Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Adem TUZCU

Türkçe Bilmeyen İneğin Eti Yenir mi?

Adem TUZCU Yazar Adem TUZCU
22 Şubat 2011
Adem TUZCU
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri bir şehirleşme ve sanayileşme sevdasıdır gidiyor. Köyler akın akın şehirlere göç ederken hayvancılık ve tarım aynı hızla kendini sanayi devriminin dayanılmaz hafifliğine teslim ediyor. Şehirlerin ortasında gökyüzünü yarar gibi yükselen dev bacalar hayatlarımızın bir parçası haline dönüşürken evimizin balkonunda küçük bir saksıda yetiştirebileceğimiz yeşil soğan, domates, biber gibi sebzeler dev bacaların zehirli atıklarıyla boy verip onlarca hormonla renkleri, ebatları şekillenerek soframıza geliyorlar. Çabuk büyüsün diye karpuzlara kabak aşısı vuruluyor. Kabak tadında karpuz yemeye alışan damaklarımız sağlıklı yaşam için tüketilmesi gereken sebze ve meyveden şeytandan kaçar gibi kaçar hale geliyor. Yazın ortasında turp, kışın ortasında da kiraz yemek çok doğal bir hal alıyor. Hamileler aşererken bile bu travmatik değişime ayak uydurup yazın ortasında canlarının greyfurt çekmesini hiç yadırgamadan bu taleplerini dile getirebiliyorlar. Hâlbuki aşermek ana karnında ki çocuğun eksik vitamin ve mineralleri annesinden talep etmesinin hissi bir yöntemidir. Yazın ortasında annesinden greyfurt talep eden çocuğun dengesini bozacak kadar ciddileşmiş durum. Olay ana karnına kadar uzanmış. Bütün bunların nedenini insanoğlunun doğaya müdahalesiyle açıklamak mümkün. Ama asıl problem insanın insana müdahalesiyle başlamaktadır. Sorun şehirlerin bir cazibe merkezine dönüştürülüp, köylerin kültürel dezenformasyona tabi tutularak şehirleştirilmeye çalışılmasının altında yatmaktadır.

İnsanoğlunun ayakları toprak yerine betona basmaya başladığın da yaşamsal aktivitelerini sağlamak için gerekli olan her şey sunileşmeye başlamış oluyor. Domatesin kokusu, çekirdeği, mineral ve vitamin açısından zenginliğinden ziyade şekli ve rengi ilgilendirmeye başlıyor tüketiciyi. Üreticiler ise sağlanacak kazançtan başka bir şey düşünmedikleri için kırmızı ve yuvarlak bir sebze bekleyen piyasaya en kısa zamanda ne kadar çok ürün pompalaya biliriz hesabıyla ürünlerini ilaçlarla büyütüp alelacele piyasaya sunuyorlar. Sonuç olarak ne tükettiğini bilmeyen bir tüketiciye ne ürettiğini bilen bir üretici tarafından satılan ürün birilerini zengin, birilerini hasta ediyor. Ama ilk bakışta alan memnun satan memnun. Hâlbuki balkonda küçük bir saksıya dikilecek üç beş domates fidesi bir ailenin domates ihtiyacını karşılayabilir. Çocuklarımızın ilgisi bu tür eylemler üzerinde yoğunlaştırılarak beton bloklar arasında ellerine toprak kokusu sinmesi sağlanabilir.

Köylerin şehirlere akın etmesinin köy kültürünün yok olmaya ve şehir kültürüyle karışıp arabesk bir kültüre dönüşmesi kaçınılmaz oluyor. İneğini satıp bağını bahçesini işlemeyi bırakıp şehre göç eden köylü, şehrin hengâmesin de yaşadığı bocalama devresini atlatana kadar çekeceği çileyi çekiyor ama sonrasında köye dönmek şehre göç etmekten daha zor oluyor.

Şehirlerin cazibesi yanında İnek bakmak zor gelir insana doğal olarak. Koyunla, keçiyle uğraşmak zahmetli bir iş gibi algılanabilir. Ama metropollerin yüksek temposuna dahil edilen her hayat, kendisini frenleyip yav ne oluyor diye arkasına bakmadan, bir sanat haline dönüşen yaşama ve var olma mücadelesinin pek farkına varmıyor açıkçası. İneğin önüne otu koyarsın yer, suyunu verirsin içer. Karşılığında süt verir, et verir. Toprağa bir avuç tohum atarsınız bir yıllık buğdayınızı size geri verir. Oysa şehir insandan çok daha fazlasını alır yaşamın bedeli olarak. Emeğini sömürerek başlar, zamanını zayi ederek devam eder. Buna rağmen köyler akın akın şehirlere göç etmeye devam eder. Bu göç ilk başlarda bir sorun gibi görünmüyordu. Ta ki göç köylerde üretimi etkileyecek kadar ciddi boyutlara varıncaya kadar. On beş sene önce pazarda satılan domates bugün şehirler de özel satıcılarda natürel yada hormonsuz domates adında normalinin iki, üç katı fiyatına satılmaktadır. Köyde yediği domatesin tadı hala damağında olan tam şehirleşememiş çiftçi vasıflı Anadolu insanı o parayı verip yemez tabi ki o domatesi. Bunun yerine ah şimdi köyde olacaksın dalından koparacaksın üzerine hafif tuz serpeceksin ağzını sulandıra sulandıra yiyeceksin hayalleriyle o an ki isteğini geçiştirebilmenin yollarına başvurur.

Tarım ve hayvancılığın şehirleşme sevdasıyla her geçen gün kan kaybetmesi sebzelerin ve meyvelerin şehir insanı gibi hormonlu bir hal almasının yanında hayvansal ürünlerde de çok ciddi sorunlarla karşımıza çıkmaktadır. Artan süt ve peynir fiyatlarının yanında üretimimizin tüketimimiz karşısın da ki acziyeti yetkilileri bu alanda ciddi tedbirler almaya zorlasa da iş işten çoktan geçmiştir. Hayvanıyla meşhur Anadolu toprağı, Avrupa’dan hayvan ithal eder hale gelmiştir. Zaten yediği etin genetiğiyle ilgili sorunlar yaşayan vatandaşın kafasına bin bir türlü soru gelmesi gayet doğal bir sonuç bu durumda. Öncelikle gelen hayvanların üreticileri alkolik mi değil mi? Ne tür otlarla beslenmiştiler. İslami bir eğitim almadıkları kesin ama dilimizi anlayabiliyorlar mıydı? Yani canlı olması, bizim kasaplarımız tarafından kesiliyor olması durumu çok fazla değiştirmiyordu.

Et reyonlarına bakmakla yetindiğimiz ve eti kurban bayramlarında sofralarımız da gördüğümüz son yıllar da marketlerde et reyonların da ki etlerle göz göze gelmemek için market içinde yolumuzu uzatırken, ithal et yirmi, yerli et otuz lira tabelasını görüp ecnebi ineğin etinden değil bizim ineklerin etinden ver diyen çok vatandaş gördüm. Hatta birisine amca ikisi de inek dediğim de aldığım cevaba çok şaşırmıştım. Benim dilimi bilmeyen, halimden anlamayan ineğin eti yenmez demişti bana bu amca. Ne iş yaparsın amca demiştim. Hayvancılık yapardım köyde. Şimdi burada hayvan gibi yaşıyorum demişti. Ah be amca ne ekersen elinle o geliyor seninle diyecektim de okkalı küfürler yemekten korktuğum için sustum.

Sanayileşmek için yapılan desteklerden daha fazlası şimdi köylüleşmek için yapılıyor. Hayvancılık ve tarım alanın da inanılmaz destekler var. Zamanın da şehirlere gelmesi için, sanayi toplumunda üretimin bir parçası haline getirilmek istenen insanımız şimdi hayvancılık yapması için teşvik ediliyor. Fakat arada inek dediğinizde onu çikolata ambalajlarının üstünden başka hiçbir yerde görmemiş, koyunu keçiden ayırt edemeyecek kayıp bir nesil var.

Son yıllar da daha fazla kazanç için bu işi bilen bilmeyen herkes bir mandıra kurabilme derdinde. Yüzyılın parlayan mesleği hayvancılık ve çiftçilik. Holstein inek, Mercedes araba kadar bilinen bir isim haline geldi. Kısa zaman içerisin de üniversite mezunu çiftçi aranıyor ilanlarını görürsek gazete köşelerinde şaşırmayalım. Eğer hayvanlaşmadan hayvancılık yapabilirsek hızla kentleşen dünya ekonomisi içerisinde bu alanda ki pastadan ciddi miktarda pay elde edeceğimize inanıyorum. Atından, eşeğinden ve martısından döner yapılabilecek kadar bereketli olan bu topraklarda atlaşmayacak ve eşekleşmeyecek kadar adam olan herkese duyurulur.

Paylaş
Etiketler: ethayvancılıkinekkurban
Önceki Yazı

Mavi Yazma

Sonraki Yazı

Dudağıma Borçlu Olduğum Dualar

Adem TUZCU

Adem TUZCU

Adem Tuzcu, 1976 yılının 15 Mayıs'ında Trabzona bağlı Maçka ilçesinin Taşalan köyünde doğdu.İlköğrenimini Trabzon N. Kemal ilkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Trabzon İmam Hatip Lisesinde tamamladı. Müzikle ilgili ilk eğitimlerini de bu dönemlerde almaya başladı. Üniversiteye hazırlık yıllarında bağlama çalmaya başlayan Adem Tuzcu o yıllar da bu konuda ki en büyük desteği; Şair ve Tarihçi hocası İbrahim Hakkı Gündoğdu dan almıştır. Üniversite yıllarında müzik üzerine çalışmalarına devam eden Adem Tuzcu bu yıllarda Türkiye nin bir çok yerinde şiir dinletilerine ve konserlere katıldı.Müzik çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle eğitimini yarıda bırakan müzisyen 1999 yılında Nigar hanımla dünya evine girdi. Kemal Talha adında bir oğlu Nisa Nur adın da bir kızı vardır. Müzisyen üzerimden etkisini atmam mümkün değil dediği Trabzon ve Karadeniz kültürüne rağmen yöresel müzik yapmak yerine, özgün müzik yapmayı tercih etmiştir. Bu tercihin nedenini anlatırken de her ruhun kendini ifade ediş şeklinin farklı olduğuna vurgu yapmaktadır. Adem Tuzcu Karadeniz Şairler ve Yazarlar Birliği üyesidir. Bir çok bestesi yanında bir çok şiiride vardır.Müzik anlayışını şöyle özetlemektedir,Aşk ile öfkenin birleştiği yerde aşktan yana bir tavır. Ama bu tavır red üzerine kurulmuş bir tavır değil. Olanı algılayıp yorumlama üzerine bir tavır. Ne gelenekçi ne tam modernist. Anadolunun bağrından kopan çığlıkları bu toprağın ezgileriyle besleyerek daha modern bir uslüpla metropollerde dinletme derdi de diyebiliriz. Eylül 2007 de piyasaya çıkan "Yollar da topraktandır...İnsan da" ilk albüm çalışmasıdır. Müzisyen bu albümünde bağlama saundlu bir çalışma yapmıştır.Nisan 2010 da raflarda ki yerini alan ''Uykusuz Nöbetçi'' Adem Tuzcu nun ikinci albümüdür. Müzisyen müzik hayatına kesintisiz devam etmekte ve halen İstanbul da yaşamaktadır.

İlişkili Yazılar

Adem TUZCU

Ah Drina…

01 Temmuz 2011
5k
Adem TUZCU

Çocuklar Gülüyordu Biz Kente El Sallarken

17 Haziran 2011
5k
Adem TUZCU

İnsanın Kendi Kendini Yok Etmesinin Ahlâkı

27 Nisan 2011
5k
Adem TUZCU

Tutturamayanlar (II)

29 Mart 2011
5k
Sonraki Yazı

Dudağıma Borçlu Olduğum Dualar

Yorumlar 1

  1. ibrahim hakkı gündoğdu says:
    15 yıl önce

    Hayat dengedir tabi.. hakim güçler her zaman dengeyi boza.. Çünkü dengede hakim güç olamaz.. Bugün kapitalizm Teknolojiyi de yanına alarak insanlığı esir almıştır.. İnsan bunu anlayabilse bile organize güç olamadığından pes etme ve kendini kandırma durumunda kalmıştır.. En kötüsü işin geri dönüşü yoktur..
    Evet yarın herkes sadece İngilizce bilen inek eti yemege mecbur kalacaktır.. Veya sanal inek etleriyle avunacaktır.. Hatta “ah, ah.. dedem anlatırdı bir zamanlar in ek diye doğal bir hayvan varmış.. vs.. vs.. ” işte böyle birşey..
    çok derin olmasın Adem bu insanları uyandırmayaq çalışmak kendi rahatlığına ihanettir.. İHG

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap