Evet, artık terör kendi yandaşlarını da yemeye başladı.
İspatı da önceki gün Diyarbakır’da patlatılan bomba…
Çok merak ediyorum, bu bombanın patlamasının ardından başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir olmak üzere, DTP’nin önde gelenleri, kına kullanma ihtiyacı hissetti mi?
Herhalde yüreklerinin yağı da erimiştir.
Bir kere şu gerçek, ayan beyan ortaya çıktı ki, PKK kesinlikle Kürtlerin herhangi bir hakkını, hukukunu korumaya yönelik bir örgüt değil.
Bu tamamen terör örgütü olmasının yanı sıra, kayıtsız şartsız göbek bağı ile bağlı olduğu kendisini maşa olarak kullanan ülkelerin talimatları doğrultusunda, kendi etnik kökenine mensup insanları da yok edebilecek vahşi bir sürü…
Bunun asla başka türlü bir izahının olacağını sanmıyorum.
Tam mesai bitimi saatinde, Diyarbakır’ın en işlek caddesinde, güya askeri aracın geçiş saati süsü verilerek patlatılan bombanın, o araç içindekilerden daha çok çevre insanına zarar vereceğini düşünemeyecek kadar da aptal değiller herhalde.
Hem de aynı anda yüzlerce öğrencinin kurs gördüğü bir dershanenin önüne konularak, masum gençlerin de ölmesine yönelik bir eylem gerçekleştirip, küçük-büyük gözetmeden insan öldürmeye programlanan bir örgüt yapısı içerisinde olduklarını da ortaya koydular.
Aslında bunlar zaten bilinen gerçeklerdi. Fakat, bu gerçekleri, asıl onlara destek veren, onlara yandaşlık yapan, onların akıl-mantık dışı safsatalarına inanıp da, peşlerinden koşan bölge halkının görüp de anlaması lazım.
Anlasınlar ki, bu PKK’nın kendileri için mücadele eden bir örgüt olmadığını görsünler.
Kendi etnik kimliğine karşı bile yoketme eylemleri yapmaktan kaçınmayan bir terör örgütünün daha nereye kadar arkasından gideceklerini de merak ediyorum. Tabii bununla birlikte kayıtsız şartsız bu terör örgütüne arka çıkan, destek olan ve onun bir yan siyasi kuruluşu gibi görev yapan DTP’lilerin de artık gaflet uykusundan uyanmalarının zamanı gelmedi mi acaba?
Eğer desteklemeye devam etmeleri durumunda, bu desteklerinin karşılığında ya çok iyi nemalanıyorlar, ya da PKK’nın yaptığı böylesine vahşet ve katliamlardan çok büyük zevk alıyorlar ve bu katliamların devam etmesi için de bu desteklerini sürdürüyorlar anlamı çıkacak…
Baksanıza, son çırpınışlar olarak toplu katliamlara yönelik eylemler yapmalarından, ne kadar vahşi bir örgüte destek verdikleri zaten belli değil mi?
Adamlar, metro gibi aynı anda binlerce insanın hareket halinde olduğu bir mekanı havaya uçurup, yüzlerce kişinin ölmesinin eylemini planlıyor. Bursa ve Van’da yakalanan kilolarca patlayıcı ile de kim bilir nerelerde böylesine katliamlar yapacaklardı. Sanki bu ölenlerin içerisinde kürt kökenli vatandaşlarımız olmayacakmış gibi…
Peki, bunları yaptıkları zaman, devletin “aman PKK eylem yapıyor, insan öldürüyor, artık onlara dokunmayalım!.” mı denileceğini sanıyorlar? Aksine daha fazla üstlerine gidilecek ve sadece dağda-bayırda değil, ovada-şehirde de sürek avı gibi PKK avı başlayacak.
Yarattıkları korku ve panik havasının ardından üzerlerine daha çok düşüleceğini bilen PKK’lılar ve Meclis’teki siyasi uzantısı DTP’liler akılları sıra, ABD ve AB’den destek göreceklerini de sanıyorlar.
Oysa bilmiyorlar ki, artık içeride ve dışarıda herkesin kendilerine karşı birleşip, tükürükle boğma noktasına geleceklerini!..
Aslında, bu noktadan sonra bizlere de çok büyük iş düşüyor. Bu PKK eylemlerine yönelik korku ve panik göstereceğimiz yerde, bunların yaptıkları en küçük şüpheli hareketleri bile en yakın güvenlik birimlerine haber vererek, yaptıklarına pirim yerine ceza verilmesini sağlamalıyız.
Anlayana, anladığı dilden konuşmak gerekir.
