Değerli okur! Hani bir özdeyiş vardır. “Bana arkadaşlarını söyle senin kim olduğunu söyleyeyim.” Diye. Bende diyorum ki: “Bana medyanı söyle ülkenin hangi noktada
olduğunu anlatayım.” Yalan mı?..
Medya, medya, medya…
Peki, nedir medya?
Genel kanı: “Aşağı yukarı bütün dünyada, her türlü haberi, bilgiyi, olayları, kişiyle ve tüm bireylerle paylaşan, aktaran, eğlendiren, bilgilendiren aynı zaman da genel olarak eğitim çıtasını yükseltme gibi temel sorumluluğa sahip, “ insanı, insana, insanla, insanda, insanca” ifade etmeye çalışan “görsel” ve “işitsel” araçların tamamına kısaca “medya” diyoruz.
Bu, bence özlü tariften sonra, “medya ülkemizde evrensel, insani ve vicdani sorumluluğunu yerine getiriyor mu?..” Buna gönül rahatlığı içinde “evet” demek oldukça zordur.
Gerçekten sınırların allak-bullak olduğu her türlü imkanın hepimize eşit olarak sunulduğu, “bir tık” ötemizdeki “iletişim cenneti” medyamızda de işler sanıldığı kadar kolay olmasa gerek..
Seyirciye, sahneye, konuma ve konuya göre konuşlanan bazı “iki yüz yüzlü” medya maymunlarından tutunda, “yağdanlık”, “yandaşlık”, “yalakalık” için adeta yarışa giren kelli-felli meslektaşlarımızın bir kısmını görünce inanın yüzümüz kızarıyor.
Bu ülkenin yetiştirdiği bir dahi derki: “Gayr-i meşru bir muhabbetin neticesi merhametsizce bir adavettir.” Yani çıkara dayalı, merkezinde menfaat olan dostlukların, arkadaşlıkların, ortaklıkların hatta evliliklerin neticesi acımasızca bir kavgadır ayrılıktır. Bununla ilgili “trajikomik” ve “acımtırak” olayların her gün yüzlercesini içimiz kan ağlayarak izlemekteyiz.
Bu kadar mertçe öz eleştiriden sonra ülkemizin makro röntgenini; medya dünyasındaki kucaklayıcı duruşu, yayın akışlarındaki birbirinden değerli programlarıyla ortaya koyan,”Kurtlar Vadisi”, “Hayatın Şifreleri”, “Çarkıfelek” ve “ARIM BALIM PETEĞİM” vs.. le gergef gergef işleyen “TNT TV.” Ülkemizin makro röntgenine tercümanlık yapan ciddi bir yayın kuruluşudur.
Değerli okurlarım,“Uçankuş Medya”nın “karizmatik ismi”, değerli meslektaşım “EVREN ERSOY” bey’in, “Arım-Balım-Peteğim” programında “tatlı-yiyelim”, “acı kahve içelim”, “acı konuşalım” Pardon! “Tatlı konuşalım” tarzındaki, “kucaklayıcı”, samimi”, ve “nazik” teklifine, “Haayır!” demek; misyonuma ve şanıma yakışmazdı.
Bende demedim, diyemedim.
NEDEN? “Acık sözlülüğü, açıkgözlülüğü, müspet elektriği, cıvıl cıvıl kucaklayıcı özelliğiyle, gönüllerde taht kuran, Petek DİNÇÖZ’ü medya dünyası nda ayı bire koyuyorum.”
Harbiden sabah kuşağı programlarında farkını fark ettiriyor..
Değerli okurlarım! Bu farklılığı birlikte fark etmek için, “ırk”, “renk”, “din”, “dil”, ayırt etmeksizin, perşembe günü sabah saat 10-15’te TNT ekranlarında buluşmak dileğiyle…
ATATÜRK KÖŞESİ
Benim karakterim bağımsızlıktır…
DÜŞÜN-TAŞIN
Medya toplumun aynasıdır…
GÖNDERMELER
-Seyirciye, sahneye, konuma ve konuya göre konuşlanan her devrin adamı medya mensuplarını tanımayan var mı?
-Tüm kutsal metinlerin yasakladığı dedikodunun medya dünyasında makes bulmasının sırrını biliyor musunuz?
-Kur’anın,“Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” diyen 5/51. ayetini nasıl anlamalıyız?
-En büyük ibadetin SEV(iş)MEK olduğunu asla kabullenemeyenler gerçek Müslüman olabilir mi?
– Adam olmanın ilk adımının hatalarda israr ve inat etmemek olduğunu bilmeyen var mı?
-Birilerinin (kim olursa olsun) cehennemde cayır cayır yanmasından zevk alan sadist ruhlu insanlar gerçekten MÜMİN mi?
