Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Tohum Mezarlığı

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
28 Ocak 2012
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Geçenlerde bir dostum aradı. Eminönü’nden bahçesine ekmek için tohum satın alarak ektiğini ancak bu tohumların çıkmadığını, çıkanlardan da verim alamadığını söyledi. Tohum satıcısı,  tohumlarının ‘geleneksel tohum’ olduğunu söylemiş…

Tohumlar paketli ve markalı mıydı’ dedim. ‘Paketli ve markalı’ dedi. ‘O halde hibrit tohum almışsınız’ dediğimde, ‘ne fark eder’ dedi. ‘Ne fark eder olur mu, atla katır aynı şey mi?’ dediğim de, ‘elbette değil’ dedi. Bende ‘işte geleneksel tohum at ise, hibrit tohum katırdır’ dedim. Çok şaşırdı…

Aradaki farkı anlattığımda, bu kez öfkelendi, ‘bunları kimse bilmiyor’ dedi ve ekledi: “Şimdi bize hep yalan mı söylüyorlar?”

O halde dostumu hiddetlendiren bilgileri sizlerle de paylaşalım…

Hz Peygamber s.a.v. yaratılışı anlattığı bir Hadis-i Şeriflerinde tohumun, insanoğlundan ve hayvanlardan önce yaratıldığını bildiriyor. İşte o gün bugündür fıtratı gereği tohum; bitkiyi ve ağacı, bitki ve ağaçta tohumu doğurarak 1920’lere kadar geldi.

Rockefeller tarafından 1920’lerde Amerika’da başlatılan ‘Yeşil Devrim’ adlı vahşi serüvene kadar hiç kimse onu zimmetine geçirmeyi aklının ucundan geçirmemiş ve de üzerinde mülkiyet iddiasında bulunmamıştı.

Artık dünyadaki bazı karanlık eller, tohuma yani yaşama sahip olmak istiyorlardı. Bunun içinde, iblîsi yöntemler geliştirmeye başladılar.

Adı ister hibrit, ister de GDO olsun; süreç, canlıların patentlenmesi olmadan yürüyemezdi.  Patentlemek; hiçbir dış müdahale olmaksızın kendini sonsuza kadar yeniden üretebilen fıtrî sistemin mülkiyetinin ele geçirilmesi, bir başka deyişle ‘yaşamın patent altına alınması’ demekti.

Gücü elinde bulunduran egemen yapı, dayattığı yeni durumun; ahlâkî, felsefî, hukukî, dinî, siyasal ve ekonomik boyutlarıyla tartışılmasına fırsat vermeden, farklı araçlarla zihinlerde normalleştirdi. Şimdi de yapılan tartışmalardan oldukça rahatsız.

Aslında yapılan en basit haliyle; tarımın, köylünün elinden alınarak, zenginler tarafından yapılan bir ‘endüstri’ haline dönüştürülmesiydi. Daha geniş anlamda ise bitki, hayvan ve insan yaşamının ‘patentleme’ yoluyla insanlığın elinden alınışıydı.

Türkiye’de 2006 yılında çıkarılan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 7’inci maddesindeki “Yurt içinde sadece kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukların ticaretine izin verilir” hüküm gereği, -altını kalınca çizmeliyiz ki- on binlerce yıldır kullanılagelen geleneksel yani tabiî tohum ticareti yasaktır ve suçtur.

Binâenaleyh, nesepsiz tohumlarla yapılan tarıma destek veren Türkiye, diğer taraftan da fıtrî tohumlarla yapılan tarımsal faaliyete destek vermez.

Geçenlerde bir televizyon kanalında Tohumcular Birliği Başkanı bu ifadeye itiraz etti ve: “Elinde geleneksel tohumu olanlar tescil sürecini takip ederek, tohumlarını tescil ettirip satabilirler” dedi.

Ne kadar tuhaf değil mi? Aslında değil! Onlar bu işin ticaretini yapıyor. Yaptıkları işin devamı için, en basit anlamda kendilerini bu durumu savunmaya mecbur hissediyorlar. Çünkü hem kanunun çıkması için mücadele etmişler, hem de bu sektöre yatırım yapmışlar.
* * *

Mesela elinizde bir ton geleneksel buğdayınız var. Buğdayınızı tohum amacıyla satmak istediğiniz de, devlet denilen el gelip müdahale ediyor: ‘Bunu satamazsın?’
‘Neden?’
‘Çünkü gelip bana ‘tescil’ ettirmedin…’
Tescil ettirmek için ne yapmalı?
‘Tohumun size ait olduğunu ispat etmelisin, sonra analizler, evraklar, bürolar, paralar, gelgitler…’
‘Bir ton buğday kaç lira eder?’
‘Bin lira kadar!’
‘Farz edelim, tescil ettirmeyi başardım, kaç lira harcamam lazım?’
‘Bir kasa dolusu…’
‘İyi ama eskiden böyle değildi?’
‘Bey amca, anlaşılan sen eski kafalı bir adamsın. Köprünün altından çok sular, TBMM’den yasalar geçti, sense hâlâ pullukta saptasın…’
‘Korkarım, sen hâlâ 50 yıl önce diktiğin, 10 yıl sonra meyve vermeye başlayan o canım elma ağaçlarını kesip, tescilli bodurlarla değiştirmemişsindir de…’
‘He evlat, biz hâlâ dedemin diktiği ağaçlardan besleniyoruz, sizin gibi petrol ve zehir yemiyoruz ki…’
‘Çok geri kalmışsın amca çok…’
‘Evlat bizimkisi medeniyet, sizinki ise kompleks, taklitçilik, tamahkârlık, yaratılışı beğenmeme, tabiat düşmanlığı. Var git yoluna… Ahir ömrümde beni günaha sokma…’
Tescil mescil kalsın, en iyisi ben buğdayımı un yapıp yerim…’
* * *

Dostum hâlâ; ‘Niye yahu, baştakiler bizden değil mi? Bunları görmüyorlar mı?’ dedi.

