Türkiye bir tarım ülkesi, hayvancılık ve tarımla geçimini sağlayan bir ülkede yaşıyoruz. Elbette ki sanayi ve ticaretimiz de her geçen gün gelişiyor, artıyor. Ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynaklarını yeterince işleyip değerlendirirsek: kendi kendimize yetecek haldeyiz. Allah’a bin şükür.
Yer altı zenginliğimiz, madenlerimiz de yeterince ülkemizde değerlendirilip işlenecek olursa dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında ki yerimizi alır adımızdan da söz ettiririz. Nitekim son dönemdeki gelişmeler Türkiye’nin yüzünü ağartıyor; Türk ve İslam dünyasına da umut olmaya başladık. Bunlar sevindirici gelişmelerdir.
Ancak ne yazık ki: koronavirüs döneminde sürekli artan ürün fiyatları insanımızı canından bezdirir hale geldi. Haklı olarak: “ Yeter Artık!” diyoruz. Covid-19 u bahane ettiler ürün fiyatlarını arttırdıkça artırdılar; döviz kurlarını bahane ettiler etiketleri günlük değiştirmeye başladılar. Sürekli ürün fiyatları arttı hiç geri adımda atılmadı.
Marketlere girilmez oldu! El ve cüzdan yakıyor, insaf ve merhamet beyinlerden silinmiş durumda!.. Kime sorsan şikayetçi, alıcı da, satıcı da aracı da şikayet ediyor! Sanki gizli bir el var fiyatları o yükseltiyor? Böyle bir mantıksızlık olamaz!
Fiyat pahalılığının yanı sıra kalitesiz ürünler, süresi geçip etiket değiştirilerek yeniden piyasaya sürülen ürünler, bozok ve sahte gıdalar raflarda kol geziyor. Serbest piyasa adı altında kurulmuş bir soygun düzeni var. Mutlaka devlet eliyle buna dur denilmelidir. Belki de karanlık emelli birilerini eliyle yürütülen gizli sakat bir siyaset var bilemeyiz ama millete yönelik bir zam zulmü ile karşı karşıyayız?
Günün şartları bahane edilip yükseltilen gıda, meyve sebze fiyatları her şey normalleştiği halde neden indirilmiyor? Bunu sorgulamak lazım değil mi? Fiyatları yükselten toptancı, karaborsacı, aracı kime, neden, niçin hizmet ediyor? Garip vatandaşı ezmenin peşinde niçin koşturuyor? Zarar ediyorlarmış? Toptancının karaborsacının zarar edip iflas bayrağını çektiğini gördünüz mü?
Ülkesi için şehit ve veren canını ortaya koyan Mehmetçiklerin anne ve babaları ne durumda soran var mı? Kasa ve kese doldurup servetine tirilyonlar katan para babalarını araştıran soran var mı? Nasıl, nereden kazandın diye… Ülkemizdeki bu adaletsiz paylaşımdan vicdanı merhameti olanlar mutlu mu sormak isteriz!
Sözün özü şu: Türkiye onurlu şerefli kahraman insanların yatağı; ama belirli bir soygun ve vurgun peşinde olan bir azınlık güruh devrede… Millet onların soygunundan, vurgunundan ve zam zulmünden bıkmış durumda! Bu çarkın önüne birileri taş koymak zorunda? Bu birisi “ Devlet Baba” dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Bir birine destek olan yardım ve vakıflar kurarak fakir fukaraya , garip ve gurbaya yardımda seferber olan bir toplumdan; bencil kesesini kasasını ve sadece kendini düşünen bir toplum haline gelmişsek oturup düşünmek ve vicdan muhasebesi yapmak zorundayız: Bizi bu hale kim getirdi diye.. Komşusu açken tok yatmayan bir toplumdan gizli milyarlık servetin sıcağında yatan toplum haline geldik; Allah sonumuzu hayreylesin!
Sürekli artarak devam eden böylesine bir zam zulmünü durdurmak ve serbest piyasa rezaletini kontrollü ve devlet yedinde bir ekonomiye dönüştürmek zorundayız! Buna dur demezsek geleceğimiz sıkıntıya düşer, insanımız perişan olur hırsız ve haydutlar ülkede kol gezmeye başlar! Malumunuz bir de milleti dolandıran namussuz ve sahtekarlar var: “ Tosuncuk- çiflikbank” vs. Misali bunların da defteri dürülmeli bedeli ağır ödetilmelidir. Yoksa mı? Yoksası kötü ülke Allah korusun felakete sürüklenir…. Tedbir, çare ve çözüm zamanıdır!…




















