Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Troya’dan Atatürk’e

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
11 Ekim 2021
Hüseyin ŞENGÜL, Kültür, Sanat, Tarih
0
Troya’dan Atatürk’e
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tarihin bir dönemi için toplumlara moral değer oluşturan bu mitos kültürü, mitostan logosa geçiş süreciyle birlikte etkilerini de yitirirler.

Troya Çanakkale’de bulunan 5 bin yıllık antik bir kent.

Troya’yı dünyada bilinir ve çekici kılan asıl etmen ise, Homeros’un İlyada destanı.

Homeros Smyrna’da (İzmir) MÖ 700’lü yıllarda yaşamış İyonyalı bir ozan. Batı edebiyatının ilk büyük eseri kabul edilen mitolojik destanı İlyada’da anlatılan Troya savaşı MÖ 1.250’lerde yaşanmış.

Homeros bu destanı 550 yıl sonra yazmış. Bu süre boyunca Troya savaşına dair halklar arasında epik şiirler söylenegelmiş. Homer’de bunları derlemiş ve dünya edebiyatına 16 binden fazla dizesi bu büyük destanı armağan etmiş.

Hemen bütün toplumların tarihinin bir döneminde mitoloji vardır. Çoğu toplumlar varlıklarını destanlar yoluyla ifade eder ve bu yolla tarihsel bir meşruiyet ve üstünlük dayanağı oluştururlar.

Tarihin bir dönemi için toplumlara moral değer oluşturan bu mitos kültürü, mitostan logosa geçiş süreciyle birlikte etkilerini de yitirirler.

Logosla birlikte (bilgi dönemi) söylenceler, masallar, olağanüstü hikayelerin epik anlatımı olan destanlar, kısacası mitoloji, toplumların tarihinde yitmiyorlar, onlar birer edebi eser ve kültürel zenginliğin birer parçası olarak kalıyorlar, ama artık toplumsal yaşamda moral bir değer ve toplumun varlığıyla bağ kurma aracı olmaktan çıkıyorlar. Yani mitoloji, toplumsal ilişkilerin tanzimindeki ve siyaset üretmedeki fonksiyonunu yitiriyor.

Böyle olmakla birlikte tarihteki diktatör ve faşist rejimler, mitolojiyi kullanmaktan geri kalmıyorlar. Çünkü mitolojik destanlardan, hikayelerden yeni bir yalan tarih ve toplum kurgusu çok daha kolay üretilir.

Atatürk ve “Hektor’un öcü”

Bu yıl tekrar Troya’ya gittim. Yeni bir müze binası yapılmış. Çok güzel. Eserlerin tasnifi, yerleşimi, sergilenmesi ile binanın mimari yapısı birbirine uyumlu.

Mekân ferah. Antep’te, Hatay’da böyle güzel müze binaları yapıldı.

Müzede katlar arasında merdiven yerine yatay yürüyüş yolu yapılmış. Yorucu değil. Her bir kat yolu boyunca 3 dilde (Türkçe, İngilizce, Almanca) yazılı tanıtım/bilgi levhaları konulmuş.

Bu levhalardan birinde Fatih’in “Troya’nın öcünü aldık” diyen anlatısı yazılı. Bir diğerinde Türklerin Troyalılarla bağları olabileceği iddiaları yazılı.

En ilgincini ise “Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922’de yanındaki bir subaya söylediği öne sürülen ‘Dumlupınar’da Hektor’un öcünü aldık’ sözü ile Homeros’un Troya Savaşını Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla sonuçlanacak Kurtuluş Savaşı ile ilişkilendirerek Türkiye’nin modern siyasi tarihine taşınmıştır.” Levhası oluşturuyor.

Bırakalım sıradan bir insanı, tarihi bir kişiye ait olduğu söylenen bir sözün kaynağı nasıl olmaz? Ne demek “M. Kemal’in 1922 yılında yanındaki bir subaya söylediği öne sürülen ‘Dumlupınar’da Hektor’un öcünü aldık’ sözü?

Bu cümlede iki büyük yanlış var: O subay kim? Adı yok, herhangi bir kayıt yok! Ne ala; kaynağı olmadan Atatürk’e birçok söz söylettirilebilir. Öyle de oluyor zaten.

İkinci yanlış; “söylediği öne sürülen” bu sözün, söylenmemiş olabileceği anlamını da taşır. Böyle bir ibare o levhanın yazılmasını sağlayan erk her kimse, “öne sürülen” diyerek kendine bir açık kapı bırakmaktadır.

Bozuk Türkçe

Bürokrasinin ve hatta akademi dünyasının özelikle son yıllarda bozuk bir Türkçeye sahip olduğunu biliyoruz. Milliyetçilerin asıl sahip çıkmaları gereken alan olan dili bu kadar kötü kullanmaları bir çelişki değil.

Çünkü milliyetçilik hamasettir ve rasyonalitesi arızalıdır.

Günlük ilişkilerimizde sokakta, kahvede, evde falan filana demiş ki türünden konuşmalar yaparız. İdeolojik tatmin, övünme gibi nedenlerle M. Kemal’in böyle dediğini konuşabiliriz.

Çünkü ideolojik, siyasi tatminin veya övünmenin gerçekle ilişkili olmak diye bir sorumluluğu yoktur. Sözel kültür bu tür hamasetleri bir ölçüde kaldırabilir.

Ne yazık ki resmi tarihin de ahlaki olmak, tutarlı olmak, gerçekçi olmak gibi bir sorumluluğu yoktur. Sorun da burada düğümlenmektedir!

Uluslararası niteliğe sahip bir müzede böylesi yalan yanlış bilgilerin tanıtım/bilgi levhalarına yazılması hakikaten çok ayıp!
Tarih öznelliklerin keyfince at koşturduğu bir alan değildir.

Onca Atatürk külliyatında yakın zamana kadar M. Kemal’in Troya’ya dair tek bir sözü, anısı yer almıyorken, şimdi nereden çıktı bu Hektor’un intikamı söylenceleri?

Anadolu-Yunan çatışması

Osmanlı’da Yunan düşmanlığının kronik hale gelmesinin başlangıcı 1821 Yunan bağımsızlık isyanıdır.

O zamana kadar Osmanlı bürokrasinin tepelerinde bulunan hatta Heyet-i Vükela’nın sadrazam dahil bir kısım görevlileri ezici çoğunlukla Rum’du.

Yunanistan’ın bağımsızlık kazanmasıyla birlikte II. Mahmut devlet bürokrasisinden Rumları tasfiye ederek yerlerine Ermenilerden yöneticiler atadı.

Parantez açarak belirtelim ki, “Millet-i Sadıka” denilen Ermeniler 1890’lardan itibaren “Millet-i Mahkûme” haline getirildi.
Osmanlı Yunan gerilimi 97 yıl sonra 1919’da Yunanların İzmir’i işgaliyle yeni bir evreye girdi.

İzmir’in işgali, Millî Mücadelenin hem fitilini ateşledi hem dinamiğini oluşturdu. Türk milliyetçiliği tahkimatının önemli bir direği olan Yunan düşmanlığı, Cumhuriyetle birlikte yeni bir şekle büründü.

Bu şekil, Osmanlı döneminde büyük tasfiyelere ve kırımlara uğramış Rum tebaanın Cumhuriyet’te kalan bakiyelerinin çeşitli bahanelerle tasfiyesi halinde devam etti.

Siyasetin bu uygulamaları eğitim-öğretim alanında ve edebiyatta da devam etti. Açıktan Yunan düşmanlığını körükleyen milliyetçilerden farklı olarak daha sofistike olan ve özellikle de Yunan düşmanlığı yapmak yerine Anadolu üzerinden hareketle tarihi bir süreklilik içerisinde bir Anadolu Türk yurdu özdeşliği kurmaya çalışan ve kendilerine “Mavi Anadolucular” adını veren bir edebiyat akımı oluştu.

Cevat Şakir Kabaağaçlı, Sabahattin Eyüboğlu, İsmet Zeki Eyüboğlu, Azra Erhat, Vedat Günyol gibi değerli kişilerden oluşan bu akım, coğrafya üzerinden bir vatan anlayışı oluşturarak Türklüğü Anadolu uygarlıklarına monte etmeye çalışıyorlardı.

Kitaplarında antik dönem Anadolu’da bir Yunan varlığının olmadığını, Ege’deki antik kentlerin Anadolu halklarına (Elbette Greklerden ayrı Anadolu halkları da vardı) ait olduğunu işliyorlardı.

Anadolu’da bulunan antik kentlerde bugün bile kalıtlarını gördüğümüz Grekçe yazıtların, kendini daha belirgin olarak sütun başlıklarındaki Dor, Korint üslubunda ve tiyatro yapımında gösteren Helenistik mimarinin varlığı ortada dururken, son 200 yılda oluşan Yunan düşmanlığı bu devasa gerçekliği inkara yönelebilmiştir!

Mavi Anadolucular

Mavi Anadolucuların bu bakış tarzı Türk-Yunan ilişkilerinde bir yarılma oluşturmadı.Çünkü bu kişiler hümanist bir dünya görüşüne sahiptiler.

Asıl yarılma, bu bakış tarzını uçuk noktalara kadar götürerek Anadolu’daki uygarlıkları Türklüğün parçaları olarak gören milliyetçilerin elinde tarihsel bir histeriye dönüştürülerek yaşanmakta. Anadolu ve Yunan düşmanlığı histerisine en kullanışlı dayanak ise Troya destanıdır.

Troya Anadolu’ydu ve Yunan işgaline karşı savaşmıştı. Hektor ise bu savaşta Troya’nın asil kahramanı ve simgesiydi. O halde milliyetçi tarih yazımına göre Fatih II. Mehmet de M. Kemal de Hektor’un öcünü almalıydılar.

Kurgusal olarak aldırdılar da!

Bu hikâye postmodern dünyanın alabildiğine cıvıklaştırdığı hakikat yitiminin tipik bir örneğidir.

Troya’dan Atatürk’e kurgulanan ilişki, mitostan mitosa kurgulanan tarihsel bağdan öte bir anlam ifade etmiyor. Ve bu iddianın uluslararası bir müzede bilgi levhası olarak yer alması bir özgüvensizliğin, kendini ispat çabasının bir dışavurumudur.

Bu tür anlayış sahipleri Troya Destanı’ndaki o muhteşem edebiyatın farkında bile değillerdir. Çünkü benlik ve milliyetçilik duygusu, o hazzın önünü kesen bir tıkaçtır!

(HŞ/PT)

Paylaş
Etiketler: 5 bin yıllıkantik bir kent.Atatürk ve "Hektor'un öcü"Troya Çanakkale'de
Önceki Yazı

Dikenli Tarladan Gül Bahçesine (IX)

Sonraki Yazı

Yaşlıların Grip Aşısının Uzun Vadeli Mortalite Etkisi Yok

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Yaşlıların Grip Aşısının Uzun Vadeli Mortalite Etkisi Yok

Yaşlıların Grip Aşısının Uzun Vadeli Mortalite Etkisi Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap