“Tokalaşmak yasak, öpüşmek yasak
Kavga etmek yasak, dövüşmek yasak
Ziyaretler yasak, görüşmek yasak
Bir de başımıza korona çıktı.”
Ozan Ali Cevat Yürekli
*
“Aklın gücüyle ağrıyı yenebilirsiniz.”
Emma Tracey
BBC News
*
OKUDUKLARIM VE DUYDUKLARIM
Covid-19 adıyla bilinen bulaşıcı ölümcül virüs salgını, 2020 yılı başından itibaren dünyayı sardı. Virüsün çıkış yeri olarak Çin Halk Cumhuriyeti bilinmektedir. Virüs nedeniyle gelişmiş ülkelerin birçoğunda sağlık sektörü çöktü!
Başta sağlıkçılar olmak üzere çok sayıda insan, bu virüsün bulaşmasıyla yaşamını yitirdi! İnsanlar özgürlüklerinden vazgeçme noktasına geldiler.
Sosyal yaşam alanlarında, toplu gidilen yerlerde, taşımacılıkta, ibadethanelerde insanların birbirine mesafeli kalması istendi. Sokağa çıkma yasakları kondu. Okullar tatil edildi. Salgın nedeniyle işlerine gidemeyen, çalışamayan ve kazanamayan insanların mağdur olmaması için durumlarına göre devletler, değişik ekonomik önlemler aldılar.
Bilim kurulları oluşturuldu. Basın yayın organlarının tamamında ilk haberler virüs salgını üzerine oldu. Virüs salgını ile ilgili uyarılar, yapılması gerekenler, uyulması gereken kurallar, alınan önlemler, aşı bulma ve tedavi yöntemleri üzerine çok sayıda ve hemen her gün oturumlar, paneller, röportajlar yayınlandı. MMT dillerde pelesenk oldu.
Kimi sosyal mesajlar da verildi. Prof Dr Unvanlı kimseler televizyon ekranlarında yerlerini aldılar. Çelişik beyanlarda bulundular. İnsanlar, hiçbir söylenene inanamaz oldu. Dünya gündemini bu kadar dolduran salgın üstüne yazarlar ve şairler neler düşündüler, neleri dile getirdiler, nasıl etkilendiler? Corona-19 salgınını yaşamış birisi olarak belli başlıklar altında değinilerde bulunma fırsatı bulduğum için mutluyum, diyebilirim.
***
COVİD-19′ A YAKALANMAMAK İÇİN ÖNLEMLERİM
– Fiziksel mesafeyi korumak amaçlı maske taktım. Kimi zaman çift maske kullandığım oldu. Bunun yanında siperlik de takma önlemi aldım.
– Sabun, su ya da alkol tabanlı dezenfektan kullandım, ellerimi sıkça temizledim.
– Öksüren ya da hapşıran kişilerle aramızdaki güvenli mesafeyi hep korudum.
– Bol su ve vücut direncimi artıran; bitki çayları şunlar dağ çayı, yeşil çay, adaçayı, papatya çayı, kuşburnu çayını aralıklarla tükettim.
– Öksürürken ya da hapşırırken burnumu ve ağzımı dirseğimin iç kısmıyla ya da mendille kapattım.
– Gözlerime, burnuma ya da ağzıma ellerimle hiç dokunmadım.
– Bol bol antioksidanlık salatalar ve turşuyu da ihmal etmedim.
– Şekerli ve karbonhidratlı besinlerden uzak durdum.
– Genellikle proteinli beslemeyi tercih ettim.
– Dengeli beslenmeye özen gösterdim.
– Balık yeme fırsatını aradım.
– D vitamini almaya dikkat ettim.
SALGININ BENDEKİ BELİRTİLERİ
Bir hafta süreyle evde kendimi iyi hissetmedim. Baş ağrısı, öksürük, aşırı yorgunluk, kollarımla bacaklarımdan parmak uçlarına kadar yoğun ağrılarım oldu! Bütün çabalarıma rağmen corona virüsünden kendimi koruyamadım! Önlemlere karşın yine de bulaştı! Korktuğum başıma geldi!
SAĞLIK KURUMUNA GİDİŞİM
Evet, soğuk algınlığı düşüncesiyle ve şikâyetlerimle bir hafta bekledim. Baktım geçmiyor. Sokağa çıkma yasağı olduğu için dışarıya çıkamadık. Pazartesi 5,30’da oğlumla hastanenin yolunu tuttuk. Corona-19 Salgını bölümüne vardık. Sıra numarası verdiler. Erken sıra almak için orada bekledik. Oğlum da aynı durumdaydı. İkimizde test yaptırdık. Dört saat sonra pozitif (+) çıktı! Sağlık yardımı aldık. Hemen evlerimize döndük ve iki hafta karantina…
EVDE KARANTİNA VE İLAÇLAR
Oğlum beni evime bıraktı. Kendisi de evine döndü. Evlere döndükten bir saat sonra e-nabızdan baktım. Maalesef test sonrası RİSKLİ yazdı. Üç saat sonra sağlık müdürlüğünden aradılar.
-Evden dışarı çıkmayın. Şu an durumunuz nasıl, sakin olun, yarım saatte kadar ilacınızı getireceğiz. Geçmiş olsun! Dediler.
Telefonu kapattıktan yarım saat sonra yine aradılar, ilacı getirdiler, kapıya bırakıp gittiler. Hemen ilaç tedavisine başladım. Takviye ilaçlarla birlikte çok zor bir süreçti!
Her gün iki kere aradılar:
-Evde misiniz, durumunuz nasıl? Dediler.
DUYGU VE DÜŞÜNCELERİM
Çok değişik bir hastalık… İlk günlerde çok halsizdim, sonra eklem ağrılarım başladı. Uykusuzluk baş gösterdi. Beş gün uyuyamadım. Bu sebepten geceleri halüsinasyon (sanrı) türü gerçek olmayan olayları gördüm. Sesler duyuyordum, garip kokular alıyordum, ağzımda “tuhaf” tat hissi vardı. Kalp atışlarımda hızlanma vardı. Ara sıra baş dönmelerim oldu. Ateşim yükselmedi. Nefes darlığım olmadı.
Çok şükür karantina günlerim bitti! Eski sağlığıma geri dönüş yaptım. İyiyim! Hiç kimse: ‘bana bulaşmaz’ demesin. Bu virüs, her yerde ve gözle görülmeyen acımasız düşmandır. Bu düşmanı yenmeliyim diyerek Doktorların tavsiyeleriyle bunları tükettim. Zerdeçal, zencefil, sumak, karabiber, acı biber, badem, ceviz, bal ve zeytinyağı tüketimi bağışıklık sistemimi güçlendirdi, kanısındayım.
Tüm bunları yaşarken insan bir an her şeyin bittiğini hissediyor! O anda tüm sevdiklerim bir bir gözümün önünden geçtiler… Bizi yaratan yüce tanrım bunu hiç kimseye yaşatmasın! Çok şükür kendi evimde geçirdim. Hastane ortamında yatan hastalara Allah sağlık versin! Bu salgına yakalananlara acil şifalar diliyorum…
Şairin bu salgınla ilgili yansıttığı duygularını, aşağıya aktardığım şiiriyle okurlarımı baş başa bırakarak, yazımı noktalamak istiyorum:
ASRIN BELASI
( Corana-19 Şiiri )
İki bin yirminin, ilkbaharında
Bir amansız bela, sardı dünyayı
Çaresi olmayan, tıp zuhurunda
Bir amansız bela, vurdu dünyayı.
Okyanuslar aşan, sınırlar yıkan
Önüne geleni, peşine takan
Sekiz milyar canı, evine tıkan
Bir dümensiz bela, yordu dünyayı.
Sarılamaz oldu, anne kızına
Baba evladına, ömrü hazına
Dede torununa, iki gözüne
Bir dumansız bela, yardı dünyayı.
Kızıl Çin’den çıkıp, arşa yayıldı
Dokunan çarpıldı çarpan bayıldı
Pandemi denilen, türden sayıldı
Bir limansız bela, kırdı dünyayı.
Milyonlarca insan, işinden oldu
Fabrikalar durdu, aşından oldu
Gelecek karardı, düşünden oldu
Bir zamansız bela, serdi dünyayı.
Çevirdi evreni, mahpushaneye
Kapısız bacasız, hapishaneye
Döndürdü yaşamı, azap haneye
Bir lemansız bela, gerdi dünyayı.
Devasız bıraktı, mezhebi dini
Doktoru eczayı, kimyayı feni
Hiç ayrım yapmadan, alıyor canı
Bir amansız bela, dürdü dünyayı.
Fakir böyle düştü, tarihe notu
Yarıldı gök kubbe, yıkıldı çatı
Hizaya getirdi, Nebi’yi putu
Bir imansız bela, kardı dünyayı.
Mehmet Çiçek
*