O Allah, O ilah… Oruç tut, o emretmişse… Susuz kal, aç kal onu razı etmek için. Ya gazaplanır sa. Açta kalırsın susuz da.
“De ki “Düşünsenize, bir sabah sularınız yerin dibine batsa, kim size bir akarsu getirebilir?” (Mülk/30) düşündün mü hiç ilah nedir. Onun gücü her şeye yeter. O Razzak seni o rızıklandırıyor.
Ya gazaplanır sa. Dünyanın en büyük çöllerinin bir zamanlar ormanlarla kaplı olduğunu biliyor musun. Yağmurları yağdıran o olduğunu anlarsın… Yağmurlar yağmaz olursa ve “Yağmur duasına”çıkanları kınayanlar, kınanacak haldesiniz.
Biz yoktan var edene İlah denildiğini biliyor musunuz. O Allah diyor ORUÇ TUTUN”.
Orucun amacı nedir? Ahlaktır. Bütün ibadetlerin amacı ahlaktır. Ve her ibadet zikirdir, sığınıştır. Allah’a miraçtır. Ey miracı inkar eden,
Oruç “Kur’an insanı” yetiştirir. Sokaklarda gördüğümüz soytarı nesil, siz oruçsuzluğun eserisiniz.
Oruçta aç kalan, helal lokma ye ömrünce, Rabbin için helali terk etmedin mi sen oruçta, ömrün boyunca “harama uçkur çözme” Oruçta sen helalinle cimadan men olmadın mı? Allah’ın eğitimi var ibadetlerde. Eğitiyor yüce Allah kullarını, ömrünce yapmayacağı işlere eğitiyor. Ey namazın amacını beden eğitim sanan ve Peygamber namazla Arapları hareket ettirdi, beden eğitim yaptırdı diyen. Amaç Kuran insanı yetiştirmektir ibadetlerde…
Bütün ibadetler Allah’ı tanıtır. Kur’an zaten sadece Allah’ı tanıtır aslında. Önemli görevi bu Kur’anın. Esma ise kur’anın çekirdeği… Koyduğu yasalar, neden razı olup olmadığını tanıtır Allah’ın… Allah’ı eksiksiz tanıtır Kur’an. Gazaplanır yasaları saygı görmezse. İbadetler yapılmazsa… Kur’an insanı cennet insanıdır. Onları kendine yakın seçecektir yani… Ey inançsız aklının öğretilerini din seçen, hayat seçen… Beşerin din koymaya hakkı yok. Kılavuzluk sadece inançlı akla verilebilir. Yanılmayan akıl inançlı akıldır sadece…
Ya gazaplanır sa dedin mi keyfince yaşayan. “İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyame, 36) ölüm zaten bunu kanıtlıyor. Enseleneceksin. Gazabından kurtuluş yok .
Anam-babam Feda Olsun Sana
Hz. Ademin duasında nur olan sevgili
Hz. İsmail’in boğazındaki bıçağa sur olan sevgili
Yere – göğe fer olan sevgili
Anam-babam feda olsun sana
Adın Ahmet idi İncil de…
İki cihan güneşisin efendim
Tarihler boyu
Sensin rahmetin solmayan gülü…
Anam-babam feda olsun sana
İki cihan güneşisin efendim
Evren kadar büyüktü ordun
Bulutlar şemsiyen oldu
Örümcekler ağ örme ustası
Güvercinler geldi uçup
Kör etmek için küfrün gözünü
Dünyaya nur saçar sevr mağarası…
Anam-babam feda olsun sana
Gül Yüzlüsün Efendim
Yer yüzüne rahmet inmiş
Can Muhammet seninle
Yıkılmış karanlığın surları
Nur Muhammet seninle…
Anam-babam feda olsun sana
Ey iki cihan güneşi
Adını öğrettiğinde annem
Küçük bir çocuktum henüz
Bir ışık’tın içimde
Gül yüzünle
Bir ışık vardı dudaklarımda
Adın dilimde
Bir güneşsin içimde şimdi
Candan öte
Bu bahçede bir gül senin yüzün
Ben bir dünya istedim
Senin güneşinde yıkansın
Arınsın bütün kirlerinden
Bir güzel bir güzel
Anam-babam feda olsun sana
Güzel ahlak verilmiş sana
Rabbin terbiyecin
Kur’’an verilmiş sana
Musa’nın asası verilmiş sana
Sen güneş’tin karanlık yırtıldı
Karanlığımıza gönderildin güneş gibi
Öyle aydınlandı ki dünya
Artık kız çocukları diri diri gömülmüyor
Aydınlandı dünya bir güzel bir güzel
Anam-babam feda olsun sana
Ey gül yüzü gül gönüllere dolan
Bütün gözlerde özlem var
Bütün özler özledi seni
Bağrım oldu çöller gibi
Gülsün her gece
Mü’minlere gül rüyalar
Gökte ay sevinçli ay yüzünü gördüğü için
Gül yüzünü görseydim en büyük sultanlık bana…
Bana gül kokar yüzün
Gönlüme ay sözün…
Güneşe sevdalı gönlüm
Onun acısı hiç diner mi
Asrın kuyularında…
Rüyalarda gül cemalin
Rüyalar bir güzel bir güzel
Gül yüzünü görmezsem uykularımda
Çorak şu ömür
Anam-babam feda olsun sana
Hüzünlü şimdi feza
Feza bir güzel bir güzel
Güle gülmek yasaklandı diye
Bülbüllerin figanı var
Balçıkla sıvanan şimdi güneş
Gün günü aratıyor efendim
Ahir zaman mı ne
Sağımda-solumda gafiller
Bir zamandayım sis duman
Akıllar hasta
Vicdanlar hasta efendim
Anam-babam feda olsun sana
Gül yüzlü efendim
Savaşın şirke
Güneşin kavgası gibi kavgan
Gönülden silerdi geceyi
Adın ışık verirdi daim…
Rahmet oldun aleme
Denizler göller gibi
Sana sevdalı yollar
Adı anılan yerde-gökte…
Aşk güneşi efendim
İki cihan serveri efendim
Susmadım vurulurken bir gülün boynu
Gül yüzlü efendim
Sana sevdası var güllerin
Güller bir güzel bir güzel
Adını şakımak ta bülbüller…
Gül yüzü özlenen efendim
Seherlerde namaz kıldım
Adını andım…
Anam-babam feda olsun sana
Ey Rahman ve Rahim olan
Gafletten uyandır bizi
Gül yüzlü efendimizin
Sevgisi ile yandır bizi…
Naçar yine insanlık
Kılavuzu o insanlığın
Anam-babam feda olsun ona
Dillerde daim olsun adı…
Teri gül kokulu Rasulün
Anam-babam feda olsun ona
Hep gül koksun bize Mekke
Hira hep güneş olsun bize
Medine Nehir gibi aksın çölümüze
Bereketler aksın ömrümüze…
Duamız bu
Ey Rahman ve Rahim olan
Anam-babam feda olsun ona
Karanlık yine karanlık
Zulüm yine diri
Doğumuyla yıkılmıştı Kisraların sarayı
Sevgisiyle yık gönüllerde
Kapkaranlık kisraların sarayı
Nasip oldu
Ziyaret ettim kabrini efendim
Aktı gözümden yaş
Zaman geçiyor mu duruyor mu
Zaman bir güzel bir güzel
Anam-babam feda olsun sana
Nasip oldu varmak Uhuda
Sitem ettim Uhuda
Kırıldı dişin diye
Uhut ağladı efendim
Uhut bir güzel bir güzel
Anam-babam feda olsun sana
Ramazanlar kur’an ayı
Ramazanlar senin diye
On bir ay
Arıyorum ramazanları
Topluca getirilen salavatları
Gecenin karanlığını nura döndüren
Hep bir ağızdan söylenirken adın efendim
Dünya bir güzel bir güzel
Anam-babam feda olsun sana