Bugün ülkemizde oynanan bir oyunu sizlerle paylaşmayı tercih ettim. Bu oyunun adı, yap-boz oyunu. Herhangi resim veya yazı metninin parçalara bölünmüş halidir. Aslında parçalara baktığında çok fazla bir şey belli olmuyor. Hatta masum bir nesne gibi duruyor. Ama onun parçalarını kendi yerine koyunca ortaya o BÜTÜN çıkıyor.
Ülkemizde yaklaşık 3-4 yıldır gelişen hadiseler bana yap-boz oyunu gibi geliyor. Çünkü BÜTÜNE ait parçalar yerlerine konmaya başladı. Resim veya metin ortaya çıkıyor. Her ne kadar parçalar yüksek sesle kendilerinin, bütüne ait olmadığını haykırsa da, parçanın bütüne ait olduğu tüm millete ayandır. Aslında yap-bozun oyunu Cumhuriyete atılan bomba ve ardından Danıştay saldırısıyla start aldı. Bu iki olay, Ülkemizin bu günü ve geleceğinin şeklinin miladıdır.
Danıştay cinayetini yapan şahsın baş örtüsü için cinayet işlediği ve tetiğe “Allahü Ekber” diyerek bastı. gibi açıklamalar yapılması ortamın gerilmesine sebep oldu. Hatırlayın o iki günün sloganlarını ”Katil Başbakan”, “Siyasete kan bulaştı”. Ülke bir anda karıştı. Ölen Yargıcın cenazesinde bakanlar kovalandı, hatta tartaklandı. Aslında bu plan o BÜTÜNÜN planıydı. Parçalara icraat yaptırıyor. Hatta o BÜTÜN kendisine ait farklı renk ve şekildeki parçaları aynı amaca hizmet ettirmiş; ama parçaların bundan haberi bile olmamıştır. Her parça kendilerine ait ideal ve sevdaları olduklarına inanmışlar. Maalesef o zavallı parçalar BÜTÜN beyin sevdası sevdaları, yolu idealleri olduklarının farkında değillerdi. Fark edenler oyunu terk ettiler… Ama parçalar bir araya gelip, BÜTÜN bey kendisinin deşifre olmayacağına inanıyordu.
Ama Yüce Rabbimin de bir hesabı vardı. Danıştay saldırısında güvenlik kameralarının devre dışı bırakılmış ve diğer önlemler alınmıştı. O gün Danıştay’a ziyaret için gelen civan mert bir yiğit, bütünün parçalarından biri olan katil Alpaslan Aslan’ın yakalanmasına sebep oluyor. Katilin ayağına taktığı çelme, gerçek anlamda ülkenin devrilmemesine yardımcı oluyor. Katilin yakalanması BÜTÜN beyin planlarını alt-üst etti. Danıştay depremin ardından artçı sarsıntılar geldi. Her sarsıntı bir sırrı ortaya çıkarıyordu. Âdete çorap sökülmeye başladı.
Ümraniye de ele geçirilen bombalar. Cephanelikler. Gizli darbe planları. Yargının şaşırtan kararları. Yapılan her dalga veya her sarsıntı BÜTÜNE ait bir parçayı yerine koyuyordu. Artık bütün beyin adı oluştu. Hep beraber ERGENEKON adını gördük resmin üzerinde. İsmi de kendileri koymuşlar. Yap-boz tam bitmedi. Oyuna izlemeye devam ettik. Ardı ardına yapılan karakol baskınları. Yitirdiğimiz onlarca yiğit Mehmetlere bir yenisi ekleniyordu oyunun devamında. En son yapılan baskınlarda Yani geçmişte Bingöl olayı, Başbağlar katliamı. Şemdinli hadisesi. Yakın tarihte ise Hantepe’de, Dağlıca’da Tunceli’de, İskenderun Baskınında neler yaşandığı ayan beyan ortadadır. Hatırlayın İskenderun’ da hainlerin güzergâhındaki nöbetlerin iptali. Teknolojik imkânların devreden çıkarılması veya tespit edilen bilgilerin saklanması veya haince gizlenmesi. Elde edilen istihbaratın ve bilgilerin gizlenmesi. İnanın, bunları yazarken bile insanın kanı donuyor.
Düşünün!.. Saldırıda 17 gencimizi şehit veriyoruz. BÜTÜN beyin adamlarından Tümgeneral Gürbüz Kaya “Çoban zannettik” gibi çok saçma ve bu milleti kazımayan bir üslup kullanıyor. Sen kimi kandırıyorsun. Çoban zannettin de, çobanın hayvanları nerede? İstemeyerek, üzülerek yazdığımı samimiyetle ifade etmek isterim. Milletçe hiçbir yönden eleştirmediğimiz, baş tacımız ve en önemli kutsalımız sayılan; hatta adına Peygamber ocağı dediğimiz silahlı kuvvetlerimizin içine sızan BÜTÜN beyin adamlarının yaptıkları ihmal değildir. Millete ihanettir. Gerçek olan Bütün beyin yalnız olmadığıdır. Yanında iş dünyasından, hukuk camiasından, medya grubundan, siyasi çevreden ve askeri erkândan çok sayıda arkadaş ve yardımcısı var.
Milletimize yapılan kirli uygulamalar, bu elit tarafından icra ediliyor. İrtica diye milletimizi yıllardır. Taciz ettiler. Ceza Yasalarında irtica diye bir suç maddesi yok. Bu hukukçular nerede yıllardır. Uydurma hukukla yıllardır zulüm ve tecrityaptılar. Ordudan sadece inancı için YAŞ kararlarıyla atılan rütbeli sayısı 1643 tür. Hiç biride yargıya başvuramadı. Niye? 82 Anayasasında yasaklandı.
Ferhat Sarıkaya’yı hatırlayın. Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van C.Başsavcısıydı. İddianame Yap-boz kartonuna birkaç parça koydu diye BÜTÜN bey tarafından HSYK kanunlarına dayanarak görevine son verildi. Yargı yolu Kapalı. Üstelik avukatlık bile yapamıyor. Şuan Van’da bir avukat arkadaşının yanında ücretli çalışıyor.
Şimdi parçalar bir araya gelmeye başladı. Bütün beyde alerjik bir vaka a ortaya çıktı. O sinirli haliyle memleketin satıldığını ve milletin kanaat önderlerine ve yol arkadaşlarına sızma diyor. Anadolu insanı okuyup adam olsa bile kamuda çalışamaz mı? İnancı ve sevdikleri buna mani mi? Hani “Beşiktaşlılar filan kurumu ele geçirdiler. İçeri sızdılar”. Gibi. Bu denli garip davranışlar gösteriyor. Aslında BÜTÜN beyin kendisidir sızma.
Bu bilgiler ışığında herkesi hakkaniyete uyarak fikri muhasebe yapmaya davet ediyorum.Bir hafta sonra yapacağımız ve tarihi fırsatımız olan Referandum var. Bu referandum ,Türk milleti üretsin;biz tüketelim. Türk milleti asker olsun; biz komutan. Türk milleti seçsin; ama yönetmesin. Türk Milleti baksın; ama dokunmasın diyen azınlık ve sızma bir grubun tavsiyesi niteliğinde bir seçim olacaktır. Kısır, bireysel ve küçük hesaplar yapmadan düşünmeyi tavsiye ediyorum. Milletin iradesini güçlendirecek kararın EVET olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Bu vesile ile Bayramı hak eden kardeşlerimin Ramazan Bayramını tebrik ederim. Bu Bayramın ve halk oylamasının ülkemizde yaşanacak güzelliklerin Miladı olmasını Yüce Yaratıcımızdan niyaz ederim.
Hoşgeldiniz üstadım,
Yazınızı referandum için yazdınız, şimdi de bize kısmet oldu. Şeref verdiniz.