Tatlıcının önünde kuyruk vardı. Çünkü tatlıları bir harika ve günlüktü. Bize göre de ustanın kadayıf tatlısı bir başkaydı. Bir defa alan, tatlıcının müdavimi oluyordu. Ayrıca kadayıfını tadanlar, üzerine tatlı tanımıyorum, diyorlardı.
Âdem usta, normal boylu ve kiloluydu. Tatlı yapmak hayatının anlamıydı. Saçlarının beyazlamasına karşılık, yüzü kırışmamış, yalnız gözlerinin altı çökmüştü. Küt parmakları çok çalıştığının göstergesiydi. Yardımcısı genç Ali, “Tatlı sevenler olarak, kadayıfta buluştuk,” derdi.
Tatlı yediğini inkâr etmeyen beyefendi; Ali’ye döndü ve “Kadayıfınız her zaman yeni fırından çıkmış gibi,” dedi. Sıraya girdik ve hiç kimse taze olup olmadığını, sormadı.
Genç Ali’nin yanına geçtim. Tatlıcı, tatlı harika, dedi. Fırından biraz önce çıktı. İsteyen tadabilir,” dedi.
Ali, tatlı vermeye yetiştiremiyordu. Kolay değildi, kuyruk varken çalışmak. Genç Ali, ustamın eline kimse su dökemez, dedi. Ustam bir hamlede tatlıyı kurar, kral tatlı yapar, insanlar parmaklarını yer, sözünü doğrular gibi konuştu. Anma günlerinde farklı tatlılar yapar ve yine kuyruklar uzardı.
Kadayıf kuyruğuna gireceğim aklımdan geçmezdi. Fakat bu pahalılıkta alım gücümüz, yirmi sene öncesine göre, çok düştü. Artık geçim derdine düştük. Genç Ali sıra beklemeyenlere, tatlı almadan gidilmez, dedi.
Bugün bir kilo tatlıyı yapmanın maliyetini hesap edersen uğraşmaya değmezdi. Ayrıca bu fiyata mal etmek mümkün değildi. Maliyetler anormal derecede artmıştı. Mazotun litresi 20 TL olmuş, nakliye alabildiğine uçmuş, insanlar ne yapacağını bilemiyordu. Tatlı almaya gelenlerin keyifleri kaçmıştı. Çünkü kendilerine sıra gelmeden zam gelmiş, dediler.
Ali tatlının nasıl tükendiğini anlamamıştı. Böylece alanda mutluydu, satan da. Yüzlerin asılması zam haberiyle başladı. Gelen zamlar her şeyi etkileyecekti.
Tatlısını alan su ustası, ekmek kuyruğuna geçti. Bir saat bekledikten sonra ekmeğini de aldı. Kuyrukta arkadaşına “Bugün kuyruk günüm, günümü kutlamalısın,” dedi. Çünkü üçüncü kuyruk olarak, et kuyruğuna girecekti. Arkadaşları da gülüp oynuyordu. Padişah halkım ne yapıyor diye adamlarını gönderir. Haber gülüp oynuyorlar, deniyor. Padişah bunun üzerine aman zam yapmayın, diye emir vermişti.
Su ustası kuyrukların, üçünde de oynadım. Dördüncüye girecek durumum kalmadı, dedi.
Hasan TANRIVERDİ























