Sis, vadiyi kaplamış ve içimi karartmıştı. İçimin kararmasıyla güne başlamak, moral çöküntüsüne neden olmuştu. Gözümü nereye döndürürsen, karşımda sisti. Hava ısınmaya başlayınca, sis açıldı. Güne yeniden başlıyor gibiydim. Peşinden hafifte olsa rüzgâr, sisi iyice bir yerlere kapattı.
Yapraklar vadiye doğru yol aldı. Suya kapılıp deryaya yolculuk yapanlar da oldu.
Dereye düşmüş kestaneleri toplamak isterken, ıslandım ve serinledim diye de teselli buldum. Kenarda ağaca yaslandım. Rüyamda hayallere daldım. Ovada güneşin ışınlarından yandım. Ayaklarım kızardı, fakat ovanın yaşantısı ilgimi çekti.
At arabası yaklaştı, yeni biçilmiş, buğday yüklüydü. Buğday çekilen çilenin mührüydü. At dereye yaklaşınca durdu. Karşıya geçme hazırlığı yapıldı. Derenin genişlemiş olan yerindeki taşlar kenara atıldı ve at sakin bir durumda engele takılmadan, geçti.
At arabası, patikaya çıkınca dal kırıntıları, taşlar ve toprak gibi engellerle karşılaştı. Arabanın gıcırtısı müzik notası okur gibiydi. Patikanın sonunda buğday sapları duvarın kenarına yığıldı.
Evin kapısı aralandı ve herkes içeri girdi.
Ovada evler dağınıktı. Sönük ışıklar evlerin yeri için yeterli oluyordu. Ovanın engebeli arazimizi görmeye çalıştım. Ağacın gövdesinden rahatsız olmuştum. Ayağa kalkmak istedim. Buğday ve at arabasını gözüm aradı. Uykudaki hayallerim ve gördüğüm düş, dedim. Günün akşamında herkes olduğu yere yığılmıştı.
Sabah, evde haraketlilik ve telaş başladı. Ağaç dallarında da kuşlar kahvaltı için telaştaydılar. Yiyecek aradıklarını, kanat çırpma ve kesik kesik ötmek suretiyle gösteriyorlardı. Okula ve işe gidecekler, hazırlanıyorlardı.
Bu döngü, evde ve dallarda hüküm sürüyordu.
Bağa inen, inşaata giden ve okul için evden çıkanlar, yollarına ayrılmışlardı.
Yalnız kalmıştım, ruhum sıkıldı, at arabası gözümün önüne geldi. Burada onunla iş göremez miyiz? Dedim. Böcekleri bir ara çok duymaya başladım. Kuşlar dallarda, böcekleri gözetleyip saldırıya geçtiler.
Çiti atlayıp tarlaya geçerken, ayağım takıldı ve toprağa uzandım. Kuşlar akrobasi hareketime karşı kaçıştılar. Sanki böcekleri ben yakalıyordum. Kalbimin atışlarını duydum ve kalktım. Çitten çimene döndüm.
Kuyruk sallayarak gelen köpeği sevdim. Yanıma uzandı ve onu kaşıdım. Ekmek ve su verdim.
Hasan TANRIVERDİ























