Covid-19 Salgını tam atlattık, tehlike geçti derken kabus geri döndü. Sanki tatile çıkmış gibi bir ara vermişti; ancak düğün ve cenazelerle geri dönüş yaptı. Yozgat merkez ve ilçeleri dahil bir çok yerleşim yerinde görülmeye başladı. Artık bizlerin yakınında eş ve dostlarımızın bu salgına yakalandıklarını da duymaya başladık.
Düğünlere katılanlar, cenaze merasimlerine gidenler ve kalabalık ortamlarda bulunanlar, birbirlerine virüs bulaştırarak salgın hastalığını yaygınlaştırmaya başladılar. Artık herkes bu virüs tehdidinin altında! Zaten virüs haritası da bunun yaygınlaştığını ve çevremizde dolaştığını gösteriyor. Dikkat etmek zorundayız!
Maske, sosyal mesafe ve hijyen- temizlik kuralları tek dayanağımız! Ancak toplum olarak, gençler olarak biraz duyarsız davranıyoruz. Halen kucaklaşanları, tokalaşanları öpüşen ve sarılanları görüyoruz. Günah değil mi, vebal değil mi hastalığı birine bulaştırmak! Hatta birinin ölüme sebep olmak?
Düğün ve nişan sahipleri olağan üstü tedbir almalıdırlar. Düğün evi işletmecileri sorumludur, kendilerini sorumlu hissetmeli her türlü tedbiri almak zorundadırlar. Cenazeye taziyeye gidenler, cenaze sahipleri aynı türde tedbirlerini almak zorundadırlar. Buna mecburuz, bu hepimiz için bir sorumluluk gerektiriyor.
Kahvehaneler açıldı, çay ocakları açıldı. Görüyoruz ki toplu sohbetler devam ediyor, sosyal mesafe korunmuyor. Bardaklar tek içimlik değil kaşıklar tek kullanımlık değil bunlar sakıncalı durumlar. Berberler, kuaförler ve güzellik salonları da açıldı buraların sahiplerinin de çok daha dikkatli olması gerekiyor!
Sokak da cadde de kalabalık alanlarda görüyoruz ki çoğu hemşehrimiz lakayt davranıyor. Mesafe korunmuyor, temizlik
Kurallarına riayet edilmiyor. Tüm bunlar hastalık riskini artırıyor virüsü yaygınlaştırıyor. Virüs riski devam ediyor. Tehlike tam geçmiş değil, tedbirlere devam etmeli, virüsün yayılmasını önlemeliyiz.
İşin özü şu: bir çoğumuz, özellikle gençler bu tehlikenin farkında değil! Şuurlu davranmıyorlar, işi ciddiye almıyorlar, nasıl olsa bizler risk gurubunda değiliz diye kuralları hiçe sayıp sere serpe dolaşmaya devam ediyorlar. Ama bilmiyorlar ki onlarda virüs taşıyıcısı olabilirler ve hastalığı anne ve babalarına bulaştırıp en sevdiklerinin ölümüne sebep olabilirler.
Düğün mevsimi başladı, şehirler arası ulaşım yaygınlaştı, tatil ve bayram dönüşleri salgını büyük
Şehirlerden Anadolu’ya taşımış oldu. Bu dönemde çok daha dazla dikkatli olursak hastalığın bulaşmasını önleriz.
Mutlaka maske takmalıyız, sosyal mesafeyi her türlü şartlarda korumalıyız ve evden çıkarken de, eve girerken de bir yere temas ettiğimizde ellerimizi bol sabunlu suyla yıkayarak kendimizi ve ailemizi salgına karşı korumaya çalışmalıyız.
Covid-19 kolay kolay hayatımızdan çıkıp gitmeyecek gibi.. Son haftalarda Yozgat’ta da salgın yaygınlaşmaya başladı. Korkmayalım, tedirgin de olmayalım ama tedbirlerimizi alıp kendimizi ve sevdiklerimizi korumaya çalışalım! Bu toplumsal bir sorumluluk gerektiriyor. Tedbir almak uyarılara uymak hem insani hem de dini bir vecibedir. Allah’ın emri de bu tedbirlere uymayı gerektirir, unutmayınız ki: nesli ve nefsi korumak da farzdır.