Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Asım SES

Tarih Algısı ve Tarihi Anlamak

Asım SES Yazar Asım SES
13 Mart 2012
Asım SES
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bize ilkokuldan itibaren öğretilen yakın tarih derslerinde belletilen, son padişah Vahdettin İngiliz gemisiyle kaçınca Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, yerine yeni bir devlet kurulmuştur. Biz de nasıl algılardık, eskiler yerle bir oldu, yeni devleti kuranlar sanki gökten indi, devrimlerle her şeyi sildi süpürdü, yeni baştan yaptı. Zaten İslam ve Türk tarihini de okurken, hep derler ya şu halife veya şu sultan şuraları şuraları aldı. İmparatorluğun sınırlarını şu kadar genişletti. Bendeki algı alınan bu yerler hemencek ya külliyen Müslüman veya Türk olmuştu. Hal böyle olunca Konya’nın göbeğinde (Zafer Mahallesinde, eski II. Ordu Merkezinin arkasında) durup duran Kiliseye de, Ermenilerin toprak taleplerine de anlam veremezdim. Öyle ya biz buraları taa ortaçağlarda alıp Türk ve Müslüman yapmamış mıydık? Yoksa Sultanlarımız/Padişahlarımız buraları alıp Türk ve Müslüman yapmayı unutmuşlarda, bizim tarih kitaplarını yazanlar temennilerini yazıyorlardı?

Ortaokul ve Lise hayatımızda aşağı yukarı bu tarih anlayışıyla geçti. Benim tarih anlayışımı değiştiren üniversitede dört hocam oldu. Bunlardan üçünü rahmetle anıyorum. Bunlar T.Zafer Tunaya, Murat Sarıca ve Nazif Kuyucuklu. En sonuncusu ise daha uzun yıllar bilim dünyasına katkı sunmasını dilediğim, Şükrü Hanioğlu’dur.

Tunaya Hoca’dan tarihin bir süreç olduğunu, bugünkü siyasal akımlarının temelinin Osmanlı döneminde, özelliklede II. Meşrutiyet’tin kısa süren özgürlük döneminde atıldığını öğrendim. Murat Sarıca hocadan, Osmanlı ve Türk tarihini Avrupa ve çevre ülkelerin tarihlerini bilmeden ve siyasal tarihe sosyal olayları dahil etmeden sağlıklı bir tarih analizinin yapılamayacağını öğrendim. Nazif Kuyucuklu hocadan ise, dünya ekonomik kaynaklarının paylaşım mücadelesini anlamadan ne emperyalizmi nede Osmanlı’nın ömrünün nasıl 100 yıl uzadığını anlamanın mümkün olmadığını öğrendim. Şükrü Hanioğlu (o zamanlar asistandı) hocadan ise, Osmanlı aydının Osmanlıcılık anlayışından Türkçülüğe kayışını; Kurtuluş Savaşının ardından yeni devletin kurucularının aslında Osmanlı’dan devralınan asker ve sivil bürokratlardan oluştuğunu ve yıllar süren Avrupa karşısındaki ezilmişliği aşmak için “şişirilmiş” bir özgüven söylemi (Ne Mutlu Türküm Diyene.-Bir Türk Dünya Bedeldir.-Ey Türk Yüksel! Senin için Yüksekliğin Hududu Yoktur.-Türk Övün, Çalış, Güven! Vs.) tutturulduğunu öğrenmiştim, askere gitmeden önce..

Çalışma yaşamına atılınca, önceliklerimiz değişiyor.  Doksanların ortalarına kadar, özel sektörde tutunmak için çırpınıp durdum. Baktım ki, orada da arkanı yaslayacağın bir dayın yoksa, sadece iyi bir eleman olarak kalıyorsun. Çünkü gördük ki adı her ne kadar özel sektör olsa da, üst düzey yöneticiler kamudan devşirilen bürokratlardı. Eh, özel sektördeki zihniyette kamu bürokratik sisteminin ötesine geçemiyor. O zamanlar özel sektör şirket içi eğitime yatırım yapmaktansa devlet terbiyesinden geçmişleri istihdam etmeyi tercih ediyorlardı. Ha, bunun yeni yeni palazlanan özel sektörün biraz daha kurumsal kimlik kazanmasına katkısı da olmuştur. (Yeni kuşak dünyaya açık girişimcilerin ve özel üniversitelerin etkisiyle 2000 lerden sonra bu anlayış nispeten değişmeye başlamış olsa da şirket içi eğitim sınırlıdır. Genellikle bu defa istihdam edilecek elemana, sen kendini yetiştir öyle gel, muamelesi yapılıyor. Eskiden kamunun üstlendiği eğitim maliyetleri bu defa ailelerin üzerinde kalmış oluyor.)

Ben seçtiğim meslek olarak özel şirketlerde varabileceğim noktaya 33 yaşında vardığımda, tekrar “ruhumu”, günlük güdük popülist yaşamlardan sıyırmanın yolunu aramaya başladım. Bu dönemde bir tesadüf, Doğan Avcıoğlu’nun Türklerin Tarihi ve Kurtuluş Savaşı Tarihi kitaplarıyla tanıştım. Macera romanı havasında, sıkmadan okunabilen kitaplardı. Araya İslam Tarihi, Ortadoğu Tarihi ve garnitür olarak da hukuk tarihi, sosyal güvenlik tarihi vs. de sıkıştırınca ve de en son olarak İlber Ortaylı hocanın makalelerini topladığı serileri bir araya getirdiğimde, şu sonuca vardım: Türkiye Cumhuriyeti’ne giden süreç Osmanlı’nın “En uzun Yüzyılı”nın ikinci yarısında başlamıştı ve özellikle II. Abdulhamit devrinde temelleri atılmıştı. Abdülhamit’in açtığı okullarda yetişen Osmanlı aydını, imparatorluğu kurtarmak için Cumhuriyet döneminde gerçekleşen birçok eğitim, ekonomi ve hukuk ve merkezileşme alanındaki adımları Osmanlı döneminde atmıştır. Lakin meyvelerini sürekli savaş ve iç karışıklıklar koşullarında alamamıştır. Süreç cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Bu süreçte siyasi ve aydınlarımızın aşamadıkları şarkiyat zihniyeti, kendi dönemlerini methiye için geçmiş dönemlerin hatalarını sürekli güncel tutmalarıdır. Çözümsel düşünce ise.. Neyse bundan sonrası beni aşıyor..

Sonuç itibariyle, hiçbir şey bize sunulduğu kadar ne vahimdir ne de şişinilesidir. Her şey kendi mecrasında, üretim ilişkilerinin oluşturduğu sosyal dokunun algılamasında şekilleniyor. Mülkiyete dayalı üretim ilişkilerinin bugünkü galibi olan küreselleşme (kapitalizm), tüm halkların folklorlarının (halkbilim) yerini aldığı gibi, ahlak ve din algılarını da etkiliyor. Sonuç itibariyle her şey olacağına varıyor.

Her şeyin olacağına vardığı bir dünyada, siyasilerin (aydınların demeyi çok isterdim) müdahaleleri neyi değiştirecektir? Neyi olacak, suyun gözünde kimin bulunacağını.. Bu bağlamda, dindar nesil, (4) üssü (3) eğitim, ileri demokrasi vs. tartışmalarının “ulvi ve uhrevi” (!) sloganları lafı güzaf gelir bana..  

Her şeyin olacağına varacağı bir dünyada, aymazlığa kapılıp, olacakları öngörüp proje üretemeyenlerin, başkalarının projelerinin süjesi ve nesnesi olacağını da unutmayalım. 12.03.2012

Paylaş
Etiketler: osmanlıtarihtürk
Önceki Yazı

Eyvah, Balganında Kan Var!

Sonraki Yazı

Bu Otobüs Bir Daha Gelmez!

Asım SES

Asım SES

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Asım SES

Etnik Ve Cihatçı Terör Demokrasinin Yüreğini Hedefliyoır

24 Mart 2016
5k
Asım SES

Siyaset Konuşmaları Birinci Toplantısı Gerçekleşti

18 Mart 2016
5k
Asım SES

Oporotnist Demokrasi Lanetlesi Terör Üzerine

15 Mart 2016
5k
Asım SES

Dava Adamı-Devletin Adamı-Devlet Adamı-Davanın Adamı

04 Haziran 2015
5k
Sonraki Yazı

Bu Otobüs Bir Daha Gelmez!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap