Sadece dünyada değil, ülkemizde de Türkiye aleyhine yazmak bir moda değil, büyük bir kazanç kapısı.
Geçenlerde batılı bir yazarla sohbet etmiştik. Türkiye aleyhine yazı yazanlara para yağdığını söyledi.
Pek çok yerde bunun gelir getiren bir faaliyet olduğunu, ayrıca şöhret ve kariyerin basamaklarını da hızlı tırmanmayı sağladığını belirtti.
Türkiye’yi öven bir şey yaptığınızda ise kapıların kapandığını, tecrit edildiklerini, bazı ülkelerin girişi bile yasakladığını aktardı. Bunlar aynı şekilde İslam içinde geçerli imiş…
‘Parayı kimler veriyor’ diye sordum: Ülkeler, istihbarat örgütleri, gazeteler, şirketler, hatta zengin şahıslar… Bu iş için tahsis edilmiş fonlar bile varmış.
Yani Türkiye aleyhine yazı yazmak kazanç kapısına dönüşmüş.
Batıdan doğuya Hıristiyan, Yahudi, sözde Müslüman liderler, ne ararsan varmış. Saydığı ülkeler arasında size en şaşırtıcı gelecek olan İran olabilir. Bunu en iyi yapanlardan biri de İran’mış. Fakat ben şaşırmadım.
İran, Amerika’nın emekli subay, gazeteci, akademisyenlerine kendi politikasına uygun siteler açtırıyor, yazılar yazdırıp, konuşmalar yaptırıyor. Siz sanırsınız, site bir Coni’nin. Lakin finansman İran’dan, İsrail’den veya başka bir ülkeden…
‘TRT World kuruluyor’ falan demeyin. Ben misafirime ‘biz daha İngilizce bir kanal bile kuramadık’ dedim. Şimdi beni fişlerler ya, olsun gerçek bu… Kaç yıl oldu bir arpa boyu yol alınamadı. Alsalar da, etkin bir kanal olacağına inanmam güç. Bu iş sadece İngilizce bilip bilmeme değil, bilinç, birikim ve dava işi…
BANA DA TEKLİF ETTİLER
Bir yıldan fazla bir süre önce tanımadığım biri beni aradı ve bir konuda görüşmek istediğini iletti. Tanımadığım için geçiştirmek istedim. Israrını sürdürünce buluştuk.
Meth-ü senanın ardından, Türkiye düşmanı bir gazete de yazmamı teklif etti. Haftada iki veya üç gün yazmam durumunda, 10 bin lira maaş önerdi.
Önce nazik bir şekilde reddettim. Parayı az bulduğumu düşünmüş olmalı ki, birden 15 bine çıktı.
Tepem attı ve ona dedim ki: İşsizim ve paraya da ihtiyacım var. Ama sizin haram paranıza değil. Ayrıca ben sizin kullanıp atacağınız, ülkesine ve davasına ihanet edecek karaktersizlerden değilim. Şimdi git, seni gönderene de ki: Kendine kendisi gibi haram yiyici hainler bulsun.
SİYONİST GAZETEDE TÜRKİYE’YE SÖVEN T.C. VATANDAŞI
Dünyanın şeytanlarını bünyesinde toplayan ve Amerika’nın gölge dışişleri bakanlığı rolünü üstlenen CFR’nin dergisinde de yazan Halil M. Karaveli, New York Times adlı; İslam, Türkiye ve Erdoğan düşmanı Siyonist gazetede, 11 Eylül günü şeytana bile dudak ısırtan bir yazı kaleme almış.
Yahudi olan Arthur Sulzberger‘e ait olan New York Times’i kaynak gösterip, Halil M. Karaveli’nin ihanetini Türkiye aleyhine kullanacak olan Kemalist ve ulusalcılara şimdiden şunu hatırlatalım: Sarıldığınız kişi, 23 Nisan 2014’de, CFR’nin Foreign Affairs adlı dergisine yazdığı yazıda, Mustafa Kemal’e de diktatör diyor.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Batıda, Siyonizm ve batının çürümüşlüğünden usanmış bir yığın vicdan sahibi kaliteli adam var. Bunların pek çoğu, ahlaklı ve erdemli politikaları nedeniyle Türkiye’yi seviyor. Sevmekle kalmayıp büyük bir beklenti içindeler. Ama Türkiye’nin meselelere yaklaşımından, akademik hastalığın içinde boğulmuşluğundan mutsuz ve umutsuzlar.
Türkiye bu insanları toplayıp, birikiminden yararlanabilir. Türkiye, onların editörlüğünde haftalık bir dergiyi finanse edebilir. Sitelerde, gazetelerde, dergilerde Türkiye’yi övücü yorum yapmalarını sağlayabilir. Kısaca bunlardan yararlanabilir. Lobi şirketlerine verdiği milyon hatta milyar dolarlar yerine, daha sembolik paralarla büyük işler yapabilir.
‘Yapar mı’, ümitli değilim. Bizimkiler bürokrasiyi sevmez, ama onun isteklerinin dışında da iş yapmazlar. Türkiye’nin bunları yapabilmesi için, yeni bir zihinle yetişmiş yeni bir nesle ihtiyacı var.
Beni yanıltıp mahcup ederse de, ziyadesiyle memnun olurum.
