Beylikdüzü Belediyesi’nin “Barış ve Sevgi Buluşmaları”nda İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği’ne verilen yeri görmek için alana gidiyorum.
Arkadaşlarımız standı düzenlemişler. Derneğimizin üyelerine ait gazeteleri standlara koymuşlar. Güzel de olmuş… İnsanlar gazeteleri alıp okuyorlar.
Bugüne kadar düşünülmeyen bir olayı düşünmesinden dolayı Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kutluyorum.
****
Neyse o gece Selda Bağca’nın konserini izliyorum.
Yumruklar havada, parmaklar zafer işareti yapıyor.
Selda, sahnede döktürüyor.
Halaylara eşlik ediyorum.
Gençliğime gidiyorum. Oy Kızıldere, Aldırma Gönül Aldırma, Uğurlar Olsun, Uğurlar Olsun…
Selda’nın söylediği türkülere binlerce insan hep bir ağızdan eşlik ediyor.
Büyük koro söylüyor; Selda ise büyük bir huşu içersinde büyük koroyu dinliyor.
****
Dünyada ki 105 sanatçıdan biriymiş Selda, önceleri 95 kişiden biriymiş ama geçen yıl dünyada yaşayan efsane sanatçı sayısı 105’e çıkmış. Ve Madonna ile beraber listede bulunuyormuş!
Galiba yaşlanınca mıdır nedir, Selda da bir kibir bir kibir…
Sanatçılar belki de o kibiri hak ediyorlar. Ne de olsa, yüzlerce yıl sonra da anılacaklar.
Besteledikleri parçalar ağızlardan ağızlara söylenecek.
Kendini överken söylediklerine o an kızmıştım, şimdi bu satırları yazarken kızmamın anlamsız olduğunu fark ediyorum. Sanatçılarda o kadar kibir olmasını da anlıyorum şimdi.
Tabi ki, gerçekten sanatçı olanların…
Kibir olmayanlar ise gerçekten büyük sanatçı oluyorlar. Kibirli olanlar da öyle oluyor ya. Tam karar veremedim. Sanatçı olsun da kibiri de olsun be…
****
Konser sonrasında kokoreç yemek için bir yemek standına yaklaşıyorum. Yarım ekmek sipariş veriyorum. O ne; elektrikler kesiliyor. Stantların bir bölümünde elektrikler var, bulunduğum bölümde ise yok.
Elektrikler kesildiğinde, jenaratör akıl edilmemiş.
Kokoreçi yiyorum ama belli ki, tam pişmeden yiyorum. Bir bölümünü çöpe atıyorum.
Sahi Belediye Zabıta ekipleri yemek stantlarını denetliyorlar mı?
Hani bir yurttaş sihhi bir işyeri açsa, ruhsat müdürlüğü yasanın gereklerinin olup olmadığını denetleyerek izin veriyor ya.
Bu stantlarda bu denetimler yapılmış mıdır? Sürekli denetim yapılıyor mudur?
****
İki gündür etkinlik alanını geziyorum.
Yapılan etkinlik stantlarının kaliteli olması dikkatimi çekiyor.
Ancak, 21. yüzyılda da panayır tarzında etkinliklerin yapılmasını da çok anlayamadığımı ifade edeyim.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de etkinlikler, festivaller yapılıyor. Ancak yapılan ta-rihlerin, kent için ülke için önemi var.
Bizde ise yapılmak için yapılıyor.
****
Şunun altını çizmek istiyorum.
Beylikdüzü’nde son 10 yıldır etkinliklerin yapıldığı tarihlerde yapılıyor olsaydı, yapılanların anlamı olurdu.
Büyükçekmece Belediyesi’nin her yıl yaptığı festival gibi.
Örneğin Avcılar’da da aynı abur çabur konserler.
Amaç sadece başkanın gönlü mest olsun. Birilerine proje altında kaynak aktarılsın…
****
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun daha görevinin 6. ayı bile olmadan, onlarca sanatçının buluştuğu, panayır tarzı bir etkinlik yapmasını anlamıyorum.
Aynen Avcılar’ı anlamadığım gibi.
Daha görev sürelerinin 5. ayında dişe dokunur bir icraata imza atmamışken böylesine etkinlikler düzenlenmeyi de anlamadığımı ifade edeyim.
Ayrıca şeffaflıktan söz eden İmamoğlu’nun 12 günlük Barış ve Sevgi etkinliğinin kaynağını açıklamaması, belediyeye ve kente maliyetini açıklamamısını da bir başka eksiklik olarak değerlendiriyorum. Sahi Dr. Handan Toprak etkinliklere ne kadar para harcadığını ve kaynaklarını açıklar mı?
Sahi 5 ay içersinde Avcılar için hangi önemli projeyi geliştirdi ve kent ile paylaştı? Ben duymadım, duyan var mı?
Son söz: Dünkü Gazete İstanbul’da “Milletin parasını çarçur ediyorlar” başlığı ile verdiğimiz manşet haberde; Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş, bazı belediyeler ve kuruluşlar tarafından çeşitli adlarla yapılan uyduruk, festival, şenlik, fuarlar olduğunu belirtmiş ve eklemişti: “Milletin parası ile bedavadan kendi reklamlarını yapıyorlar” diyerek, etkinlikle bir bağı olmayan pop sanatçıları ya da değişik sanatçılar monte ederek devletten ve devletin imkanlarından para aktarıyorlar.”
Ve asıl soru şu galiba. Belediye başkanları belediye kendi mülkünüz, harcadığınız para da kendi paranız olsaydı, milyonları uyduruk festivallere aktarır mıydınız?
