Hedef Gösterme Şekilleri:
Serdar Turgut'un HaberTurk gastesindeki bugünkü (19 Haziran) yazısına dikkat etmek gerek. Hocaefendi denen "ağlayan nesne"nin (CUFO-Crying UFO) endişeleri üzerine bir değerlendirme yapmış… ve "beyaz Türkler" diye nitelediği kişilerin, endişeye sebep olabileceklerini yazmış… Uyumdan filan bahsetmiş Serdar Turgut, fakat bence bu söylemi bir hedef gösterme-dir. (…)
Serdar Turgut'u mutlaka her zaman okuyun. Çok faydalanırsınız "Beyaz Türkler".
***
Harnâme'nin eşekleri ve semiz boğaları konulu edebi metni hiç unutmam: şiirin hikayesinin sonunda kulakları, bostan sahibi tarafından kesilen eşek vardır… Herkes yerini bilmelidir; eşek, boğayım düşü kurmamalıdır; kıssadan hisselerden herkesin kısa olanı ve işine geleni alması kıssaları kısa yapmıştır. Kıssaların çok olmasının aklın kısalığına da delalet olduğunun sonucuna da vardım. Bilgelik hikayeleri de saçmadır, işlev olarak… zaten eşek, boğa, bağ bostan; hepsi birbirine karıştı; bilinç toz duman. Edebiyatı zekaya, zekayı edebiyata harcetmek gerek. Sonra, eşek olup şiire ve bağa bostana gireriz hep beraber rahatça.
"…Batıl isteyü haktan ayrıldım / Boynuz umdum kulaktan ayrıldım." Şeyhi
***
Biz gerçekten de asker milletiz… Saysanız 20 milyon hanede ruhsatlı-ruhsatsız en az 20 milyon silah var. Bu kadar silahla kimi gebertmeyi düşünüyoruz? Niyetin nedir senin? Benim evimde sadece meyve bıcağı var. Bir de kemik saplı Sivas bıcağı.
***
Yani kısacası şu: Avrupa ve diğer sömürgenler Aşağı Afrika'yı yediler ve medeniyetlerini yükselttiler, zengin oldular; şimdi yine kıtlık başladı, sıra Kuzey Afrika'ya geldi. (BOP hikayesi). Sonra yukarı çıkacaklar. Zaten çıkıyorlar yavaş yavaş. Suriye, İran, vd. (…) Merkel de ilginç bir açıklama yaptı:"Almanya'nın" kaynakları sınırsız değil.." diye. Sömürüde hep geç kalan Almanya'nın da mı aklına karpuz kabuğu düştü ne! Aslında onlar geç kalmıyorlar; ağır ve derinden ve sessizce ilerliyorlar. Almanya da en az ABD kadar yavşaktır aslında. Sessizce bir yavşaklık bu. Mesela Hablemitoğlu'nu bu yavşak Almanya öldürdü. Çok kızgınım Almanya'ya ben.
***
4-5 yıl önce "9 madde efsanesi" vardı. Daha çok, Haydar Baş dillendiriyordu bu 9 maddeyi. Bu maddelerin içinde şöyle bir madde vardı: "8. PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af: Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılacak."
Hayaldi; gerçek olmak üzere. Abdullah Gül'e selam olsun.
***
Kişisel eylemler listesi:
1-Türkçe olimpiyatları münasebetiyle bastırıldığı söylenen 1TL'ler, eğer ki elinize geçerse çöpe atın. Tuvalate de atabilirsiniz.
2-Abdullah Gül'e, her mecrada Powell'in nasıl oluyor da bir T.C. cumhurun başına emir erine emir verir gibi emir verdiğini soralım. (İnternet, vs yollarla)
3- Günlük hayatta sesimizin duyulduğu yerlerde, misal:bir sohbet ortamında, başmüzakareci Egemen beyfendiye T.C. 'yi temsil ettiği yerlerde nasıl oluyor da yarım akıllı bir belediye çöpçüsünün ağzıyla konuşabildiğini soralım. "Egemen! Lütfen gider misin?" tümcesi devlet erkanına daha çok yaraşır. Oymakbaşı değilsin.
***
Sözler, bazen tehlikelidir: derler ki mesela: bardağın yarısı dolu mu, yarısı boş mu? buraya kadar, insana bir alternatif sunuyormuş gibi görünür bu söz; iki seçenek sunar yani bize. Seçimimiz bizi "olumlu" veya "olumsuz" bir insan yapabilir… Geçenlerde büyük bir filozof çıktı tiwitırdan: bardak yok, dedi. Nihilizm koksa da bu sözde… Harbiden; bardak da olmayabilir. Yokluğu düşünebilen, küçük bir bardak meselesinde bile, koca koca varlıklara hükmetmeye daha yatkındır.
***
Akıl kendini çoğaltan bir Hak sermaye ve de bir kapıdır; aklı işlemeden küçük dimağlara "Tanrı" fikrini vermeye çalışmak kişiyi-kişinin ruhunu da bataklığa çevirir. Put'un nakşı olur dimağa bu ki put da kendine benzetmeye çalışır gerçek Tanrısını arayanları kendine. Kısaca; bir din sorunu, bir inanç sorunu değil bizim bu sorunlarımız; bir akıl sorunudur. Yapılacak şeyler de öyleyse akli şeyler olmalı. Putlar buna karşı çıkar ve hala derler ki benim Put'um en güzeli. (…) Alacalı putlardan biri Kapitalist Allah'tır; bu puta tapan, kapitalizm hakkında tek kelime etmez. Ona kalırsa şer de Allah'tandır, aklından değil kendinden değil. Bir kısacası daha : şer, aklı zayetmektir.
***
…Artık silahlı-emperyal savaşlar pahalıya mal oluyor ve iletişimin gücü arttığından dolayı eski ajanlık kavramları da etkisiz hale geldi. Misyonerlik, ticaret, devlet anlayışlarının değişmesi sosyal anlayışların da değişimi sonucunu doğuruyor… "Öyleyse yeni araçlar bulmalı"; yönetim ve uyutmak için yeni araçlar.. Bunlardan bir tanesi- bu araçlardan bir tanesi "Türkçe Olimpiyatlarıdır" (Bunlar Mason desteklidir.) Araçlar her ne tür olursa olsun fakat mutlaka "sosyal" örtülüdür. (…) Her şeyi kullanan vahşi kapitalist, Türklerin ırki özelliği olan "Yayılmacılığı da" çok güzel kullanacak…
***
…Özellikle gazetelerin kitap eklerinde, özellikle şiir kitaplarında -ki başka türler için de geçerli bu sözüm- izbe, karanlık labirentlere sürülen lanetli ruhlar görüyorum; şair kendini lanetliyor çoğu yerde, yazar da öyle. Bu, lağım faresi olmayı da kabul etmek anlamına geliyor.(…) Aksi bir durum Ataol BEHRAMOĞLU'dur; onun şiirleri siz yürür gibi yürür; bir otobüste yol alır gibi yürür; kelimelerle bunu yapabilmesi bize başka bir hayatı -ki aslında hakettimiz hayatı- hatırlatır. Şair'in sahaları geniştir; yeri gelir farenin bilincine iner, yeri gelir insanın bilincine çıkar… Bir başka -sevdiğim şair- Raymond CARVER, özellikle son şiirlerinde ÖLÜM konusunu öyle anlatılmaz güzel işler ki.. işte şair bu dedirtir; önünde saygı ile eğiliyorum. (…) Fakat kimse bizi lağımlara çekemez; biz gerekirse ineriz, dememiz lazım şiir hakkında….
***
Birey-birey arası sorunları birey-devlet kavramı sorunları ile de bir incelemek gerekir. Herkesin ilk önce kendini incelemesi gerekir. (Ne diyor büyük usta SARTRE: kendini tanımayan özgürleşemez) Bir devlet'e-bir devlet modeline söverken dikkatli olmak gerekir; hiçbir devlet kötü değildir; siz kendinizi, kendi içinizde bir karşı devlet modeli ile savaşır bulduğunuzda, bunun bir çeşit psikolojik aktarım olabileceğini de ihtimal dahilinde tutun.
***
Bayrak, bir kültürün bayrağıdır. Kırmızı, kan değildir. Zorluklarla kurulmuştur kişiliklerimiz, akıllarımız, enstitülerimiz, bilgilerimiz, okullarımız, Cumhuriyetin ikinci nesli olan babamların nesli gibi adamlar … kan-ter içinde kurulmuştur, insanlığımız. Atatürk'ün de dediği gibi :"Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." Kültür'ün gideceği yer ise ortak bir ülkü olmalı; sınıfsızlık. 72 millet yok; bunu demekle baştan hep ayrı tutuyoruz. Kültür kelimesini iyi anlamalı…
***
…bir de şu var: işin aslı, eşya üretip (satılacak eşya), örneğin bir tür sandalye, zaten sandalyesi olana bu sandalye daha güzel deyip onu da satmak.. Bir söz vardır: "Bir şeyin iyisi yoktur; yenisi vardır." diye. Ayrıca bir söz daha var: "Kapitalizm ihtiyaç olanı üretmez; ihtiyaç yaratır ve satar." diye. Eşyalara ve eşya düşüncelerine boğulan insan "sadece bir alıcıdır; insan değeri yoktur."
