Akşamınıza selam olsun dostlar…
Yarın arefe, Salı günü ise Ramazan Bayramının ilk günü. Birçokları için bayramlar artık neredeyse bir tatil fırsatı.
Benim için değişen bir şey yok deliye hergün bayram misali…
Nerede o eski bayramlar sözü artık dillerde bir gülümsemeye dönüştü.
Evet, gerçekten yok artık o eski bayramlar.
İnsan çocukluğunda yaşadığı bayram hazzını düşününce bugününden zevk almaz oldu. Hep bir hasret ve iç çekmelerle anar oldu yaşadığı günleri. Neden böyle oldu ki. Yaşanan ekonomik şartlardan mı, yoksa çocukluğa duyulan özlem mi veya bir türlü alamadığı ruhsal doyum mu. Doyumsuzluk mu. Belki de insanlığın süratle bir egoizme doğru gitmesidir.
Eskiden geniş ailelerde yaşarken artık daha bireysel bir yaşam sürmemizden de olabilir.
Bunlar gibi binlerce soru çıkarılabilir aslında. Belki de hepsi.
Herkes aynı şeyi söyleyip duruyor hani o eski bayramlar diye, ama kendisine dönüp bir baksa kendi ne yapıyor o eski günleri yaşatmak için o ayrı konu.
Tabii ki yaşadığımız zaman, iş hayatı, stresler derken insan birazcık nefes alabilmek için bayram tatilini de fırsat bilip tatil yapmak, dinlenmek, gezmek istiyor, belki çekirdek ailesiyle, belki arkadaşlarıyla.
Büyüklerini de telefonla aramak yetiyor, keza yakınlarını da.
Tanıdığım herkesin mutlaka eski bayramlarla ilgili anısı vardır.
“Nerede o eski bayramlar?” teranesinden bıktık usandık, medyanın, yada ben gibi yaş geçkinlerinin bir araya gelince ısıtıp ısıtıp ‘nerede o eski bayramlar’ lafını önümüze sürmelerinden gına geldi.
‘Eski bayramlar ne güzeldi’yi bırakıp, ‘yeni bayramlar nasıl olsun’a her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz zira…
Çünkü eskisi yada yenisi değil, asıl değerli olan Bayramın bizlere “Bayram ettirmesi”dir!
Bayram… Adı üstünde…
Zengini elinden tutup yoksula götürmüyor da, yoksulu zenginin kapısında kuyruğa sokuyorsa mesela…
Mazlumun yaralarını üç beş gün için olsun sarmıyor, yaraların iyileşeceğine dair bir umut vermiyorsa…
Zorbalara yanlışını göstermiyor, hissettirmiyorsa…
Ben, sen, o her günümüzü bayramlaşarak geçirsek, durmadan kısa mesajla bayram tebriği atsak birbirimize neye yarar?
Modern zaman bizi bireyselliğe ve yalnızlığa mahkum etti. Bu büyük bir dramdır aslında. Bizim geleneklerimiz ise sürekli toplanmayı, bir araya gelmeyi, vefalı olmayı, teşvik eder. Ailemiz de bunun başında gelir. Bayramda ailenizin, dostlarınızın, sevdiklerinizin yanına gidin.
Yüz yüze, ona dokunarak, hissederek halini hatırını sorun, bayramlaşın. Unutmayın, insan yalnız yaşayamaz…
Ama ben hâlâ umut dolu bir yürek taşıyorum bu konuda. Umudun bittiği yerde hayatın da bittiğini bilmekten değil sadece, bu ülkeye ve bu insanlara hizmet etmeyi görev bilen insanların dimdik ayakta durmaya çalıştığını gördüğüm için umut dolu yüreğim…
Tamam! Burada durayım… haddimi aşmak ve şaşmak istemiyorum. Öyle diyor büyüklerim!!!. Haddini aşma, çizmeden yukarı çıkma!!!. Biz yerimiz biliriz aldığımız aile terbiyesinden dolayı.
Bayramlar üzerine, özellikle annemi kaybettikten sonra, genel çizgileriyle böyle düşünmeme karşılık, Ramazan Bayram’ının benim için apayrı bir anlam yükü mevcut. Çünkü bu bayramda biz, geleneğin yüzyıllardır emrettiği gibi, tatlı yer ve tatlı konuşuruz. Bayramın halk ağzında Şeker Bayramı diye nitelenmesinde mutlaka bir hikmet olduğunu düşünmemek elde mi?
Neyse asıl meseleye dönelim biz. Bazen kalem isyan ediyor bana ama oda benim aldığım terbiyeden nasiplenmiş. “Dur asıl meseleye gel” deyince emir telakki ediyor…
Adaletin terazisi, Varlığın Yaratıcısı, merhametin tek göstergesi olan Yüce Yaratan ALLAH hayırlı dualarda bulunan müminlerinin dualarını kabul edermiş.
Ben de Yüce Yaratana avuç açtım dua ediyorum ki; Biz, öncelikle biz Müslümanlar ve tüm dünya ki Yüce yaratıcının tüm kulları dostluğu, sevgiyi ve geleceği… Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı… Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaşalım, paylaşmaya devam edelim; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedelim bu aziz mübarek günlerin suyu yüzü hürmetine…
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindeki keder de ancak böyle bir ikinci geliş ümidiyle hafifler; tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Ramazan Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğimle. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin. Ramazan Bayramınızın öyle bir neşeyle gelsin ki ve tüm ailenizi sevince boğup hanenize bereket getirsin.
Hayat nefes aldığımız kadardır, gerçek olan güzellikler yaşandıkça anlaşılır, bu güzel günde birlikte yaşamamız ve BİZ olmanın farkının farkındalığını fark edip, yeniden hatırlamamız ümidi ile Mübarek Ramazan Bayramı tüm İslam Alemine ve siz dostlarıma, arkadaşlarıma, yakın uzak akrabalarıma kutlu olsun…
Sevgi ve saygımla gönül sofranıza, gönül soframdan muhabbetler gönderdim…
02.05.2019
#öskurşun#