İlahi bir tecellidir, ayeti kerimeler hayatımızın mükellefiyetinin sınırlarında. Yaşadığımız hayatı şekillendirmemize yardımcı olan ayetlerin, çehresinden âleme yansıyanla yaşamak sıfatıyla, halk edilmiştir başlangıç.Kuran-ı Kerim nedir? Neden indirilmiştir, nasıl ve ne türde kurallar taşır? soruları, yıllardır sorulur. Farklı cevaplar, farklı düşüncelerin ve içinden çıkılmaz anlayışların, ürettikleri çözümlerle bu zamana kadar gelmiştir. Her şeyin evveli olduğu gibi, Kuran’ın da evveli vardır, her sayfasını oluşturan ayeti kerimeleri, Allahtan gelen cümleleri ve kelamının sesleri vardır. Bir kitabın oluşabilmesini için sahifelerin bir araya gelmesi gerektiği biliriz ve kaleme alınmayan sözler kitap anlamı taşımaz ve söz olarak çağa yanaşır. İşte karanlığın içinden çıkan bir kelamlar silsilesiyle birlikte İslam’ın asrısaadete taşıdığı sözlerini oluşturan ayet nedir-le başlamak istiyorum.
“Söz incidir, kuranın sofrasında
Ziyafettir, İbrahim’in hanesinde
Alamettir, Musa’nın asasında,
Bin şifadır İsa’nın gözlerin de ve ellerinde,
Başlangıçtır tekrar edilen Nuh’un perdesinde,
Muhammed’dir ahlakının her deminde.” A.GÜL
Ayet kelime-i manasında; görünmeyen bir olgunun veya varlığın ve ya nesnenin varlığını anlatan sözler silsilesidir. Bilinmediği sanılanların görünürlüğünü sağlayan izdir, belirtilerin hayata kattığı anlamdır. İnsanoğlu görmediği ve bilemediği ya da dokunamadığı, canlı ve cansız varlıklara ulaşabilmek adına farklı yollar denemiştir. Ve ovarlığa ulaştıran her şeyi kutsallaştırmıştır. ayetlerle beşeri zihniyetin kafasındaki olumsuz ve şüpheci fikirleri ortadan kaldırmak ve yaratılan her şeyin yöntemini bildirmek için, indirdiğinin anlatmak ve anlaşılabilmek adına kuran adı altında indirilmiştir.
Ayete kuranın verdiği anlama gelince, yaratanın yaratılana ulaşmasını ve onu tanıyıp bilmesi için indirdiği Allahın varlığının işaretleridir. Onun yaptığı her işin bir ayet olduğunu söylemektedir kuran.
“Gece ile gündüzün peş peşe gelişi, insanların faydası için denizde yüzen gemiler, ölümünden sonra toprağı diriltmek üzere yağmurun indirilişi, canlıların var edilmesi, bulutların boyun eğmiş bir şekilde havada yüzmeleri birer ayettir ( 2 Bakara/164)
İnsan, hayvan, doğadaki her şey, yaşam, iklimler, denizler, dağlar, depremler vs. vb. vd. her şey Allahın ayetleridir. İnsan Allah(c.c) en doğru ve etki ayetidir. Başlangıçta-sonda, gecede-gündüzde, denizde-dağda, yaşamakta-ölümde ve cennette- cehennemde bütün bu ayetler İnsan ayetinin yaşaması ve ibadet etmesi için yaratılmışlardır.
“Kıyamete yaslanan korkular aldı başını da gidiyor
Gidişlerin dönüşü yok kafiyesizdir ihanet
Meşakkatlidir yoların bittiği zamanlar
Batıda doğma güneş endişeler gerçeğe keramet…” A.GÜL
Ve peygamberlerin geliş sebeplerindeki olayların arkasında da ayetlerin varlığını bildirir ve şspat eder bize kuranı kerim. Zamanın hangi noktasında olursa olsun inkarın ve nankörlüğün sonunda yok olan tüm kavimlere gönderilen elçilerin her biri uyarıcı ve yönlendirici ayetlerle gelmişlerdir o kavimlerin başına. Mucizeleri de yanlarında getirmişlerdir ilahi bir içerikle. Mucizeler bu peygamberlerin ayeti alametleri olmuştur.
“Hzİsa (as)’nın çamurdan kuş yapması, körün gözünü açması, alaca hastalığını iyi etmesi, ölüyü diriltmesi, saklanılan şeylerin yerini haber vermesi birer ayettir (mucizedir) (3 Âli İmran /49)
Hz İsa (as)’ya gökten sofra indirilmesi (5 Maide /114),
Semud kavmine deve verilmesi (17 İsra/59),
Hz İsa (as)’nın babasız dünyaya gelmesi (19 Meryem /21),
Hz Musa (as)’nın elinin Ay gibi parlaması (20 Taha /22) hep birer âyettir”
Ayeti kerimeler, “Allahın sözleridir” dini literatürde. Aslında tün dinlerin kitaplarındakiler de ayettir. Ama dini olarak baktığımızda, eğer Yaratanın sözleri insani sözlerle değiştirilmişse, bu ayet olmaktan çıkar, sadece yasa olarak yansır, hayatın akışına. Sözlerin bittiği noktada bitmeyen tek söz, Allahın sözüdür. İnansak da inanmasak da bu sözler, kelimelerle ve gerçek olaylarla yüzüme çarpar kendini. Kuranın her süresinin oluşturan bir ailedir bu muteber kafiyeler birliği.
Din ve mucize ve yaşamın anlamıdır, ayeti kerimeler. Sözden öte sadece söz vardır…
