Türkiye Cumhuriyeti'nin gündemi nasıl ve neye göre düzenlenir ve oluştururlur? Bazı gündemler sadece ülkemiz için değil tüm dünya devletleri için önem arzeder ki bunlar doğal afetler kapsamında olmaktadır. Yine yaşanan facialar vardır ki tüm insanlağı derinden etkiler ve gündemi oluşturur. Bu bağlam içerisinde yaşanan olaylar ve vak'alar sadece bizi değil tüm hükümetlerin birinci gündemi haline gelmesi gayet doğal ve zorunluluktur.
Ama birde son yıllarda fazlaca yaşanmaya başlayan fakat geçmişlede bağlantısına baktığımızda aslında yenide olmayan "suni gündem" ülkemizde sıklıkla uygulanmaktadır. Hükümet ve Cemat bağlantılı basın yayın kuruluşlarının bu haberleri kamuoyuna sunmaları ve sunuşlarındaki yayın teknikleri gayet basit bir dil ile anlatılaçaksa artık vasat ve basit bir tavırla yapılmakta ve kamuoyunuda bu basitliği kabule zorlanmaktadır. Tabii buna uyan ve gündeme karşı otamatik olarak savunmaya geçen bir tavırda doğal olarak doğmaktadır.
Artık Türkiye'nin gündemi begensenizde begenmesenizde bu şekilde oluşmaktadır. Haftanın yedi günü içinde önümüze gelen en az altı gündem maddesinin altında yatan ana neden ise hükümetin yapmış olduğu yada planladıklarını kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırmak ve kendisinin zor durumlara düşmesine engel olmak amaçlıdır. Çünkü biliniyor ki bir kaç gün sonra insanlar unutacak ve yeni gündemin derdine düşecektir.
Ama bu gündeme ilişkin bir yazı yazma zorunluluğu doğmuştur. Suriye-Türkiye ilişkilerinin gerildiği şu günlerde , Suriye Devlet Başkanı Esad'ın yapmış olduğu ve basına da yansıyan ifadesidir. Esad, İran Tv kanalına verdiği mülakatında Türkiye-Suriye ilişkilerinin dünü ve yarını vurgusunu yapıp Türkiyede Halk ile Hükümetin farklı düşündüğünü ve aslında sorunun da buradan kaynaklandığını dile getirmiştir.
Yapılan açıklamalar ve konuşmalarda gündeme getirilmeyen ve her nedense hiç konuşulmayan Suriye istihbarattı "EL MUHABERAT" sürekli olarak gözden kaçırılmaktadır. Bu istihbarat teşkilatı bilenler ve konunun uzmanlarıncada bilindiği üzere bölgede etkin hareket etmektedir. Bu hareket ve aslında istihbarat savaşlarının boy gösterdiği Türkiye-Suriye ilişkileri mevzusunda Esad bazı cümleleri kullanırken aldığı bu köklü bilgilerden yola devam etmektedir.
stihbarat hepimizin bildiği bir dille bilgiye sahip olmak ve bilgini gizlemeye temel edinmelidir. Türk İstihbaratı "MİT" bu konuda tabi ki boş durmamaktadır. ve DURMAYACAKTIR. Ama Esad'ın İRAN Tv kanalına verdiği mülakatın çok iyi analiz edilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hükümet yetkilileri ve bürokratları da yapmış oldukları açıklamalarda ve takındıkları tavırda dikkatli olmalı gibi GÖZÜKMEKTE.
Suriye – Türkiye Savaşı olmayacagı muhakkak kesindir.Bölge halkı ve topluluklarının yakınlık derecesi ve güç dengeleri bunu zorlamaktadır. Asıl önemli olan bu gerginliğin bittikten sonrasıdır. Birbirinin yüzüne bakacak iki devletin yarın tarihsel bir tartışmanın ve intikamın peşine düşmemesidir.
Son olarak kapı komşularımız bizler için önemlidir. Bizde bir ata sözü vardır. "Ev alma, komşu al" diye, Milli çıkarlarımız bu atasözünün ne kadar doğru ve zorunlu olduğunu belgelemektedir.
