Bu yazının amacı taleplerimizi, güzel dilek ve temennilerimizi duyarlı ve sorumlu insanlarla paylaşmak. Ortak dilek ve taleplerde yani hedeflerde buluşmak konusunda gayret sergilemek. Hedefi ortak ve inanılır hale getirip elele verince neler olmaz ki… Herkesi dilek ve temennilerimizden bazılarını paylaşmaya davet ediyoruz. Ve gelin hedeflerimizi ortak hale getirelim ve hep birlikte dileyelim:
Devletin davası insana hizmet, birlik ve dirliği tesis,
İnsanın davası, sevgi ve saygı, çevreyi korumak olsun.
Siyasetin davası millete hizmet ve ekmek, yargının davası adalet;
Eğitimin ve okulun davası kişilikli ve verimli insan olsun;
Diyanetin davası ahlak ve inanç,
Kuvvetin davası güven ve huzur,
Girişimcinin davası üretim ve zenginlik,
Bilimin ve üniversitenin davası teknoloji, yenilik ve gelişim,
Hayata dair herşey hukukuna ve tekniğine uygun olsun.
Toplumun davası sağlık, refah, huzur ve başarı olsun;
Sanat olsun, edebiyat olsun, kültür ve medeniyet olsun.
…
Amin, amin, amin.
NASIL BİR SİYASETÇİ?
-Bizi biz yapan değerler çerçevesinde ve evrensel ölçütleri de gözeterek insanımıza hizmet için siyaset yapabilecek,
-işinin erbabı ve ortak aklı kullanabilen,
-adalet duygu ve anlayışı gelişmiş ve bu çerçevede kalmayı asla ihmal etmeyecek,
-siyaseten elde edilen güç ve yetkileri silah gibi kullanmayıp görev ve hizmet sorumluluğu olduğunu içselleştirmiş olan,
-gerektiğinde (siyaseten başarısızlık, verilmiş sözlerin yerine getirilememesi, hizmet yapma şans ve fırsatının azalması, hizmet ve başarı için başkaca seçeneklerin gözükmesi, vb haller) siyasetten ayrılmasını bilen; yani “beni anam burada doğurmadı, babamın evinde doğurdu” diyebilecek ve hizmet nöbetinden çıkabilecek,
-mutlaka kafası genç olan, dönüşüm ve gelişimden yana tutum ve eylem koyabilen; ve tabii ki yaşça da yaşlı sayılmayan (özellikle kırkından gençler),
-ekmeğini helalından kazanmaya razı olmuş, paraya teslim olmayan, onurlu ve namuslu, söylediğini kulağı duyan (“eline, beline, diline hakim”),
-dost bulabilmek için dost olmak gerektiğini farkında olan,
– sorunlar karşısında, ‘aaah rabbim bana ne dertler verdin’ diyen değil; ‘eeey derdim benim yüce Rabbim var’ diyebilen,
…
SÖZDE DEĞİL; ÖZDE SİYASETÇİLERİ GÖRMEYİ KİM İSTEMEZ?
KISACASI; “…adaleti, iyiliği, yakınlara bakmayı…” asla unutmayan, “kötülük, fenalık ve azgınlık …” yapmamayı hedef alan; yani bu kutsal öğüdü içselleştirmiş insanları siyasette görmek ne kadar güzel olur; değil mi?