Çavuşoğlu çok tehlikeli iki cümle ifade etti.
Bu iki cümle, ne 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra yürütülen siyasetin ruhuna ne de terörü, ülkemizde hendeklere gömdüğümüz mücadelenin ruhuna uygundur.
Çavuşoğlu, “Suriye’de Amerikan çıkarlarını en iyi Türkiye korur.”
Başka işimiz yok. Emperyalizmin çıkarlarını korumaya soyunduk. Amerika kendi çıkarını koruyamıyor. Onun yerine onun çıkarlarını biz savunacakmışız!
Amerika Suriye’de asker ve savaş teçhizatı bulundurduğu için biz kendi güvenliğimizi savunamaz konuma düşmüşüz, Amerikan çıkarlarını savunmak için ABD’ye garanti veriyoruz.
Her halde İncirlik Üssünden kalkan Amerikan uçaklarıyla Suriye’deki Amerikan çıkarlarını koruyacağız.
Astana Süreci ile toprak bütünlüğünü garanti ettiğimiz Suriye topraklarında Amerikan çıkarlarını koruyacağız! Akıl alır gibi değil…
Geçelim ikinci cümleye…
Çavuşoğlu “ABD de biz de rejimin Fırat’ın Doğusuna geçmesini istemiyoruz.”
Meşru Suriye devletinin kendi topraklarında oluşan terör merkezlerine girmesini hem Çavuşoğlu istemiyor. Ne hikmetse, ABD de istemiyor. Bir zamanlar Davutoğlu’nun dediği gibi bizim
çıkarlarımızla Amerika’nın çıkarları örtüşüyor. Çavuşoğlu da aynı cümlenin etrafında dolanıyor.
Davutoğlu’nu neden görevden almışlardı? ABD ile bizim çıkarlarımızı örtüştürmeye çalıştığı için… En azından kamuoyu böyle değerlendirmişti.
Bu iki tehlikeli düşünceyi topladığınız zaman, Suriye’nin kuzeyinde, ABD ile birlikte, tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi bir Kürdistan kuracağız anlamı çıkmaktadır.
Amerika’nın Tampon Bölge, bizim güvenli bölge dediğimiz tam da bu iki cümlenin amacını ifade etmiş oluyor.
Ahmet Takan iki gün önce bir önemli yazı kaleme almıştı. Takan’a göre, AKP iktidarı İMF ile görüşmeleri gizli bir şekilde yürütüyor. AKP İktidarı İMF’den 200 milyar dolar borç istiyor. İMF, 50
milyar dolara karşı Suriye’de ABD siyasetlerinin desteklenmesini iktidardan istiyor.
Eğer durum bu ise Çavuşoğlu’nun söyledikleri ile bu borç tedariki işi uyum içinde oluyor.
İnşallah durum bu değildir. Yani borç dolarlara karşılık, Suriye’nin toprak bütünlüğünü satmayız. Bu ne ahlaki olur. Ne de bizim uzun vadeli güvenlik gerekçelerimize uygun olur.
Üstelik aldığımız borç dolarlar bittiğinde, ABD bizden başka önemli şeyler ister. ABD’nin isteklerini karşılamak hiçbir zaman varılabilecek bir hedef değildir.
Suriye’de Amerika ile birlikte olmak demek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü yok saymak demektir. Suriye’de federasyon kurmak anlamına gelir. Kurulan Kürdistan’ın, beş on yıl sonra,
Türkiye topraklarında yol almasıdır.
Çavuşoğlu Irak’ın Kuzeyinde kurulan Kürdistan’dan galiba haberi yok. Orada Irak devleti var sanıyor.
İş bu kadarla olsa neyse… İran Suriye’de bir Kürdistan kurulmasına silahlı müdahale yaparım diyor. Yani yeniden İran ve Rusya ile karşı karşıya geleceğiz anlamı çıkar, bu iki cümleden.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
AMERİKA işin içinden çıkamıyorum alacağını anladığı için olsa gerek, “Erdoğan çok güzel müdahale ediyor” diyerek ihaleyi bize yıktı. Sonrasında masanın başında, hatta mederatör olarak görev üslenip paylaşımda yine kozları elinde bulundurarak. Bundan emin olabiliriz.