Resim öğretmeni, tebrik kartı için, neyi seçerdiniz? Diyerek konuyu açtı. Görüşlerinizi haftaya bildireceksiniz, dedi.
Haftaya konu sınıfta tartışıldı. Öğretmen not aldı. Böylece öne çıkan konular sırayla; kaleden görüntüler, kayıkta balık avı ve okulun bahçesi, oldu.
Kaledeki çekimler tartışıldı. İki kişi görevlendirildi. Kale ile ilgili bilgiler sınıfa getirilecekti. Kaleyi iyi bilen esnaftan birini yanlarına alarak, gittiler. Kalenin her tarafını çalı bitkiler ve istenmeyen otlar sarmış, taşları da yosunlar kaplamıştı. Bakımsızlık hat safhadaydı. Böyle bir kale fotoğrafı tebrik kartı olamazdı.
Resim öğretmeni yetkililerle görüşüp kalenin temizlenmesini istedi. Kale temizlik çalışmalarıyla görünür hale gelmeye başladı. Fakat yıl başına kadar tamamlanması mümkün değildi.
Kayıkla balık olayına geçildi. Balık barınağındaki balıkçıların yakınları, ava çıkan arkadaşlarının fotoğrafını çekmeyi başardılar.
Kayık, dalgalara uymuş yükseliyor ve hızla aşağıya düşüyordu. Düşerken, balıkçıların naylon yağmurlukları bayrak gibi sallanıyordu. Güzel bir görüntü oluşmuştu. Yakalanan bu pozların, arasında, seçme yapıldı.
Seçme olayında balıkçı aşağı düşerken oltadaki balıklarında savrulduğu poz en iyi seçildi. Böylece tebrik kart belli oldu. Fotoğrafçıya gidildi ve gerekli teknik işler yaptırıldı. Okulun hazırladığı kart yıl başı için, her tarafa dağıtıldı.
Yılbaşı’nda kartın gösteriye sunulması, balıkçıların yüzünü güldürmüştü. Barakalarını kartla donatmışlardı.
Kasabada dahi okulun kartı satılıp yılbaşı kutlaması, çok isabetli olmuştu.
Balıkçılar, kayıkta bedenim çalışıyor ve ruhum seviniyor, diyordu. Çalışmalarını çok güzel bir poz ile kart haline getirmiştik. Hareketli ve sanki uçan bir poz yakalamıştık. Zevkli de deseler kolay bir çalışma değildi. Çünkü, balıkçının kafasında saç kalmamıştı.
Balığın oltaya takılması olayını sabırla beklemek gerekiyordu. Acele etmek doğru değildi. Yağmur ise işi yapılamayacak hale getiriyordu. Yine de oltayı atmışsan beklemen gerekiyordu. Balık acele etmiyordu. Ayrıca olayda tuzak var diye panikliyordu.
Güneşli günlerde ise olayın zor tarafı daha başkaydı. Şöyle ki, ısınan su, balığı dibe gitmesine neden oluyordu. Onun için su ısınmaya başladı mı balıklar daha aşağıya kaçıyordu.
Balığı yakalamak kolay değildi.
Hasan TANRIVERDİ