Dostuma dedim ki: Çünkü derin görünmez el böyle istiyor. Bu nedenle, size geleneksel tohum diye satılan tohumların geleneksel olmadığını bilmek gerek. Biri aksini iddia ediyorsa, bunu ispata mecburdur.

Tohum denilince genellikle bitki tohumu akla geliyor. Peki, tohum diyince gerçekte ne anlamalı? Öyleyse hayvan ve insan spermleri de tohum mudur? Hiç kuşku yok ki, sperm ve yumurta da tohumdur.

Bugün Amerika’da birçok hayvan sperminin yanı sıra insan spermi de, şirketlerce tescil edilmiş durumda. Bu vahşi sürece karşı gösterilen tepki, dünyadan yeterince karşılık bulmuyor. Özetle; beslenmesi için gereken tohum ve hayvana sahip çıkamayan, öte yandan kendi geleceği için gereken spermin mülkiyetinin tesciline bile razı bir insan tipolojisiyle karşı karşıyayız. Ezcümle, kendi neslinin devamını bile korumaktan aciz bir insanlık, emanete duyarsız Müslümanlar!

Tohumlar, Allah’ın kullarına birer emaneti… Geçmiş nesillerden sapa sağlam aldığımız emaneti, acaba gelecek nesillere sapa sağlam devredebilecek miyiz? Bu soruya ‘evet’ diyebilecek bir babayiğit var mı?  

Norveç buzullarının altındaki, Ankara ve İzmir’deki tohum bankaları, ‘evet’ demeye yeter mi? Hayır, hayır! Onlar olsa olsa tohum hapishanesi olabilirler. Tohumun yeri tohum hapishanesi değil, topraktır. Aksi, sadece toplumların gözlerini boyamaya matuf masallar…

Yakın zamanda yok olmak üzere olan insan spermlerinin yerine -şu an özellikle sığırlarda olduğu üzere- bankalarda saklanan nesepsiz spermleri mi alacağız?

Dindar ve ahlakî sorumluluğu olan çevreler bu konuyu ne zaman dert edinecekler?

Derin yapılar ve mafyaları hallettik diyelim, bu sürede bitmek üzere olan sperm ve yumurtanın yanı sıra, tümüyle mülkiyetini devrettiğiniz ağaç ve bitki tohumlarını nasıl geri alacaksınız?

Hz Peygamber s.a.v.’e, bir ‘katır’ hediye edilir. Hz Ali, Efendimize; “Eşekleri atlara aşırsak da, katırlar elde etsek” dediğinde, Hz Peygamber s.a.v.; “Bunu şeriatın hükmünü bilmeyenler yapar!” buyurur (Ebu Davud, Cihad 59, 2565 – Nesâî Hayl 10, 224)

Atlar; hızlı koşan, güçlü, eti yenen ve üreyebilen bir binittir. Katırlar ise yük taşıyan, eti haram olan, cinselliği olmayan dolayısıyla üreyemeyen sun’i türdür.
 
Âlimler bu durumu; ‘hayırlı olanı hayırsızla, iyiyi kötüyle değiştirmek, evlâ ve hikmete uygun olanı bilmemek’ olarak tevil ediyorlar.

Hem devletin, hem de birçok aklı sâninin meşrulaştırmaya çalıştığı ebter, katır -yani yeniden üreme genleri yok edilmiş veya zayıflatılmış -hibrit- tohumlar, -hibrit- bodur ağaçlar ve -hibrit- hayvanlar;

1) Tabiatta Sünnetullah gereği meydana gelen etkileşime benzemezler,
2) Tescil gerektirirler,
3) Ticari bir metadırlar,
4) Kısırdırlar -her yıl yeniden satın alınması gerekir-,
5) İlaç koliktirler -tarım kimyasalları olmadan verim vermezler-,
6) Besin değerleri düşüktür,
7) Fiziki açlığı giderip, biyolojik açlığı yeterince gideremedikleri, pestisit ve antibiyotik içerdiklerinden sağlıksızdırlar!

Bu yasa çıktığında iktidar/muktedir tartışmaları vardı ama artık yok. Muktedir olamadıkları gün yapamadılar diyelim. Peki, muktedir olunca hata hâlâ devam ediyorsa…
 

Paylaş
Etiketler: Adı ister hibritArtık dünyadaki bazı karanlık ellerHz Peygamber s.a.v. yaratılışı anlattığıister de GDO olsun;tohuma yani yaşama sahip olmak istiyorlardıYeşil Devrim’ adlı vahşi serüvene
Önceki Yazı

Fırıncılardan Büyük Teklif…

Sonraki Yazı

1915’te Direnerek Ermeni Olan Türk’ler

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

1915'te Direnerek Ermeni Olan Türk'ler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap