Bazı şeyler anlatılmaz, yaşanmadan anlaşılmaz, kişinin aynası iştir lafa bakılmaz özdeyişi esprisince uzun uzun kendimi ve iki değerli dostumu yazacak değilim yapıp ettikleriyle bütün
Türkiye’nin yakından tanıdığı eserlerini ve söylemlerini aynen paylaşmak istiyorum. Buyurun hep birlikte okuyalım…
1-DEVLETİN GÜCÜ
(Yüksel EVSEN)
Sayın Devlet Bahçeli. Devlet Bahçeli, adının anlamıyla bütünleşen, devletin ciddiyeti ve ağırlığını taşıyan bir şahsiyettir.
O, ne Tayyip Erdoğan gibi muhalif düşüncelere efelenir, ne de Kemal Kılıçdaroğlu gibi “çark” eder. Hiçbir zaman çizgisinden sapmamış, davası uğruna kendini ve özel hayatını feda etmiş, bizden biridir o. Böyle bir ismin kitabını yazmak elbette zordur
Devlet Bahçeli, genç yaşlarımdan beri kendisini model aldığım bir dava adamıdır. Partinin başına geçtikten sonra da bir parti lideri ve devlet adamı olarak en beğendiğim bir şahsiyettir.
Ülkemizin bağrında yetişmiş bu değeri milletimin tanımasını istedim.
Milliyetçi camianın bir kısmı, geçmişte Devlet Bahçeli’yi belki de partinin genel başkanı olarak tasavvur etmedi. Ancak onlara göre, genel başkan olunca beklenenden daha iyi bir liderlik sergiledi. Partide, hareketi götürecek insanlarda ülkücülerin aradığı şey, ülkücü hareketin fikri temellerine bağlı olup olmamasıdır.
Ülkücüler, partinin öncülerini o fikirlerle mücehhez görmek isterler. Devlet Bahçeli, zaten bu çizgide olan bir insandır. Devlet Bahçeli, sözde değil, özde bir ülkücüdür. Bu işin felsefesini iyi özümsemiştir. Sadece birtakım sloganları ezberleyerek değil, ülkücü külliyatını sonuna kadar incelemiş bir akademisyendir.
Ülkücü felsefenin özünde vatanını, milletini, soydaşını sevmek vardır ama asla insanları hor görmek, ayırımcılık yapmak ve kavga etmek yoktur.
Ülkücülüğü yanlış ya da eksik anlayanları ve bu nedenle saldırgan tavır sergileyenleri bu hususta uyarmış ve kendi yaşantısıyla da ideal insan örneklerini sunuştur çevresindekilere. Bilge bir yaşamı tercih etmiş; böylece eylem ve söylemleriyle insanları kavgadan uzak tutmaya çalışmıştır. Bunu da başarmıştır. Böyle bir şahsiyeti daha yakından tanımak için DEVLETİN GÜCÜ kitabını bir an önce okumalarını isterim. https://www.youtube.com/watch?v=XNprdV7CL5k
1-KUR’AN-I KERİM’İN İNSANCA ÇEVİRİSİ
Yüksel MERT
Kur’an Medeniyetine en yakın ülkeler Laiklik ve Demokrasiyi içine sindiren ülkelerdir. Onun için Batıda IŞİD ve Taliban yok. Kur’an Medeniyeti Akıl Medeniyetidir.
Yedinci asırda hiçbir imkana sahip olmayan, okuma yazma bilmeyen bedevi anlamışsa bu kitabı herkes anlayabilir. Akıl, internet ve teknoloji çağında elinde akıllı telefonla Dünyaya hükmeden bir birey nasıl Kur’an-ı anlayamaz!
Tüm bilgimi, birikimimi, yaşama sevincimi Kur’an’a borçluyum. Bir nebze borcumu ödemeye çalışıyorum hepsi bu.
Bugün Arapça bilenler Kur’an-ı hiç anlayamıyorlar, işte Arap ülkeleri, eğer gereği gibi anlasalardı krallık rejimi olur muydu? Bugün yer yüzünde en olumsuz işlerin olduğu coğrafya konumunda.
Kur’an-ı anlamak için İnsan olmak yeterli. İlla dil bilmek gerekiyorsa bugün çağdaş yöntemlerle iki ayda en teferruatlı dili öğreniyorsunuz.
Şimdiye kadar ülkemizde meal yazanlar arasında ateist var, komünist var, dinsiz var, ben neden olmayayım?
Turan Dursun, eski Başbakanlardan Sadi ırmak, Şemsettin Günaltay, meal yazmışlar. İstisnasız hepsinde gelenek ve literatür baskısı vardır. Bu baskı nedeniyle Kur’an’ın temellerine aykırı ayet mealleri oluşmuş durumda.
Benim yaşantımda ve mealimde literatür baskısı yok , gelenek baskısı yok. Tek kelime ile özetleyecek olursak insanca bir çeviri…
Şimdiye kadar yapılan çeviriler ‘’insanca’’ değil, haşa, Allah’ca yapılmaya çalışılmış. Allahca çeviri olmaz. İnsanı merkeze almayan hiçbir çeviri sahih değildir.
Başta Elmalılı Hamdi olmak üzere Hasan Basri Çantay, Süleyman Ateş, Turan Dursun, Sadi Irmak, Edip Yüksel’in meallerini beğeniyorum. https://www.youtube.com/watch?v=1rMDwvWlddA
3-AŞKPEREST
Adem ÖZBAY
Yazar ve şair Adem Özbay’ın beklenen kitabı nihayet okurlarıyla buluştu. Hayatı anlamlandırma yolculuğunun ustaca bir yorumunu Aşkperest adlı kitabında en leziz bir şekilde satırlara döken Adem Özbay; mevki, makam, para, hırs, şöhret gibi kalplere dikilen putları yıkıp İlahi Aşkın yoluna, Allah yoluna yöneldiğimizde gönlümüze yerleşecek o büyük huzuru anlatıyor.
Kitabında; kalbi ve gönlü kırılmış insanların yaralarını ancak ve ancak Allah aşkı ve sevgisinin iyileştireceğine değinen Adem Özbay, aynı zamanda Allah’ı tanıdıkça, hurafe bilgilerden arınmış olarak tertemiz bir gönül ile O’na yönelince, yükseklerden gönlümüze yerleşecek olan aşk huzurunu dile getiriyor.
Kim olduğunu merak ediyorsan, kimi sevdiğine bak!
Ne zaman kıracaksın içini kaplamış putları bir İbrahim olup?
Ne zaman çıkacaksın içinin karanlık kuyularından bir Yusuf olup?
Ne zaman meydan okuyacaksın içinin kabaran sularına bir Musa olup?
Ne zaman Şems olup yanacaksın aşkın ateşinde?
Ne zaman Mevlana olup döneceksin âlemin seyrinde?
Ne zaman ruhunu esir alan cüzdanından kurtulacaksın?
Ne zaman hırslarının kölesi olarak yaşamayı bırakacaksın?
Ne zaman bu hayatı nihayetsiz sanmayı bırakacaksın?
Ne zaman kariyer hedeflerine feda ettiğin kalbine döneceksin?
Ne zaman Rabb’ini (c.c.) bileceksin?
Ne zaman niçin yaratıldığını hatırlayacaksın?
Ve ne zaman yüzünü ona dönüp samimi bir kulu olacaksın?
Ve ne zaman O’nun kapısında bir aşkperest olacaksın?
https://www.youtube.com/watch?v=Li-SWZPoXYU
BİR AYET
Oku Seni yaratan Rabbin Adına…
BİR HADİS
Sabrdenler zafere ulaşır…
BİR SÖZ
İnsan demek artı hata demektir…
Not: İnşallah 27- 28 Mart Cümartesi- Pazar Günleri gün boyu İstanbul’un en büyük Kitap Fuarı 6 Hol H 22 AZ KİTAP Stantında Okurlarımızla birlikte olacağız… Sevgi ve saygıyla.. http://cnrkitapfuari.com/katilimci.aspx?kk=4
