GÜL DİKENİ
ALDANMA
Şeytanlara aldanma,
Menfaate dadanma,
Kem olana yalvarma,
İkazlara darılma.
KEMÂLİ
“SULTAN” PESPÂYE OLAMAZ!
Temel sözlüklerde SULTAN kelimesi: “Reis, İslam hükümdarı, hakimiyet sahibi.
Padişah. Allah. Kuvvet, kudret ve hakimiyet sahibi. Hükümdar ailesinden olan ana, kız gibi kadınlardan her iri. Hüccet ve delil. (Bakınız:Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lûgat. İkinci cilt, sayfa1953)
Sultan-ı Kâinat birdir. Her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elindedir. Her şey O’nun emriyle halledilir. O’nu bulsan her matlubunu buldun, hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.” İfadeleriyle bu kelime daha güzel pekiştirilmiş. Sultan-ı Mazlum, Sultan-üd Dem, Sultan Reşad, Sultan Selim Han, Sultan Süleyman Han, bu kelimenin altında verilen örnekler.
Tanzimat’la başlayan, Cumhuriyet döneminde zirveye tırmanan batılılaşma hareketleri, millet olarak çok şeyimizi aldı götürdü, sildi süpürdü. Osmanlının mübarek mirası, son kale, son karakol Ortadoğu’nun en güçlü devleti olduğumuz halde, iki yakamız bir araya gelmiyor..
Sapla saman birbirine karıştı, saman pahasına buğday satılır oldu. Değerliler bir kenarda yalnız beklerken, değersizler tertemiz elde gezer halde, kantarın topu kaçtı.
“Millî Eğitim” Millî olamadığından; Batı ve bâtılın saplantılarından kurtulamadığımız dan, millî benliğimize, dinimize, değerlerimize, ahlak ilkelerine, tarihimize, mazimize, ecdadımıza sahip çıkamadığımızdan, sancılar, ardından hastalıklar, ardında da felaketler birbirini takip etti. Aileler çöktü, yıkıldı, gençlik isyanlarda, Müslüman davadan/gayeden bihaber..
Gençlik sigara, alkol, uyuşturucu, seks, bedava yaşamak sevdasıyla ömrünü geçirirken, güdümlü medya yıkıcı faaliyetlerini azıya aldı. Hacca ve Umreye birkaç defa gitmeyi şiâr edinen Müslüman cihadı, ümmet olmayı, mücadeleyi, gayreti unuttu, lüks ve safahat girdabında boğuldu gitti.
Cemaat ve tarikatlar kambur üstüne kambur, pasta dilimlerini kapmak yarışında, birbirlerinin şeyhlerini kötülemekle zamanı eritiyorlar.
64 yıldan beri söyler yazarım, kalemim karamsarlık açısından çıkamadı. Bir gün yürekten ”Oh..!” diyemedik..Yeis ekmeğimiz oldu, kan çanaklarına doğrandı.
Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçtinin ifadesiyle; “Bu Millet Neden Ağlar, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?” Ağlattılar ve mahvettiler, gerisini sorma..
Kültür Emperyalizmi ve ahlaki gerilemelerde; neyin, nelerin suyu çıkmadı ki?…
Bu yıl da rağbette(!) SULTAN ve SULTANLAR var…
Günümüzde SULTAN, SULTANLAR nasıl ve kim için kullanılıyor.
Etini/budunu/sesini satan SULTANLAR mı istersin, spor adı altında çıplak şortlarla boy gösteren voleybolculara MUHTEŞEM SULTANLAR mı dersiniz? Bu milletin tarihinde kara bir leke olarak kalacak ve hâla yayından kaldırılmayan; biraz erotik, biraz seks, biraz yalan, biraz doğru, biraz ihanetlerle seyirciye sunulan MUHTEŞEM YÜZYIL dizisinde, SULTANLAR SULTANI mı dersiniz? SULTAN Müzik, SULTAN Müzikhol, Türkân Şoray SULTAN müziği, SULTAN film müziği ve Bu isimle anılan çok çeşitli kuruluş, sultanla ilgisi bulunmayan nesneler mi dersiniz? İşkembe-i Kübra Müslümanlarının hoşlandığı, zevk aldığı SULTAN SOFRASI ve SULTAN TATLISI MI istersiniz? Kafaların demlendiği SULTAN RESTAURANTLAR mı sayarsınız?
Hele birde Milli Görüş teşkilatından gelmiş, bu ruh kökünden nasibini almış bir belediye başkanımızın “Sultanlarla Tarih Yazdık” şovu ne acı, düşündürücü ve geldiğimiz halin bâriz bir odak noktasıdır.
Kadın mahremiyetinin, zina penceresinin sporu/muporu/falan/filanı olmaz. Yarı çıplak kadın bedenleriyle birincilik ödülü alsalar da, bunlara Sultanlar ismini vermek manevi bir cinayet, hesabı sorulacak büyük bir vebal kantarıdır. Başkan ve diğerlerini kim kurtarabilir.
Kelimeye bakın, anlamlarına bakın, asrın kaosunda yapılanlara bakın.
Bir şeyin suyu çıktı mı, peşinden pis kokular, pislikler gelir. Bir anlamı da Allah olan SULTAN kimlerin dilinde, kimler kullanıyor.
RAHAT MISIN MÜSLÜMAN?.
Yazımı, anlayanlar için bir şiirimle noktalamak istiyorum:
Çıplak yosmalar, şimdi oldu “Sultan”,
Aç oku cahil, Sultan anlamını.
Sporda olsa, altında var bühtan,
Sen bilemezsin, zina kavramını.
TARİH YAZMIŞLARMIŞ, BAŞKAN ANLATIR,
ŞEREF KAZMIŞLARMIŞ, GÖNÜL KAVRATIR.
Sultan Allahın da bir adıdır,
Asrın ahfadında, kimler kadıdır,
Yemin vallahında, neyin tadıdır,
Zaman yallahında, şer inadıdır.
BÖYLE BİR REZİLLİK, KAÇINCI SIRA,
KİMLERDE VEKİLLİK, İSTERSEN HIRLA.
Sevgi tek sevgili, Sultan yolunda,
Âhenkler ezgili, hikmet kulunda.
Duyguda sergili, iki kolunda,
Hicrânla bezgili, hakkın yanında.
SULTANIN TACINDA, DÜŞMEZ YERLERE,
OĞUL, KIZ, BACINDA, KİRLİ DİLLERE.
Toprağın altı da var, sayın başkanım,
Kabirlerde çok dar, recep akranım,
Mezarda olur hâr, ben de şaşkınım,
Buz gibi soğuk kar, şöhret taşkınım.
DÜNYANIN MAKAMI, ÇATAL BİR KAZIK,
EDEPLE/ERKÂNI, OLUYOR AZIK.
Darılma, gücenme, dost acı söyler,
Dostlardan sitemle, umudu düyler.
Doğruyu istemle, gönül sabreyler
Sakat olan sistemle, Mevlâ kahreyler.
DOSTTAN GELEN SİTEM, MIZRAK DEĞİLDİR,
TUTULURSA MATEM, HÜZNE MEYİLDİR.
Makamda şöhrette, gözümüz yoktur,
Ahlak tıynette, özellik çoktur,
Ölçüsüz kıymette, saplanan oktur,
Yarın Kıyamette, halimiz b..ktur.
KEMÂLİ BÖYLEDİR, ÇEKİNMEZ YAZAR,
BİLDİĞİ ŞÖYLEDİR, OYUNLAR BOZAR.
