Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Toplumdaki Asıl Tahribat

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
24 Ocak 2020
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Toplum, ekmeği elinden alınan ve üstüne üstlük bir de dayak yiyen kişi konumundadır. Bu ülkede; Güvenlik yok! Adalet yok! Özgürlük yok!

2019 yılını bitiyor. Bu yazı AKP iktidarının 2019 yılına kadar olan yönetiminin bir sonuç fotoğrafı olarak okunabilir.

Bu ülke uzun zamandan beri gün yüzü görmedi. Örneğin daha 20-30 yıl öncesine kahrediyorduk. Bugün, kahrettiğimiz o günleri arar hale geldik. Bunu 90’ların korkunç günlerini görmezden gelmek ya da bugünü dünle balans ederek iktidarın yaptıklarını hafifletmek için söylemiyorum. Bugün toplumda yaratılan asıl tahribat, o günlerin zulüm ve adaletsizliği üzerine katmerlendi. Karanlık ve kokuşmuş günlerin içerisinden geçiyoruz.

Toplumsal hayatın yalnızca bir tarafı bozuk veya eksik değil. Ülkenin toplumsal hayatının her alanı sorunlu ve bunun yarattığı toplam bir tahribat var.

Toplumdaki asıl tahribat nedir?

Polis copu mu?

İşsizlik mi?

Pahalılık mı?

Fakirlik mi?

Çevre kirliliği mi?

Siyasetçilerin fütursuzluğu mu?

Yolsuzluklar mı?

Listeyi uzatabiliriz.

Bunların her biri toplumsal hayatın önemli sorunları. Fakat daha derinde, daha tahripkâr olan ve birbirini tetikleyen iki şey var: Yaşam sevgisinin yitimi ve umutsuzluk!

Yukarıda bir kısmını yazdığım sorunları tek tek veya bir bölümünü birlikte aşmak mümkündür. Çevreyi tahrip eden faaliyetler durdurulabilir, işsizlik azaltılabilir, fütursuz siyasi dil bitirilebilir, enflasyon düşürülebilir vb.

Fakat toplumsal hayatı her alanda ve her bakımdan olumsuz etkileyen, yaralayan, tahrip eden onca şeyden hiçbirisi çözümlenmiyorsa, tersine tahribatlar gittikçe artıyorsa; bütün bunların toplamından, o toplum ve toplumun bireyleri nasıl etkilenir?

Bütün bunların toplamı, insanda yaşam sevgisini aşağılara çeker, hatta bitirir. Yaşama sevincini yitiren insan, umutsuz insandır. Bunların her ikisi birbirini büyüterek üretir; umutsuzluk arttıkça yaşama sevgisi düşer, yaşama sevgisi düştükçe umutsuzluk artar! Sevgi eksildikçe, şiddet artar! Ülkemizde giderek artan intiharlar, bu sürecin bir başka boyutunu oluşturmaktadır.

Psikanalist ve filozof Erich Fromm, “Sevginin ve Şiddetin Kaynağı” kitabında, bir toplumda yaşam sevgisinin gelişebilmesini güvenlik, adalet ve özgürlük unsurlarının varlığına bağlar.

Diktacı iktidarlar güvenlik ile özgürlüğü bir ikilem olarak görür ve topluma güvenlik mi, özgürlük mü şeklinde bir dayatma yaparlar. Hâlbuki özgürlüğün olmadığı yerde adaletin olması mümkün değildir! Özgürlüğün olmadığı bir ülkede iktidar, güvenlik konusuna da tamamen polis devleti anlayışıyla bakar. Ve ne acıdır ki, özgürlüğün değerinin ve anlamının toplumumuzda yeterli bir karşılığı bulunmuyor. Toplumdaki bu durum başlıca bir siyasi ve sosyolojik incelemeyi gerekli kılıyor.

İktidar, devletin bütün kurumlarıyla toplumu kuşatmış ve istediği her şeyi dikte etmeye çalışıyor. İstediği ihaleyi, istediği fiyata, istediği şirketlere veriyor.

Kamuda müthiş bir israf almış başını gidiyor. Devletin kasası boşalmış. Onlarca tür yeni vergiler koyuyor. Üretim düşmüş, tarım bitmiş, işsizlik sürekli artıyor, enflasyon yükseliyor.

Birkaç üniversite hariç, üniversitelerin üniversite olmanın bilimsel, sosyal ve etik değerleriyle ilişkisi yok. Televizyonlara çıkan, basında yazan profesör ünvanlı kişilerin bilim namusuyla ilgisizlikleri ve konusunun cahili oldukları görülüyor. Üniversitesi, basını iktidarın bir aparatı haline getirilmiş.

En Az İki Kuşak Kaybedildi

Gençler üniversite okumalarının da bir işe yaramayacağını ve oradan bir donanım kazanamayacaklarını biliyorlar. Umutsuzlukları tembelliklerine, boş vermişliklerine, korkularına kaynaklık ediyor. Gençler genel olarak karamsar, özgüvensiz ve hayattan korkuyorlar. Ülkenin durumu gençlerle aileleri arasında büyük gerilimler yaratıyor. Yaşları 30’lara dayanmış insanlar, bir yandan toplumsal koşulların zorunlu bir sonucu olarak ailelerine büyük mali külfetler yüklerken bir yandan da günlük harçlığı için bile ailesinden talepte bulunmanın stresini, kahrediciliğini yaşıyorlar.

İnsanların en doğal hak talepleri, protesto yürüyüşleri ve hatta uluslararası kabul görmüş kimi önemli günlerin kutlanması dahi polis şiddetiyle bastırılıyor. Daha kısa bir süre önce Kadıköy’de kadın cinayetlerini durdurmak için Şilili kadınların başlattığı ve tüm dünyaya yayılan Las Tesis adlı danslı protesto gösterisini yapan kadınlara polis müdahale etti.

Dünyanın en barışçıl, en insani ve en haklı bir eylemini şiddetle bastıran polis gözaltılar yaptı. Ama bu ülkede Cerenler, Şuleler ve yüzlerce kadın katlediliyor. Şiddeti önlemekle yükümlü bu devlet ise, şiddeti protesto edenlere şiddet uyguluyor.

Bir ülkede bireyin en son sığınacağı yer, hukuktur! Bireyi devletin ceberutluğuna karşı koruyacak, adaleti sağlayacak kurum, yargıdır! Fakat yargı (dün de sorunlar yaşanmaktaydı) bu iktidar tarafından devletin bir aparatı haline getirildi ve bireyin sığınacağı son çatı, parçalandı. Bu ülkede yargı ile hukuk, birlikte anılmayacak hale getirildi; hukuk yok edildi, yargının da adı kaldı!

Devlet bütün kurum, kuruluş ve ideolojik aygıtlarıyla toplumu kuşattı, susturdu, insanları edilgen hale getirdi. Bunu yapan iktidar ise, alabildiğine sorumsuz, alabildiğine keyfi ve saygısız davranmaktadır.

Toplum, ekmeği elinden alınan ve üstüne üstlük bir de dayak yiyen kişi konumundadır.

Bu ülkede;

Güvenlik yok!

Adalet yok!

Özgürlük yok!

Ve bütün bunların toplamı olarak hem umutsuzluk ve korkunun artmasının hem de uzun yıllardan beri yerlerde sürünen eğitimin ve moral değerlerin bozulmasının sonucu olarak en az iki kuşak yitik haldedir.

Yaşamdan kaygı duyulan bir yaşamın ıstırabıyla kıvranan ve kuşak yitimine uğramış bir toplumda yaratılmış olan tahribatın giderilmesi uzun erimli, çok yönlü ve çözümleyici siyasi programlar gerektirmektedir. İşte tam bu noktada yaşam sevincini düşüren ve umutsuzluğu artıran önemli bir faktör de muhalefetsiz bir muhalefetin varlığıdır. İktidar, muhalefet edebilecek güç olarak HDP’yi gördüğünden, HDP’yi etkisiz ve çalışamaz hale getirmek için her türlü baskı ve şiddeti uyguluyor. Aslında bu bir tasfiye hareketidir. Geriye de muhalefetsiz bir muhalefet kalıyor!

İnsan ve toplumlar devingendirler. Dünyanın en korkunç sistemleri bile toplumların devingenliğini aşağıya çekebilir, bastırılabilir ama yok edemezler. Toplumumuzda artan umutsuzluğa rağmen umut yok edilemez. Ve bu toplumun önemli bir kesimi, bir umut ışığı görmesi halinde “ne oldum delisi olan” AKP’ye ne olacağını gösterecektir! (HŞ/TP)

Paylaş
Etiketler: AKP iktidarınınişsizlikpahalılıkPolis coputoplumsal hayatı
Önceki Yazı

Pirinci Taştan Ayırır Gibi

Sonraki Yazı

İnsanlarda Güzellik Duygusu

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

İnsanlarda Güzellik Duygusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap