Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Asuman S. ATASAYAR

Tamirci Çırağı

Asuman SOYDAN ATASAYAR Yazar Asuman SOYDAN ATASAYAR
20 Kasım 2010
Asuman S. ATASAYAR
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

 

 

        TAMİRCİ ÇIRAĞI (anı-öykü)

 

      Lise çağlarındaydım…Sorguluyordum kendi iç dünyamda bütün âlemi. Ne, neden, niçinlerin kuyusundaydım sanki! Her insanın yaratıcı açısından özel olmasına rağmen fırsatlarının eşit olmaması, ezen ve ezilenlerin durumlarını, sınıf farklarının insan psikolojisine ve sağlığına etkilerini, zararlarını düşünürdüm. Neden eşit değiliz? İnsan insanı neden sömürüyor? Fakirle zengine, güzelle çirkine eşit davranılmıyor?  Ve bunun gibi yığınla karmaşa dolu sosyal sorular önüme çıkıyordu. Sanki ben varlık içindeymişim ve güçlüymüşüm gibi dünyanın bütün iteklenen, hor görülen, acizlerin, fakirlerin, özürlülerin çilesi omzumdaydı… Annemle babam ekmek hesabı yaparken ben dünyadaki bütün yoksulların çilesini çekiyordum… Sanki insanlığı hizaya getirebilecek potansiyelim varmışçasına kafa patlatıyordum sosyal sorunlar için.

 

      Henüz hayat denen hocanın, rahleyi tedrisatından geçmediğim için, teorik bilgilerin uygulamada nasıl değişeceğinin cahiliydim tabiî ki. Bunları ilk olarak evimizin içinde dile getirdiğimde annem tepki göstermişti. Bunların düzeltilmesinin mümkün olamayacağını, benim lüzumsuz şeylere kafa yorduğumu, sadece ders çalışmam gerektiğini söylerdi ama benim bunları düşünmekten vazgeçmem mümkün müydü ki?

 

      Kimliğimi, benliğimi, aidiyetimi, insanlığımı, milliyetimi aradığım o yıllardaki bir anıya döndüm geçen gece Cem Karaca’nın sesiyle… Başımızda kavak yelleri eserken şarkıların etkisi nasılda farklıydı. Her şarkı fırtına estirirdi deli boran ruhumuzda doğal olarak. Bıraksalar sabaha kadar dinleyeceğim. Ama ne mümkün.!  Kışın aynı odayı paylaştığımız dört kardeşimle, sese tahammülü kalmamış olan annemin homurtuları yüzünden en zevkli yerinde kapatmak zorunda kalırdım radyo, plak, kaset ne dinliyorsam.

 

      Şarkıların, şiirlerin sosyal içerikli olanlarına bayılıyordum. Onlar benim sıkıntımı hafifletiyordu sanki… Şiire ilk uyanışım Mehmet Akif’in “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem”  dizeleri olduğunu hatırlıyorum. Çocukluğumdan beri ezberlemediğim şarkı türkü pek olmazdı… o yılların gözde ismi Cem Karaca’nın “Düştüm Mahpus Damlarına” diye mazlum bir kadın için kendini feda eden gencin naraları dilimde pelesenk olmuştu…Fakir işçilerin sorunlarını konu eden Alpay’ın “Fabrika Kızı”, “Şoför Mehmet” gibi şarkıları içimi delerken, bir şarkı vardı ki; Cem Karaca’nın “Tamirci Çırağı”  -Hatırladıkça gülüyorum şimdi.- Ah ne üzülürdüm arkası puslu aynada saçlarını tarayan zengin müşterisine aşık olan ama hoyrat kız tarafından hor görülen o tamirci çırağına!

     "Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar

     Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar"

    

      Hayat imbiğinden geçmeyen, dünyanın kaç bucak olduğundan bihaber olan ben, insan ayrımı yapanlara öfke doluydum.

 

      Bir ramazan bayramıydı galiba; temizlikler, süslenmeler, misafire hazırlıklar gibi rutin işlere azami özeni göstermişti yine annem. Bayramlaşmaya gelen giden oluyordu. Fakir bir ailenin okumamış, tamircilik yapan, zaman zaman işinden kaçan haylaz bir oğlu vardı. Onun bize doğru bayramlaşmak için geldiğini pencereden gören annem, onun eve girmesini önlemek için,  eline şekerliği alarak kapıdan elini öptürüp şekerini vererek döndürdüğünü görünce içim acımıştı. O gittikten hemen sonra, mevki sahibi olan komşu ve akrabaların bayram ziyaretimize gelmeleri üzerine, annemin ve babamın onları nasıl memnun etmek için çırpınışlarını, evimizin en iyi köşesinde en güzel ikram ve sözlerle ağırlamaları benim ruh sigortalarımı attırmıştı.

      Misafirler gidince onları şiddetle eleştirmiştim insan ayırımı yaptıkları için, hüngür hüngür ağlamıştım hatta…

 

     Bu olaydan birkaç yıl sonra üniversite öğrencisi olmuştum. Bir gün yatılı kaldığım öğrenci yurdunda,  ziyaretçim olduğu anonsuyla çağırıldığımda koşa koşa  indiğim kantinde bir de ne göreyim? Bayramda annemin içeriye almadan kapıdan gönderdiği, uğruna annemle kavga ettiğim o fakir çırak değil miydi gelen? Ne işi var bunun burada demeden hemen hoş geldin ederek karşılamıştım onu. Kantinde çay ısmarladıktan sonra hâl hatır sorarak havadan sudan konuşmaya başlamıştım. İnsan ayırımı yapmamam gerekiyor ya!  Fakir ve okumamış diye dışlanmış hissetmesin kendini düşüncesindeydim ya! Ama çocuk, konuşamıyordu doğru dürüst. Utancından kızarıyor, çayını karıştıramıyor, karıştırsa da içemiyordu. Söylediğine göre Ankara’ya bir iş için yolu düşmüş, babam bunu duyunca benim de yanıma uğramasını istemiş.  Beni görüp haber götürmesi içinmiş yani sebebi ziyareti… Bu yalana kargalar bile gülerdi. Çünkü babamın yolu sık sık Ankara’ya düşüyordu zaten. Bunları söylerken suçlu psikolojisiyle kendini ele veriyordu. Gözlerime değişik bir şekilde bakıyordu. Ön sezgilerimle sezmiştim geliş sebebini. Bana saf derlerdi ama fazla saf değilmişim demek ki.  Cem Karaca’nın şarkısındaki arkası puslu aynada saçını tarayan tamirci çırağı şimdi benim karşımdaydı. İster istemez “ne cüret!” diyesim gelmişti… Genç kızlığa yeni adım atmanın da verdiği ürkek duygular da eşlik ediyordu doğal olarak… “Sen kiiim ben kim?…İlk okulu bile zor bitirmiş, üniversiteli bir kıza bakışına bak!” diyesim gelmişti…Hatta içimden dudak bükerek gülmüştüm belki de…Bakışlarından niyeti  öyle belirgindi ki, bir an midem bulanmıştı!   Niyetini kesin olarak anlamıştım anlamasına;  kalbinin rencide olmaması için açılmasını önlemeliydim… Biraz daha kalsaydım belki de arkadaşlık teklifi edecekti, kim bilir! Beni tavlamak için ne söylemek istiyordu acaba? Belki de kendi kuruntum diyeceğim ama adım  gibi emindim tavırlarından.  Zaman kaybetmeden ayağa kalkıp, derse yetişmem gerektiğini söyleyerek, teşekkür ettikten sonra koşar adımlarla uçmuştum okuluma.

      Yaşa ki neler göresin! Demiştim kendi kendime…  Şiddetle kınadığım o şarkıdaki zengin burnu havalı kızın yaptığı kırıcı davranışın bir başka biçimini de ben yapmıştım…Ben de kendimi eğitimimle büyük görerek  onu kalben de olsa küçümsemiştim… Onun yerinde varlıklı, üniversiteli, yakışıklı bir genç olduğunda böyle mi yapardım?  Kabul etmemek  ayrı bir konu ama ne cüretle gelmiş diye küçümsemez gururlanırdım belki de!…

      Her yaklaşana aynı cevap verilmez doğal olarak bu ayrı bir konu… söylemek istediğim, onu kısa bir süre de olsa kalben küçümsediğim için kendime kızmıştım yıllarca…

    Yıllarca içime batan, kendimi ayıplatan bu olay, acaba hayatın gerçeği miydi?..  Başkalarını şiddetle eleştirirken iyilik meleği kesilen kalbim, iş kendi başına düşünce kaskatı kesilmişti.  Bundan böyle iğneyi başkasına batırmadan çuvaldızı kendime batırmalıydım…

 

     Hayat önce sınav yapıp sonra öğreten bir okulmuş gerçekten.

 

                                      ***

 

Paylaş
Etiketler: anıbilinçlenmefelsefehayatinsanyaşam
Önceki Yazı

Maya’ların Göz Problemi ya da ‘Tek Kanatla Kuş Uçmaz.’

Sonraki Yazı

Atışmayı Bırak Maymunlaşan Erkeğe Bak!

Asuman SOYDAN ATASAYAR

Asuman SOYDAN ATASAYAR

İlişkili Yazılar

Fikirlerin Capcanlı
Anma

Fikirlerin Capcanlı

11 Kasım 2025
5k
Pikaplı Radyomuz Vardı
Anı / Günce

Pikaplı Radyomuz Vardı

17 Ekim 2025
5k
Ömürdeki Sonbahar
Asuman S. ATASAYAR

Ömürdeki Sonbahar

15 Ekim 2025
5k
Ceyhan Denince
Asuman S. ATASAYAR

Ceyhan Denince

27 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

Atışmayı Bırak Maymunlaşan Erkeğe Bak!

Yorumlar 1

  1. hakan says:
    15 yıl önce

    uzun oomasına rağmen okumakda zorlanmadım tbrk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap