Bu Vatana İhanet…
2016 yılı 15 Temmuz gününün munis bir yaz gecesi. Televizyon haberleri izliyoruz. Haber kanallarında olağanüstü hareketlenme görülüyor. Haber kanalları birbiri ardınca açıklamalar yapıyor; kaygılı, telaşlı spikerler.
Fetö’cü bir avuç gözü dönmüş vatan haini, asker kılıklı canilerinin kalkışmasının haberleri yankılanıyor televizyonlardan…
Aman Allah’ım!
Boğaz köprüleri tanklarla, askerlerce tutulmuş. Her tarafa tanklarla ve uzun namlulu silahlarla ateş ediliyor. F16 savaş uçakları alçak dalış yapıp her tarafa azgın bombalar, mermiler yağdırıyor. Helikopterlerin biri iniyor biri kalkıyor. Türk askerinin yüz karası subay bozuntularının peş peşe verdikleri emirler her tarafa iletiliyor.
“Direnenleri vurun, taviz yok! Tanklarla önünüze çıkanı ezin geçin, ilerleyin”!
WHATSAPP yazışmalarıyla birbirlerine durmadan emirler vererek;
“Ezanları susturun! 1. Ordu komutanını yakalayın! İstanbul Valiliğini işgal edin! İstanbul Moda Deniz Kulübündeki generalleri derdest edin! Halk sokaklara çıkıyor, geçit vermeyin! Tereddüt yok, tarayın! Halka sıkmazsanız kafanıza sıkarım! Önünüze gelenleri vurun aslanlarım! TSK darbe yapmıştır. Genel Kurmay Başkanı tutuklandı”.emirleri birbirini izliyor. Gecenin karanlığında patlayan bombalar… Korkunç gürültüler, yıkılan resmi binalar, her taraf yıkım içinde. Tanklarla ezilen insanlar, şehit olanlar, kolu bacağı kopanlar, yaralananlar…
Mahşeri görüntüler, dehşet veren manzaralar.
Omuzlarında bu milletin taktığı yıldızları taşıyan nankörler; altlarında tanklar, savaş uçakları,helikopterler ve uzun namlulu silahları kullanan keskin nişancılar…Bu milletin düşmanla savaşmak için yetiştirdiği özel hareket timleri millete saldırıyor, kadın erkek ,yaşlı çocuk demeden ateş ediyor,ateş ediyorlar….
TBM Meclisi; Milletin Meclisi; Gazi Meclis hainler tarafından F16 savaş uçakları ile durmadan bombalanıyor. Uçakların alçak uçuşları ve bıraktıkları bombalar korkunç gürültüler kopararak, patlayarak başkent sokaklarını cehenneme çeviriyor. Her taraf sarsılıyor. İstanbul Boğaziçi köprülerinin İstanbul’a giriş yolları tanklarla kesilerek cuntacı askerlerce tutuluyor.
Türk devletinin beyni olan MİT ve Genel Kurmay Başkanlığı uçak ve helikopterlerle bombalanıp ve uzun silahlarla taranarak yerle bir edilmeye çalışılıyor. Genel Kurmay Başkanlığı işgal edilerek Genel Kurmay Başkanı tutuklanıp bilinmeyen bir yere götürülüyor. Diğer kuvvet komutanlarından hiçbir haber yok.
Atatürk Hava Limanı ve uçuş kuleleri işgal edilerek uçuşlar yasaklanıyor. Cumhurbaşkanının tatile gittiği Muğla’da kaldığı otel düşmanla savaşmak için özel yetiştirilmiş olan 37 kişilik MAK ve SAT suikast timleri tarafından işgal edilerek korumalar şehit ediliyor. Cumhur Başkanı ölü ya da diri olarak yakalanması için verilen kesin emir sonucunda otel helikopterler tarafından durmadan taranıyor…
Halk TV. de darbecilerin korsan bildirisi okutuluyor;”TSK, anayasal düzenin, demokrasinin…” zırvalama devam ediyor. Memleketimize resmen darbe indiriliyor.
Ankara’da, Özel Hareket Birliği, Türksat binası, bütün belediye binaları, stratejik noktalar işgal ediliyor. Sala verilen camiler susturulmaya çalışılıyor. Karşı gelen polis, asker, sivil kim varsa haince taranıyor, salaların çağrıştırdığı şahadet haberleri birbirini izliyor.
Vatan, bu büyük milletin yetiştirdiği silahlı kuvvetlerine mensup bir avuç sözde general ve asker kılıklı canilerin, katillerin vatan hainlerinin gece baskınına uğratılıyor. Bu Millet adeta beklenmedik bir anda vurgun yiyor.
TRT Haber Kanalı caniler tarafından işgal edilerek haber spikerine silah zoruyla korsan bildirisi okutturuluyor. Spiker Tijen Karaş, tedirgin, üzüntülü bir sesle eline tutuşturulan korsan bildiriyi kendisine doğrultulan silahların gölgesinde okumaya çalışıyor. Titrek bir sesle ;
“TSK, anayasal düzeni yeniden tesis etmek, devletimizin ve milletimizin kaybedilen uluslar arası itibarını yeniden kazanmak için devlet yönetimine el koymuştur.” Gibi saçmalıklarla dolu bir yığın hezeyan. Şok oluyoruz. Eyvah vatan elden gidiyor,
Saat 23.14
Yaşanan bu karmakarışıklığın ardından İstanbul’dan Ankara’ya bin bir güçlükle dönen Başbakanın gür sesi bu kaosu yaşatanların başına balyoz gibi iniyor.
“Bu askerin içinde bulunan bir avuç grubun kalkışması söz konusudur. Asla ve asla bu gibi kalkışmalara müsaade etmeyeceğiz. Bunu yapanlar en ağır bedeli ödeyeceklerdir” diyor.
Halk bu hain darbenin, bu baskının kendisine yapılmakta olduğunu yavaş yavaş kavramaya başlıyor. Namusunu, özgürlüğünü, bayrağını, vatanını korumanın kendisine düştüğünü, bin yıllık tarihi süreçten gelen devletine sahip çıkma feraseti ile resmi kurumların önünde birikmeye başlıyor. Yıllardır Rahmetli Menderes’e sahip çıkamamanın verdiği üzüntüyü hatırlayıp şimdi iş başa düştü deyip bayrağına sahip çıkma adına sokaklara dökülüyor, dökülüyoruz.
Saat 00.37
Sayın Cumhur Başkanımız, olayı haber alır almaz Marmaris’te kaldığı otelden, otelin kuşatılmasından 15 dakika önce ayrılıyor. Geç kalsaydı caniler, katiller, satılmışlar, birine köle olanlar tarafından yakalanıp aldıkları emri hemen yerine getireceklerdi hiç şüphesiz..
Sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayip Erdoğan suikasten kıl payı kurtulduktan sonra cep telefonuyla görüntülü olarak haber kanallarına bağlanarak, her zaman güvendiği ve gücünü aldığı milletine sesleniyor;
“Milletimi meydanlara, hava alanlarına davet ediyorum. Bu gelişme silahlı kuvvetlerimizin içindeki bir azınlığın ne yazık ki kalkışma hareketidir. Ülkemizin birliğine, beraberliğine yönelik bu harekete milletçe vereceğimiz cevapla bunlar en ağır cezayı alacaklardır. Bunun bedelini, yargı önünde çok ağır ödeyeceklerdir.”
Açıklamasıyla, halkını olaya el koymaya, vatanı savunmaya davet ediyor.
Bu tok ses vatan semalarında yankılanıyor. Başkomutan emir verir de O’na canı gönülden bağlı olan halk sessiz kalır mı?
Bu ses herkesin yüreğine su serpiyor. Başkomutandan bu emri alan asırlardan beridir hür yaşamış bu necip milletim bütün halkı, yediden yetmişe kadınıyla erkeğiyle bayrağını alan sokaklara, caddelere ve korunması gereken kurumların önüne sel gibi akıyor, akıyor…
İşte asıl savaş; göbeği dışarı bağlı vatan hainleriyle, bu toprağın asıl sahipleri arasında ikinci Çanakkale Şavaşı, İkinci Kurtuluş Savaşı böylece başlatılıyor. Ellerinde Türk Bayrakları, göğüslerinde imanlarından gelen vatan sevgisi ile vatan savunmasına çıkan, vatan sevdalılarının savaşı.
Köprüleri kurtarmaya giden eli bayraklı vatandaşlarım tankların üzerine çıkmaya, askerleri, bu kanlı kaos ortamından vazgeçirmeye çalışıyorlarsa da gözü dönmüş caniler; bayrağı, hürriyeti için orada bulunan masum halkın üzerine uzun namlulu silahlarını, tankların toplarını boşaltmaktan geri durmuyorlar. Soy kırım yapmaya başlıyorlar. Hele bir cani, şerefsiz, gözü dönmüş katil vardı ki, köprünün en üst kulesine çıkıp keskin nişancı olarak masum insanları bir bir avlıyor. İnsanın kanı donuyor. Bu ne vahşi bir ruh hali Yarabbi!.
