62 yıldır gazetecilik yapan, üstadımız, abimiz CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, dün gazetemize gecikmiş bir ziyaret gerçekleştirdi.
Yaklaşık bir yıllık bir gecikmeyle gerçekleşen ziyaret, bizim için oldukça verimli oldu.
Biz, gazeteciliği meslek, kendisi ise uğraş olarak gördüğünü belirtirken, onlarca yıldır yapılan bir tartışmanın devam edeceğini de gösterdi.
O, gazeteciliğe herkesin girebileceğine, uğraş verebileceğine, biz ise doğru söylediğini ancak başka mesleklerden geçiş yapılsa da, gazeteciliğin bir meslek olduğuna vurgu yaptık.
İYGAD’ın yasa önerisi
Geçen ay Ankara’da gerçekleştirdiğimiz, yasal basın mevzuatı ile ilgili girişimimizi ise desteklediğini ve özellikle beş önerimizin çok yerinde olduğunu söyledi.
Cumhuriyet Basın Savcılıkları’nın mevkute beyanlarında e-sisteme geçmesini, yerel bir gazete çıkarmak istenildiğinde vergi levhası, kira kontratı, en az üç sigortalı ve sorumlu yazı işleri müdürünün iletişim fakültesi veya benzeri okullardan olması zorunluluğunu doğru bulduğunu belirten Ekşi, yasa önerisini destekleyeceğini söyledi.
Ayrıca önerimiz içerisinde bulunan gazete çıkarmak isteyenlerin bir meslek örgütünden belge almasının yanlış olduğunu belirterek, gazeteciliğin bir meslek örgütü olmadığının herhangi bir yerden belge almayı da doğru bulmadığının özellikle altını çizdi ve tartışmalı olsa da bu görüş için öne sürdüğü gerekçeleri dinledikten sonra, kendisine hak verdim.
Ancak gazete kurmanın aynı zamanda bir teşebbüs özgürlüğü ve uğraşı da (mesleği de) basın özgürlüğü açısından değerlendirince ayrı tartışmaları beraberinde getirdi. Ekşi, ardından ekledi. “Basın özgürlüğü kavramını da doğru bulmuyorum. Herkes özgür olmalı… Ne demek Basın Özgürlüğü?”
Bu da ayrı bir tartışma konusuydu.
Meclis hayal kırıklığı yaratmış!
Bir duayen gazeteci olarak mecliste bulunmaktan dolayı bir hayal kırıklığı yaşadığını anlatırken de, mesleği ile ilgili ciddi şeyler yapamamasının da Oktay Ekşi’yi mutsuz ettiğini öğrendik.
Ve Avrupa’da iki ülkenin İtalya ve Türkiye’nin Basın Kartı ile ilgili mevzuatının aynı olduğunu kendisinden öğrendik. Ve Faşist İtalya’dan alınan basın kartı mevzuatımız… Gazeteciler için önemli olan ancak uygulanmayan 212 sayılı yasa ve iyiliştirilmeyen ve güncellenmemesini de eleştiren Ekşi, cemiyetlerin karşı çıkmasına rağmen, uygulanmayan yasanın iyileştirilmesi ve güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi.
****
Mehmet Mert, Cengiz Alçayır ve benim bir araya gelerek ortak bir gazete çıkarmamızı ise önemsediğinin ve doğru bulduğunun altını çizerek, başkalarına da bu girişimin örnek olmasını dileyerek, girişimimizden dolayı kutladı.
****
Oktay Ekşi ile yaptığımız sohbet benim için oldukça verimli geçerken, hafta içerisinde kendisiyle evinde söyleşi yapmayı kararlaştırdık.
****
Bir meslekte 62 yıl…
Sonrasında milletvekili…
Ve mesleğini ilgilendiren Basın Yasası ile ilgili mecliste etkisiz kalması…
İktidarın görmemezlikten gelmesi…
Ve bundan dolayı mutsuz olan bir Oktay Ekşi…
Sonrasında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Ekrem Dumanlı’yı, Zaman Gazetesi’nde ziyaret etmesi…
Ve bunu bir meslektaşı olduğu gerekçesiyle yaptığını söylemesi…
Ancak, Oktay Ekşi, “gözaltına alınan ve tutuklanan sonrasında serbest bırakılan başka gazetecileri de ziyaret etmiş miydi?” ya da gazete binaları bombalandığında neler yazmıştı? Bunu bilmiyorum.
Neyse kendisiyle söyleşi yaparken, bunları daha detaylı olarak soracağım…
****
Kendisiyle 90’lı yıllarda ‘Siyaset Meydanı’nda yaptığımız tartışmayı da unuttuğunu zannetmiyorum. Oldukça sert bir tartışma yaşamıştık. Neyse mesleğinde 60 yılı devirmiş aynı zamanda dünya görüşlerini paylaşmadığım ama bir meslektaş, üstat olarak saygı gösterdiğim Oktay abinin, birleşmeden dolayı bizi kutlaması da inanın beni gururlandırdı.
Son söz: Bugünün içinde geçmişin izleri var… Gelecekte ise bugünün hayalleri ve ne kadar gerçekleştirdiklerimizin izleri olacak. Galiba gazetecilik aynı zamanda bir ülkenin tarihinin; dünü, bugünü ve geleceğinin yazılı ve görsel birikimi..
