Öyle sanıyorum ki; “Anneler Günü” Dünyada kutlanmakta olan günler arasında en fazla anlam yüklenmiş olanıdır. Zira insanlık tarihi, bütün zamanlarda ve bütün mekanlarda annenin kutsallığını not ederek oluşmuştur.
Annelik, varoluş gizeminin büyülü merkezidir.
Anneler yavrularını; sadece, yüreklerinin hüneriyle büyütürler. Çünkü annelik; sevgi cenneti, şefkat dünyası ve özveri evrenidir.
Dolayısıyla bu dünya ne annenin yüreğini ne de o yüreğin hünerini tanımlayabilir.
&&&&
Bir gün ne ki? Elbette anneliğin kutsallığı zamanlar üstüdür.
Bugün sadece sembolik bir gündür.
Şayet o ayaklar cennet yolunun anahtarıysa; bugün, artık her gündür!
Herkesin ama herkesin yüreğinin en vefalı yeri anneye aittir ve o yer bugün ve her gün duygu selidir.
Bütün çiçeklerin sunulabileceği en doğru adres annelik makamıdır, sunulmalı bugün ve her gün.
Bugün ve her gün; bütün dünya, mübarek ellerin öpülüşüne ve en içten kucaklaşmalara tanık olacak, olmalı.
Bugün ve her gün; annelerin daha bir aşkla gönülleri alınacak, en güzel şiirler onlar için okunacak ve en büyük aşklar anneliğe adanacak, adanmalı
&&&&
Peki kim bu Sündüz KÜÇÜK
O da bir anne mi?
Evet O da bir anne; ancak O, bildiğiniz annelerden biri değil.
O, bir teyze anne…
O; biyolojik bir anne olmamasına rağmen, biyolojik annelere rol model olabilecek gönüllü anne.
Sündüz küçük ’ün hikayesi, Trabzon – Araklı – Turnalı köyünde başladı ve halen devam ediyor.
Çocukluk dönemine bizzat tanık oldum, zira yakın akrabamızın ilk çocuğuydu, yani yeğenimdi. Her davranışı, her cümlesi zekâ ışıltısı yansıtıyordu adeta. Sündüz için güzel bir gelecek öngörüsünde bulunmak hiç de zor değildi. Fakat bazen hayat sizin hiç tahmin etmediğiniz şekilde de akabiliyor.
Ne yazık ki, Sündüz’ün İlkokul çağında yaşadığı bir kaza ve hormonsal dengesizlik; O’na ergenlik çağlarında hareketsiz bir yaşam dayatmış oldu.
Fiziki olarak çok ciddi hareket zorluğu yaşayacağını ve buna bir çözüm bulunamayacağını kabullenerek, gençliğini hareketini kısıtlayan o cendereyle mücadeleye adadı. Zekâsı, sabrı özverisi buna yetecekti.
Mutfağın zemininde oturur vaziyette bir hayat kurdu kendine.
Evet; görünürde bağdaş vaziyetinde bir oturma ama zekasıyla, mücadele azmiyle ve tek koluyla o mutfağın bulaşık ve yemek dahil bütün işlerini nasılda çekip çevirdiğini “Sağlıklı komşuları” hayranlıkla izlediler.
Derken Sündüz küçük, teyze oldu. Ama hiç kimse O’nun anne-teyze kimliğiyle sahne alacağını elbette tahmin etmiyordu. Oysa O, bu kutsal göreve kardeşlerinin çocukluk dönemlerinde aktif rol alarak kendini hazırlamıştı zaten.
Önce yeğeni Belinay, sonra Esmanur ve daha sonra Elif Seren “Sündüz Küçük Annelik Okulunun” öğrencisi oldular.
O, oturduğu yerden engellere nasıl meydan okunurun dersini veriyordu adeta.
Ne kolunun engeli ne hareketini sınırlayan fiziki durumu O’nu durduramıyordu. Çocukların emzirilmesi dışında bebeklikten ergenliğe kadar bütün insani bakım ve gelişim süreci Sündüz teyzenin anne rolü ile gerçekleşti. Bezinden mamasına, beşiğin sallanmasından uyku saatlerine, konuşma terapilerinden davranış biçimlerine, kıyafetlerinden saçlarına aklınıza gelebilecek bütün alanları en verimli şekilde bir anne özverisiyle doldurdu.
Ayrıca her yaz köye gelen diğer dört kardeşlerinin çocuklarını da aynı okula dahil edip, üretkenliğinin, sabrının ve kuşatıcılığının şaşırtıcı boyutlarını ortaya koyarak rol model olmaya devam etti.
Peki sadece teyze-anne olarak mı kaldı. Elbette hayır, kendi kişisel gelişimini de asla ihmal etmedi. Yurttan ve dünyadan hep haberdar oldu, okulundaki annelik ve öğretmenlik görevi O’nu okumaya yönlendirdi. Güzel konuşmayı ve dinlemeyi öğrendi. Gelene ışık oldu, umut oldu.
Üç güzel yeğen, şimdi hayat yolunda “Sündüz Küçük Okulunun” temsilcileri olarak sahne almaya başladılar bile.
Sündüz; şimdi annesine temizlik, aşçılık ve yarenlik yaparak başka bir özveri gösterisi daha sergiliyor, yani annesine de annelik yapıyor aslında.
Anneler günün kutlu olsun Sündüz Küçük ve senin gibi biyolojik bağ aramadan ben buradayım diyebilen bütün anneler, gününüz kutlu olsun.
Sündüz; dünyaya gösterdi ki annelik için ne fiziki ne de biyolojik engel, engel değildir.
Zühtü AKYILDIZ