Şerefli bir polisimiz hakkından gelip indiriyor katili.
Saat;00.58
- Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar’ın darbecilere yaptığı sert konuşması ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığın kalkışma girişiminde bulunanlarla ilgili soruşturma başlattığını açıklaması halka moral veriyor. Bazı komutanlar asi askerlerin kışlalarına dönmeleri için üst üste çağrı yapmaları, emniyet mensuplarının canları pahasına mevzilerini terk etmemeleri darbecileri sarsıyor. Cumhur Başkanının Atatürk hava limanına iniş yapacağı duyurulunca milyonlarca insan hava alanına akın ediyor. Bunu duyan darbeciler uçakları alçaktan uçurarak O’nu vurmaya çalışıyor.
MHP ve CHP kalkışmanın kabul edilemeyeceğini arka arkaya açıklıyor. Emniyet güçlerinin işgal edilen yerlerin bir bir geri alındığını açıklamaya başlamasıyla darbe kalkışmasının başarıya ulaşamayacağı kanaati giderek yaygınlaşıyor.
Çözülme ve Korkakların Kaçışı:
Polisin müdahalesi, halkın darbeye hayır demek için canları, kanları bahasına sokaklara dökülmesi, bazı cuntacı askeri birliklerin gruptan ayrılmaları, çok güvendikleri tankların halk tarafından geri alınması neticesinde darbenin başarısız olduğu anlaşınca çözülme başlıyor. Birbirlerine sesleniyorlar;
“Teslim olun veya kaçın! Hayatta kalmaya çalışıyoruz! Faaliyet iptal komutanım! Ayrılalım mı komutanım? Evet ayrılın komutanım! Kaçalım mı? Whatsapptan son mesajlar verilerek kaçış başlıyor.
Bu vatanın gerçek sahipleri vatanını kurtarabilmek için hayatını hiçe sayıp tankın, helikopterin, savaş uçakların önüne tereddütsüz atılırken, satılmış, dışarıdan emir alıp darbeye kalkışanların
ilk işi kaçıp kurtulmak oluyor. Korkaklar! Bu işe kalkışan Türk askeri olsaydı başlattığı işi başaramayacağını anladığı anda intihar eder yurt dışına kaçmayı düşünmezdi.Vatansızlar!
Saat 02.30
MİT basın Müşaviri Sayın Nuh Yılmaz” Darbe Püskürtüldü” diye yaptığı açıklama ile müjdeyi veriyor. Kahraman emniyet mensuplarımız, halkla birlikte hayatlarını ortaya koyarak katillerle, asker elbisesi giymiş canilerle çarpışa çarpışa işgal edilen yerleri canları pahasına geri alıyor, asker kılıklı teröristleri bir bir yakalayıp adalete teslim etmeye başlıyor.
Saat;12.10
Akıncı hava üstünde rehin olarak tutulan Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, saat 07.45 de kurtarıldıktan sonra Başbakanın yanına geliyor. Komutanın boğazında darbe izleri görülüyor. Belli ki, darbeciler paşayı çok hırpalamışlar. Başbakan Binalı Yıldırım’ın yaptığı açıklamada:
“Milletimin bütün fertlerinin, bayraklarıyla meydanlara koşan bu paralel terör örgütü çetesine karşı dimdik ayakta duran bütün vatandaşlarımın alnından öpüyorum” diyerek darbenin püskürtüldüğünü müjdeliyor, bütün millete teşekkür ediyor.
SONUÇ.
Bu Hareket; bütün gayrı Müslim düşmanlarımızın, büyüyen, güçlenen ülkemizin milli değerlerine, milli hedeflerine, özgür iradesine ket vurmak için başlattığı bir darbe hareketidir. Bu kalkışma; Başta ABD olmak üzere NATO’ nun, şerefli Türk Ordusu içinde bulunan ve akıllarını, ülkemizin düşmanlarına, ajanlarına ve sahte mehdi olarak kendini kabul ettirmiş bir zavallıya kiraya veren bazı subayları, emniyet görevlileri, hakim ve savcı gibi bazı kişileri kullanarak başlatmış olduğu, 245 şehit, 2191 gaziye mal olan hain kalkışmadır, darbe
Girişimidir, Türkiye’yi bölme, parçalama hareketidir.
Bu Hain darbe;
tankların, uçakların, helikopterlerin bombalarına, uzun namlulu silahların ölüm kusan namlularına karşı elindeki bayrakla karşı koyan milletin, yeniden dirilen, Çanakkale ve İstiklal Harbinin ruhunu yeniden yaşayan ve vatanına, bayrağına, namusuna, özgürlüğüne sahip çıkan vatan sevdalıların iman dolu göğsünü siper etmesiyle önlendi.
Bu Türk Milletinin Yeniden Diriliş Destanıdır.
Beş bin yıllık devlet kurma geleneğine sahip necip milletimin canı ve kanı pahasına kendi iradesine sahip çıkma adına meydanlara çıkarak, kanlı yıkıcı bir darbeyi püskürten aziz milletimize;
Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak diyerek dik duran Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımıza;
Milli İradenin koruyucusu olan Peygamber Ocağında yetişen şanlı ordu mensuplarımıza;
Milli iradenin gücünü sonuna kadar kahramanca gösteren emniyet mensuplarımıza;
Vahdet penceresinden dünyaya bakan, bombalar altında meclis binasına koşan Türkiye Büyük Millet Meclisine, Meclis Başkanımıza. bütün siyasi parti liderlerine,
Bütün haber kuruluşlarına, medyamıza
minnetlerimizi, şükranlarımızı arz ediyoruz…
Vatan için hayatlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, geride kalan ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
15 Temmuz 2016 tarihi, üç yüz seneden beridir üzerimize serpilmiş olan ölü toprağını üzerimizden atıp asıl kimliğimize kavuştuğumuz dirilişin tarihidir, bu tarih…
İstikbal ve İstiklal için Vatan Nöbetimiz Sonsuza Kadar Devam Edecektir.
Vatanımıza, milletimize, devletimize kötülük etmek isteyenlere fırsat verme Yarabbi!
Selam ve dua…
Not: Tarih tekerrür eder derler. Oysa ki, ders alınsaydı tarih tekerrür etmeyecekti. İkinci yazımız da darbeleri ve terör örgütlerinin yapılanmasını hazırlayan sistemimizle ilgili görüşlerimizi arz edeceğiz. 19.7.2016
Kalkışma için,Darbe için ne Dediler.
Kredi derecelendirme kurumları;
Standard& Poors(S&P) :Türkiyenın kredi notunu indirip görünümünü negatife çevirdi.
Moody’s ve Fitch : Not indiriminde bulunacağını tehdit etti.
Amerikalı bir emekli askerralph Peters Fox News’ta yaptığı yorumda:eğer darbe başarılı olsaydı,İslamcılar kaybedecek biz kazanacaktık. Huntington Dgisis;Erdoğan öldürülemediği için darbe başarısız oldu”
Bekir Coşkun : “Müsamere … Korkmuş ve sinmiş bir Türkiye ..Bir taşla üç kuş: Hem;Askeri Şurada yapılacak temizlik bu sefer böyle oldu. Hem;kahraman sayılır ve “Başkanlık”yolu daha açıktır…Hem;bir dinci kalkışmanın provası yapıldı. Daha ne istersin(Sözcü)
“Askeri darbeyede sivil darbeyede karşıyız”
Erdoğan artık kontrol edilemez.”Erdoğanın öğrendiği darbeyi,darbecileri tasfiye etmek için dudurmadı”
Konsolosluk ; Jennifer Turken Facebook üzerinden attığı yorumda:
ABD konsolosluğuna sordum vakit kaybetmeden Avrupa’ya , oradan ABD gidin”
BBC Arapça,Sky News Arapça ve El Arabiye kaallarındarbe girişiminden sonra darbenin başarılı olduğunu ve erdoğanın Almanyaya kaçtığı iddialarına yer verdi.
ABD Dışişleri Bakanı”Türkiye için istikrar ve barış diliyorum” Cuntacılara övgü.
DİRİLİŞ:
Asıl iş şimdi başlamalıdır.Şu andan itibaren birleşme,bütünleşme bir olma iri olma dönemi hemen başlatılmalıdır.tarihi yürüyüşe başlamanın tam zamanıdır.Tarihe yön veren,tarih yapan tarihin medeniyet kurmanın öznesi olan, bin yıl insanlık tarihini yapan ,altı asır üç kıtayı barış yurduna çeviren bu necip millet ; yaklaşık iki asırdan beridir bu vasıflarından hızla uzaklaştırıldı, medeniyet iddialarından uzaklaştırıldı. Şimdi,hemen geçmiş mirasımıza sahip çıkma fırsatı doğmuştur.15 Tenmmuz 2016 Yeni Türkiyenin kuruluş ve kurtuluş tarihinin ilanı,kurtuluş savaşının adıdır.Bu vahşet asla unutulmayacak dehşet saçan bir kabustur. Bu yeniden dirilişimize sebep olması bakımından da tarihteki yerini alacaktır.
