Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yusuf Özkan ÖZBURUN

Sus!

Yusuf Özkan ÖZBURUN Yazar Yusuf Özkan ÖZBURUN
05 Şubat 2012
Yusuf Özkan ÖZBURUN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yedi uyurlar meselinin bugüne söyleyeceği budur. Bu dönemde “inzivadan nasibini almak” lazımdır.

“Üstüne konuşulamayan şey hakkında susmalı” diyor filozof. Bu söz karşısında bir vakitler ben de, “Üstünde susulmayan şey hakkında konuşmamalı” diye söylemiştim. Bir şeye dair, o konu üstüne, ne kadar susmuşsanız ancak o kadar konuşmaya hak

kazanırsınız, ya da konuşmalarınız o nisbette anlamlı olur. Susmadan, sükuta dalmadan, içimizin dağlarında dolaşmadan konuşmak, cehaletle özdeştir ve suyunu bulandırmaktan öteye bir değer taşımamaktadır. Suyunu bulandırıyorsun ki derin görünsün. İşte susa susa konuşanların buna ihtiyacı yoktur. Onların konuşması, hayatın susasına (bilmeyenler için şerh: Anadolu’da susa, şose yol anlamında kullanılmaktadır) düşmüş susuz biçareler için ab-ı hayat olur.

Önce sükut vardı söz değil. Daha doğrusu söz, sükut suretinde idi. Yani sükuti bir söz vardı. Dolayısıyla aslolan susmaktır. Konuşmak ve yazmak, eğer sükutu ve sükunu hedeflemezse, daimi huzuru kıblegah edinmezse birer zaaf, birer noksanlık olmaktan öteye gidemeyecektir. Aman Allahım! Ne çok konuşma var, ne çok ırlama, ne çok mutantan terane, ne çok hastalıklı hıçkırık meydan yerinde hakikat yerine, ne çok ıvır zıvır, bu pazarda işime yaramayan ne de çok şey var. Dil gürültüsü asrın metaı olmuş. Dilli şeytan ortalıkta bin bir kurumla, türlü türlü çalımla salınır olmuş. Kalbin dili suskun, hakikatin gözesi tıkalı, akıllar zahire tutkun, duygular illete ayarlı, zekanın ayarı bozuk. Her yer karanlık, insan denilen mankurtların yüzlerinde bir kızıl cehennem, dağılmış her yana mabedin külleri…

Bunca konuşmanın, gürültünün cangılından kaçıp evinin, iş yerindeki ofisinin, gönlünün, tefekkürünün, tezekkürünün mağarasında uykuya çekilecek, bu farz-ı kifayeyi yerine getirecek yürekli insanlara ihtiyaç var. Yedi uyurlar meselinin bugüne söyleyeceği budur. Bu dönemde “inzivadan nasibini almak” lazımdır. İnziva ocağını hayatın her yerine, her noktasına kurmak lazımdır. Eve, iş yerine, geceye, otobüse, tramvaya, fatura kuyruğuna, çocuğunu oynattığın parktaki banka, çayını yudumladığın balkona, sohbet meclislerine, her yere inzivayı yaymak gerek bu zamanlarda. Eski devirlerde olduğu gibi, dağa, mağaraya, çilehaneye, kuşe-i uzlete çekilmeye ne mecalimiz, ne cesaretimiz, ne de pratik hayatın baskısından kurtulmuşluğumuz var. Öyleyse geriye, Hıra’daki mağarayı, Erek Dağındaki metruk mabedi, sufilerin çilehanesini, alimlerin rahlede dillenen asude köşesini, hayatımızın tam göbeğine, ta içine, her noktasına dağıtmak, yaymak zorundayız. Bir otobüste mecburen bulunuyorsun, etrafındaki herkes ya dedikodu yapıyor, ya diyetten-kilolardan konuşuyor, ya futbol tanrısının adını anıyor, ya boş boş etrafa bakınıp kadın bacaklarını, erkek bakışlarını süzüyor, kimi elindeki üçüncü sınıf gazetenin haberlerinden medet umuyor… İşte tam zamanı, inzivaya çekilme vakti. Rabbinin isimlerini anma vakti, elindeki kitabı ya da yazıyı inatla okuma, etrafınla arana bir duyarsızlık duvarı örme, hiçbir şey yapamıyorsan gözünü göğe, ağaca çevirme, o da olmazsa kapatma vakti. İnzivayı hayatın her anına yayıp, hayatı kökten dönüşüme uğratmak, hayatı hakikat, marifet, ubudiyet eksenli kodlamak. Bütün önceliklerini buna göre ayarlamak. Günün hay huyu içinde bir saatçik olsun ‘inziva’ yaşamak, başını suyun dışına çıkarmak bizi insaniyetin, merhametin, şefkatin, samimi tefekkürün, muhlisçe ibadetin kıyılarına taşıyacaktır diye umud ediyorum.

Kim ki bir yerlerde, bir zamanlar bir şey söylemişse ya da eylemişse, söylediği/eylediği şey sadre şifa olmuşsa, insanlarda değişime/dönüşüme yol açmışsa bilelim ki o kişinin susmaları konuşmalarına galebedir, inzivadan nasibi vardır. Toplumların ahlaken kokuştuğu zamanlarda, şapla şekerin karıştığı demlerde, dünyalık arzuların uhrevi olana galip geldiği zamanlarda ehl-i inziva imdada yetişmiş, yangın ahalisinin ellerinden tutmuştur. Hazret-i Peygamberin vahye, ilhama hazır hale gelmesini sağlayan, rabbani terbiyesinin en önemli kısmını oluşturan beş yıllık inzivasını hep ihmal ederiz. Siyer kitapları detay vermez. Sanki o mübarek insan, kırk yaşında birdenbire peygamber oluvermiştir. Sanki öncesinde beşeriyetin, tabiatın zincirlerinden kurtulmak için yoğun bir ‘insanlaşma’ sürecinden geçmemiştir. Unutmayalım ki O, peygamber olmadan önce kelimenin tam anlamıyla bir ‘insan’dı, ancak bu aşamadan sonra vahye liyakat kesbetmiş ve akabinde peygamberliğe layık kılınmıştı. İşte O’nun bu kırk yaş öncesinin fevkalade önemli olduğunu ve çok özel, çok yoğun incelemelere konu olması gerektiğini düşünüyorum. İnsaniyet mertebesini es geçerek İslamiyet mertebesine vasıl olunacağını sananlar ne de çok yanılıyor. (Ki bu yanılgının ceremesini bilhassa son elli yıldır ortaya koyduğumuz karikatür nevinden dindarlık ve muhafazakarlık enstantaneleriyle ödemekteyiz.)

Hasıl-ı kelam, ifade-i meram: Tabiatımızın bizi şehvete, şöhrete, arza çağıran kaba ve ham yanlarını, hayatın her yanına yaydığımız bir tür inzivalarla pişirmeye, rafine etmeye çalışmalı ve kalbimizi, ruhumuzu tabir yerindeyse ilhama müsait hale getirmeliyiz. Ta ki iman kalplerimize girsin, bizden halis ameller sadır olsun. Dünyevilik, nefsperestlik, yüzeysel dindarlık, amellerimizde kavanozu dışardan yalamanın usancı canımıza tak etti, yeter! İnzivanın koynunda serpilelim, kanatlarımızı açalım, O’na doğru uçalım: ‘Fefirru ilallah’…

Paylaş
Etiketler: bir zamanlar bir şey söylemişseDil gürültüsü asrın metaı olmuşKim ki bir yerlerdeToplumların ahlaken kokuştuğu zamanlarda
Önceki Yazı

Terazi Kabaktan… Dirhemi B..tan Olmasın!..

Sonraki Yazı

_____ÇİZgi______/ Çizilen ve Çizilemeyen!

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Yusuf Özkan ÖZBURUN

İlişkili Yazılar

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (II)

29 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (I)

28 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Seyyah ve Turist

26 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

“Biz” Deyince ne Anlıyoruz?

11 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

_____ÇİZgi______/ Çizilen ve Çizilemeyen!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap