Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

Taşrada Yazar Olmak!

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
20 Kasım 2015
M.Nihat MALKOÇ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Taşranın kelime anlamı “dışarı” demektir. Bir diğer anlamı ise ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsidir. Bu tanımdan yola çıkarsak Trabzon taşradır. Fakat taşra demek ikinci sınıf mahal demek değildir. Olumsuz bir sıfat olarak görülmemelidir.
Bizler taşrada yaşayan kalem dostlarıyız. Bundan da hiç şikâyetçi değiliz. Üstelik taşrada zaman daha bereketlidir. Büyükşehirlerde oradan oraya dolaşmaktan günün nasıl geçtiğini anlayamazsınız. Zihniniz iyice bulanır ve ruhunuz bunalır. Bizler taşralılar olarak kendimizi hayata daha yakın görüyoruz. Fakat bir de taşranın taşrası var. Oralarda yaşamak meşakkatli olsa da oraların da kendi içinde yaşattığı bir sıcaklık ve samimiyet mevcuttur.
Taşra, hayatın süsten ve her türlü makyajdan arınmış saf halidir. Acılar da sevinçler de adam gibi yaşanır orada. Taşrada yaşayanlar her türlü hissiyatla yüz yüzedir. Büyükşehirlerde bu duygu yoğunluğunu bulamazsınız. Soğuktur yüzü taşranın; fakat ruhu sımsıcaktır. Kasvetlidir taşların geceleri de, gündüzleri de… Yokluk kol gezer bu coğrafyada. Cömertliğiniz yokluğun çarklarında ezilir. Lanet edersiniz bu duyguyu taşıdığınıza.
Taşra, insanları acıların teknesinde gözyaşı katıp yoğurarak ‘adam’ kıvamına getirir. Taşrada yaşayan herkes biraz şair, biraz da yazardır kanaatimce. Yokluk ve sefalet insanı şair yapar bir noktadan sonra. Sıkıntılar, iç çekişler kafiyenin ahengine karışır. Taşralı, hayatın sıkıntılarını kitaplardan okumaz, bizzat yaşar; duygular olgunlaşınca da onu sayfalara döker. Bu coğrafyada hayat hüzün kıvamındadır. Fuzuli’nin deyimiyle bazen rüzgârdan başka kimse açmaz kapınızı. Böyle olunca iç dünyanıza tutarsınız sihirli aynanızı, iç sesinizi dinlersiniz.
Taşrada ilham perileri daha çok yoklar şairleri. Zira büyükşehirlerde olduğu kadar iş yoğunluğu yok taşranın ilham perilerinde. Çağırdığınız zaman şıp diye koşup gelirler ayağınıza. Sırtlarında bir yığın siyah beyaz düş taşırlar. Hakikatlerle yoğurursunuz düşleri…
Taşrada yaşayan şair merkeze özenir sürekli. Merkez demekle daha çok İstanbul’u kastediyoruz. Her şeyin olduğu gibi yazının da, şiirin de merkezi İstanbul’dur taşrada yaşayanlar için… Taşralı kalem erbabı bir gün İstanbul’a demir atmanın hesaplarını yapar durur. Oysa merkeze kayan kişi, zamanla farkında bile olmadan kendinden de uzaklaşır.
Şair ve yazar olmak için büyükşehirlerde yaşamak gerekmiyor şüphesiz. Globalleşen şair ve yazar, kazandığını sansa da aslında kaybediyor çok şeyi… Aidiyet sorunu yaşamaya başlıyor bu noktadan sonra. Zihni dağılıyor küresel çarklarda.
Vaktiyle hocam Nazan Bekiroğlu’ya Trabzonlu bir okuru “Sizi görmeye İstanbul’a geleceğim.” diye bir mail göndermiş. Okuduğu kitapların yazarının yanı başında, Trabzon’da yaşadığını öğrenince hem sevinmiş, hem de bundan haberdar olmadığı için çok utanmış.
Şair ve yazar taşrada da büyüyebilir. Anadolu’da, taşrada, Trabzon’da yaşadığı halde Türkiye’nin çok sevdiği bir yazar konumuna yükselen sevgili hocam Nazan Bekiroğlu bu konuda gösterilebilecek en ciddi ve bariz örnektir kanaatimce. Birbirinden başarılı eserler yazan Bekiroğlu’nun şöhreti Trabzon sınırlarını çoktan aşmıştır. O isteseydi İstanbul’da, en iyi özel üniversitede hocalık yaparak büyük paralar kazanabilirdi. Ama o, dört yıllık üniversite hayatı dışında Trabzon’dan hiç ayrılmadı; bu kentten ayrılmayı bile hiç düşünmedi.
‘Bütün iyi edebiyatçılar büyükşehirlerde, özellikle de İstanbul’da yaşar’ anlayışını çürüten yazarlar az değildir. Büyümek için memleketini bırakıp İstanbul yoluna düşen şair ve yazarlara hiçbir zaman hoşgörü ve sevgiyle bakmadım. Ben de İstanbul’u çok seviyorum ama acı tatlı hatıralarımı bağrında saklayan doğduğum ve doyduğum bu toprakları; denizlerinin mavisine, Boztepesi’sinin heybetine, Kisarna’daki madensuyuna, çayına, fındığına kurban olduğum Trabzon’u hiçbir şeye değişmem. Trabzon bizim vatan Kâbe’mizdir, ilk göz ağrımızdır. Uzunsokak’ta bir nisan yağmuru altında ıslanmanın zevkini hiçbir şey veremez.
Boztepe’den kuzeye bakınca şiir gibi görünür bana adına ve şanına kurban olduğum gül yüzlü Trabzon… Ganita’da gün batımında güneşin son ışıklarının, masmavi suları öptüğü demlerde içtiğim tavşankanı çayın keyfini bana neresi verebilir ki? Denizden yeni çıkmış, pulları bile dökülmemiş hamsilerin tavada pişerken çıkardığı o ahenkli ses, bana yanık bir ney sesi kadar munis gelir. Horon tepen gençler bana Anadoluluk bilincini gururla yaşatır.
Günümüzde aslında taşra merkez ayrımı da pek kalmamıştır doğrusu. Çünkü bilgi ve iletişim teknolojileri mesafeleri iyice kısaltmış, adeta yok etmiştir. İnternet ağı bizi dünyayla birleştirmiş, bir örümcek ağı misali kentleri sarıp sarmalamıştır. Artık İstanbul ve diğer kentler bize uzak değil, hemen yanı başımızdalar. Onun için taşra-merkez lafları da eski geçerliliğini kaybetmiştir bu zamanda. Son günlerin moda tabiriyle “Bize her yer Trabzon…”
Bana göre kişiyi yücelten yaşadığı yer değil, verdiği eserdir. Taşrada yaşadığı halde argo tabirle merkezi sallayan eserler veren kalem ustaları az değildir. Bizler bu topraklara aidiz. Alıp başımızı gitsek de başka diyarlarda buradaki gibi rahat edemeyiz. Bu toprağın yağmur sonrası saf kokusu, bu masmavi denizlerin tuzu besler muhayyilemizi… Kayboluruz büyük kentlerde; yalnızlaşırız, yabancılaşırız iyice… Keza büyükşehirlere yerleştikten sonra oralarda kalabalıklar içinde kaybolan ve aidiyet sorunu yaşayan kalem dostları az değildir.
Bilindiği gibi Türk edebiyatının en büyük kalemlerinin çoğu, çocukluklarını ve ilk gençlik yıllarını taşrada geçirmişlerdir. Daha sonra hayat onları geçim telaşıyla büyük kentlere, özellikle de İstanbul’a atmıştır. Necip Fazıl’ı, Cahit Zarifoğlu’yu, Sezai Karakoç’u, Abdürrahim Karakoç’u ve Bahattin Karakoç’u İstanbul değil, taşra yetiştirdi. Onların ruh toprağına taşranın bereketli yağmurları değdi öncelikle… ‘Bin bir baharı saklayan Anadolu’ onları hem şair, hem de adam etti. Taşrada aldılar ilk terbiyeyi ve ruh disiplinini… Şimdilerde Üsküdar’da yaşayan Ahmet Turan Alkan’ın adı Sivas’ta büyümüş, ülke sınırlarını bile aşmıştır. Daha bunlar gibi nice şair ve yazarlar vardır Anadolu’da… İyi ki de varlar.
Bence şairin ve yazarın nerede doğduğunun, nerede doyduğunun ve nereli olduğunun pek bir önemi yok. Şairler ve yazarlar insanlığın ortak sesidir. Barış, dostluk, hoşgörü, sevgi ve muhabbet elçisidir onlar. Kalem erbabı olan şair ve yazarlar yereli, yaşadıkları coğrafyayı aşabilme, dünyayı kucaklayabilme maharetleri ölçüsünce büyürler bence. Mühim olan şey ruhun neyle doldurulduğudur. Ruh neyle dolarsa dışarıya da onun rengi akseder. Merkezde yaşadığı halde taşra ruhuyla, taşrada yaşadığı halde merkez ruhuyla yazanlar az değildir. Siz nerede olursanız olun, iyi eser ortaya koyabiliyorsanız er geç okuyucu tarafından fark edilirsiniz. Hele bugünkü gibi sanal imkânların olduğu ve dünyayı kuşattığı bir zamanda…
Günümüzde taşra da teknolojinin imkânlarını fazlasıyla kullanıyor. Taşrada da kaliteli dergi ve gazeteler çıkarılıyor. Bunlara Kayseri’de çıkan Berceste’yi, Malatya’da çıkan Somuncu Baba’yı, Nida’yı, Van’da çıkan Beyaz Gemi’yi, Adana’da çıkan Ardıç Kuşu’nu, Elazığ’da çıkan Bizim Külliye’yi, Sivas’ta çıkan Aşkar’ı, Buruciye’yi, Sühan’ı, Rize’de çıkan Mavi Yeşil’i, Samsun’da çıkan Yolcu’yu, Sakarya’da çıkan Değirmen’i, Irmak’ı, Bilecik’te çıkan Kardelen’i, şehrimiz Trabzon’da uzun yıllardan beri çıkan Kıyı’yı, Tekne’yi, Mortaka’yı, örnek olarak gösterebiliriz. Bu dergilerin sayısını daha da artırabiliriz. Bu dergiler kıt imkânlarıyla kültür ve sanatta İstanbul dükalığına karşı gönüllü mücadele ediyorlar. Doğrusu çok da güzel dergiler yayınlıyorlar. Ya gazeteler… Onların sayısı daha da çok…
Hırçın bir delikanlıya benzetirim Trabzon’u ben… Uysal ve ürkek bir yaklaşımla bakmaz hayata.… Başa baş, dişe diş mücadele ederek bugünlere gelmiştir Trabzon ve onun içinde yaşayanlar… Dedikoducu kadınlara benzemez Trabzon; merttir ve serttir bu şehir… Fakat onurludur, gururludur, namusludur bu yürek kenti… Kabına sığmaz bu şehir ve onun içindekiler… Onun dilinden anlamak için onu besleyen kaynakları bilmelisiniz öncelikle.
Trabzon’da şair ve yazar olmak ne kadar zorsa, bir o kadar da keyif vericidir. Her şeyden evvel Trabzon’da şair ve yazarlara gösterilen ilgi azdır. Bu aslında sadece Trabzon’a özgü bir durum da değildir. “Marifet iltifata tabidir; müşterisiz meta zayidir.” derler. Aydınlar da marifete iltifat etmede cimri davranıyorlar. Oysa bir eseri beğendiğinizde bunu o eserin yazarına bildirmek gerekir. Sevgi ve takdirlerimizi niçin içimize hapsediyoruz? Yerinde yapılan bir iltifat, muhatabının verimini artırır. Ne olur, duygularınızı içinize gömmeyin…

Paylaş
Önceki Yazı

Kırk Beşlik Plak Oldu Ömrüm

Sonraki Yazı

Ağzımız Pis!

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Ağzımız Pis!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap