Yaşam mücadelesi, tek sınıflı okulda başlamıştı. Kendini güçlü hissetmesi gerektiğini babasından öğrenmişti. Sınıfı yükseldikçe öğrenme hevesi daha da artıyordu. İlerleyeceği yolu öğretmeni seçmişti.
Öğretmeni Nazlı’yı devlet parasız yatılı sınavına götürmüştü. Nazlı’nın kazanma hesabını yapan öğretmeni, babasını inşaatta bulup söylemişti. Babası başka kimsem yok, kızımı sonuna kadar okutacağım, diyordu.
O yıl Anadolu’dan iki kişi büyük şehri kazanmıştı. Birisi de Nazlı’ydı. Öğretmeni sevinç içerisinde, Nazlı’yı okula yazdıracaktı. Kaydını yaptırdı, Nazlı seviniyor ama “babam” diyordu. Öğretmeni, seni okutacak ve gerekeni yapacağım, diye ısrar ediyordu.
Öğretmenleri Nazlı farklı diyorlardı. Öğretmeni; Nazlı için, ders öğretmenlerine ve okul müdürüne gerekli bilgileri aktardı. Artık Nazlı onların da kızı olmuştu. Sınıfın açık ara en iyisiydi. Kendini öğrenmeye vermiş ve babamın yüzünü güldüreceğim, diyordu.
Yıl sonu geldiği halde Babasından haber alamıyordu. Ağlaması boşunaydı. Sınıf öğretmeni Nazlı ile yakından ilgileniyordu. Başarısının yanında kütüphaneden çıkmaması edebiyata merakı, öğretmenleri şaşırtıyordu.
Yaz tatilini okulda geçirmesine müdür izin verdi. Babasından haber alınamıyordu. Nazlı yaz tatilini de kütüphanede geçirdi. Hikâye yazıyor, dergilere gönderiyordu. Dergi yönetimi yazısını bastırıyordu. Nazlının eline harçlık bile veriyorlardı.
İkinci sınıfta yine sınıf ve okul birincisi oluyor ve babasını aratıyordu. Fakat izini bulamıyordu. Hayali bilim insanı olmaktı. Yüksek okulu bitirmek bir işe yaramaz, diyor. Üçüncü yıl okul birincisi olarak girdiği sınavda tıp fakültesini kazanıyor.
Tıp fakültesini okul müdürünün korumasında okuyor. Yaşadıkları düşünülürse acılarla yoğrulan bir yaşam hikâyesi. Babasının kaybolduğunu bilen bir kızın yaşadıkları olaylar, onu daha da hırslı yapıyordu.
Fakültede de okul birincisi olarak gözdeydi. Tayin olmak istemiyordu. Okulda kalıp öğretim görevlisi olarak araştırma yapacaktı. Mezun olduktan sonra yurt dışına çıkıyor. Orada da çok çalışıyordu. Ameliyatların yapılmasında ve aletlerin kullanılmasında yenilikler keşfediyor. Çeşitli konularda güncel hale getirdiği konuları konferanslarında anlatıyordu.
Yurt dışından geldiği yaz, onu okulundan arayan köylüyü gördüğünde, önce ne yapacağını şaşırıyor. Sonra boynuna sarılıyor. İyi misin, niçin sesin çıkmadı? Diye soruyor.
Baba zorlukla konuşur ve beş yıldır, hastanede yatıyorum, diyor.
Hasan TANRIVERDİ























