldı bir anda. Normal hayatta bırakın silip bir mayoyu, kısa bir şort giyerek ekmek almaya gidemeyen insanlar yazlık yerlerin havasından mıdır suyundan mıdır bilmem bikinileriyle denize doğru yol alıyorlardı. Acaba insanlar yazın farklı bir role mi bürünüyorlardı? Kışın o insan başka bir düşünceyle mi yaşıyordu bilinmez ama fakirlikten kurtulmanın üniversite bitirmeye ya da akademik kariyer yapmaya bağlı olmadığını anlayabiliyordu insan.

Sözde daha medeni bir toplum yapısı oluşturma çabası içinde olan insanların yaptıkları davranışlardan ibaretti bunlar. Mecazi fakirliğin resmi bir kanıtıydı gördüklerimiz. Kışın var olan zenginliğin tatil yapma pahasına da olsa bir müddet unutulmaya çalışılan zihniyetin göstergesiydi belki de. Kafa dinlemek bu olsa gerekti. Özgür olmak, demek buydu. Sözde özgürlüğün somutlaştırılmış haliydi.

Düşüncelerden uzak, prensiplerden yoksun, daha gerçekçi ifadeyle kendini kaybetme noktasına gelen insan profilleriydi bunlar. Onlara göre özgür yaşamak, medenileşmek, zengin olmak, istenilen şeyleri yapabilmek, söylenilen onca cümlenin bir tanımı niteliğindeydi yaşam tarzları. Tam da kendilerini yansıtıyorlardı. Bazılarına göre fakir, bazılarına göre cahil, bazılarına göre kendini bilmez, bazılarına göre ise örnek bir kişilik, bazılarına göre medeni, bazılarına göre de imrenilen bir yaşam tarzlarıyla ulaşılması imkânsız insanlardı.

Onları eleştirmek bize düşmezdi normalde. Çünkü bu bizim işimiz değildi. Ama düşünceler bizi kendimize bırakmıyordu işte. Caddeden geçen tanımadığımız insanlar hakkında bir takım düşüncelere sahip olabiliyorduk. İnsanları kendilerinden habersiz mütalaa etmek bize göre değildi. Varlığımızın bir nedeni olarak da gösterilemezdi. Yasak elmayı yeme niyetinde değildik çünkü insanları yargılamak haddimize değildi.

Arif kahvaltı masasını toplarken insanlar hakkında çok fazla düşünce ürettiğimi fark ettim. Bunu daha fazla sürdürmenin doğru olmayacağını düşünerek Arif’e laf attım.

– “Hadi olum denize gitmiyor muyuz?”

– “Gideriz kanka istediğin şey deniz olsun.”

Daha denize gitmeden geçireceğimiz eğlenceli dakikaların tanığı olmak için sabırsızlanmaya başlamıştım. Yüzmenin keyfi de bir başkaydı. Hele denize yatmak yok muydu? Yaylı yataktan, yün döşekten daha rahattı sanki su yüzeyi. Ah bir de tavla bulabilseydik çok daha güzel olacaktı.

Paylaş
Etiketler: felsefekritiktoplum
Önceki Yazı

Kafası Pisuvara Sokulasıcalar!

Sonraki Yazı

Rahmetli Ebül Feyz Elçibey

Murat SARIOĞLAN

Murat SARIOĞLAN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Murat SARIOĞLAN

“Önce Vatan” Dedikleri Aşktı Onların Destanı..

18 Mart 2013
5k
Murat SARIOĞLAN

Gökyüzü Mavi mi Hala Sence?

01 Şubat 2013
5k
Murat SARIOĞLAN

İnancın Prensibi

06 Aralık 2011
5k
Murat SARIOĞLAN

Kimlik Meselesi!

05 Aralık 2011
5k
Sonraki Yazı

Rahmetli Ebül Feyz Elçibey

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap