Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Anı / Günce

Şükran Günay Gönen Köy Enstitüsü’nün İlk Öğretmenlerinden Ali TONGAZ’ı Anlatıyor (2018) (III)

sukranca Yazar sukranca
21 Nisan 2021
Anı / Günce, Eğitim & Kültür, Şükran GÜNAY
0
404
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

8. MEHMET ALİ TONGAZ BÜYÜKKABACA KÖYÜNE MOTORLU VASITAYI NASIL GETİRDİ?

Büyükkabaca köyündeki en önemli çalışmalarımdan birisi köye motorlu taşıtı nasıl getirdiğimdir. Köyümüzde motorlu vasıta yoktu. Nahiyeden de motorlu taşıt gelmiyordu. Köylü at arabasına biner, ya da yaya gider, ama motorlu vasıtaya binmez diyorlardı. Köylüye güvenemiyorlardı. Köyün içine kadar toprak yol açılmıştı. 19 Kilometrelik yolu vardı. Rahat rahat otobüs gelebilirdi. Kafaya koymuştum. Köye motorlu taşıt getirecektim. Çareler aramaya başladım. Bir kaç taşıt sahibi ile konuştum. Biriyle anlaştım:
– Bizi boşuna uğraştırma, köylü bizim arabalara binmez, oralara gittiğimizle kalırız. Zarara gireriz.
– Siz orasını bana bırakın. Kaç liraya gelirsiniz köyümüze?
– 35 Lira isterim.
– (Düşündüm, benim maaş 35 TL ) Siz bu fiyatı biraz daha indirir misiniz?
– Hadi otuz iki buçuk liraya olsun.
– Tamam anlaştık.
Nahiyedeki bir bakkalla anlaştım:
– Yalnız başıma bana pahalıya mal olacak. Sen de katıl, kazancına ortak olalım. Kazancımız olmasa da zarara girmeyiz.
– Tamam, ben varım.
– Otobüs nahiyeden köye hareket eder etmez sen Köyün katibine telefon et, haber ver.
– Neden?
– Köylüye haber salacağım.
– Anladım. Otobüsün gelişini görsünler diyorsun.
– Evet, evet.

Senirkent’ten köye geldim. Kâtibe konuyu anlattım:
– Cuma günü köyümüze otobüs gelecek. Cumartesi günü hepimizi pazara getirip götürecek. Fiyatını anlaştım. Benimle ortak olur musun?
– Olurum.
– Tamam, otuz iki buçuk lirayı üç ortak ödeyeceğiz. Kazancı üçe böleceğiz.
Kâtibin yanından ayrıldım, köyün bekçisini buldum:
Cuma günü akşamdan köyümüze otobüs gelecek. Cumartesi köylüyü pazara taşıyacak. Sen akşamdan köyün her tarafına haber götüreceksin. Köyümüze otobüs geliyor diye duyuracaksın. Otobüsün geldiğini köylüler akşamdan duymalılar. Otobüs köye girmeden sen her tarafa haberi ileteceksin. Senden otobüs parası almayacağım.
– Aman! Ne iyi! Tamam, hiç merak etme!
Bekçi ile konuştuktan sonra haberi beklemeye başladım. Akşama doğru haber geldi. Bekçi köyün her tarafına haberi duyurdu. Şoförü evimde ağırladım. Eşim bize yemekler hazırladı. Şoför o gece bizde konakladı. Otobüs şoförünün gönlünü hoş ettim.
İçim rahattı, başaracağımıza inanıyordum. Bakkal, kâtip, ve köyün öğretmeni birleşmiştik. Sonu da gelecekti kesin.
Sabahleyin köy meydanında köylüler toplanmışlardı. Köylüler gelmeden şoför arabanın kapılarını açmış, yolcuların binmesi için hazırlamıştı. Köylülerde ilgi çoktu. At arabasına 100 kuruş veriyorlardı. Biz 80 kuruş isteyince motorlu taşıtı tercih ettiler. Hem otobüsle gitmek daha çabuk ve daha rahattı.
Otobüsteki oturaklar dolmuş, ama daha birçok insan aşağıda bekliyordu. Şoför yolcuları aşağıya indirdi. Oturakları kaldırdı, otobüsün üstüne yığdı, bağladı. İnsanları da diz çökerek arabanın içine oturttu. Kâtiple bana oturacak yer kalmadı. Arabanın ön tarafında iki tane büyük farlar vardı. Bizi de o farların olduğu yere eşeğe biner gibi ayaklarımızı açtırarak oturttu.
Nahiyede alışverişi yaptıktan sonra yine köye geri dönüldü. Bazıları para vermedi, onlardan para almadık. Sonuçta 45 TL topladık. Anaparayı kurtardığımız gibi kâra da geçmiştik. İnsanoğlu rahata çok çabuk alışıyor. Böylece motorlu taşıtı köye getirmiştim.

Birkaç hafta bu işe devam ettik. Bizi gören köylüler, kamyonet, minibüs, otobüs vb. almaya başladılar. Cumartesi sabahları önce bizim taşıt doluyor, sonra diğerlerine biniyorlardı. Belli bir zaman sonra araba sahipleri benim yanıma geldiler:
– Hocam sen bunu köyün yararına yaptın. Biz bunu anladık. Sen yorulma, bırak bu işi. Biz seni ve yengemizi parasız taşırız
– Benim de amacım köyümüze motorlu taşıt getirmekti, amacımız gerçekleşti. Köyümüze hayırlı uğurlu olsun. Tamam anlaştık.
Köy öğretmeni olmak nedir? Köylüye, köye hizmet etme duygusu nasıl bir histir? Köylüye, köye hizmet edebilmiş olmanın zevkini yaşamak nasıl bir huzur verir insana? Başardığınız her hizmetten sonra tüm varlığınızı nasıl bir mutluluk sarar? İşte tüm bu soruların cevabını ancak ve ancak gerçek bir köy öğretmeni anlar ve anlatabilir.

9. MEHMET ALİ TONGAZ BÜYÜKKABACA KÖYÜNE HALI DOKUMACILIĞINI NASIL GETİRDİ?
Köyümüzün motorlu taşıt ihtiyacını gidermiştik, ama gönlüm rahat değildi. Köy kadınları, kızları hasır dokuyorlardı. Eğridir Gölünden topladıkları kamışlarla, kargılarla hasır dokumacılığı yapıyorlardı. Hasır dokumacılığı oldukça zahmetli ve kazancı azdı. Kadınlar, kızlar soğuk suda kargıları, kamışları hazırlarken üşüyorlardı. Dokumak için kurdukları tezgâhlar çok yer kaplıyor ve dışarıda oluyordu.
Düşündüm ve çıkar bir yol aramaya başladım. Nahiyeye indiğimde Belediye Başkanı ile konuştum:
– Siz burada halı dokumacılığı yapıyorsunuz. Bu mesleği köyümüze getirebilir misiniz?
– Köylüler çalışmaz. Boşuna gelmiş oluruz. Zaman ve para kaybı olur.
– Yok olmaz! Ben köylülerimize güveniyorum. Onlar bu işi çok çabuk öğrenirler.
– Peki, köyden bir yer bulalım. Tezgâhlar, ustalar, iplik, malzeme benden olsun. Halı dokuma kursunu açalım.
Köye ait, altı dükkân, üst katında odaları olan bir boş bina vardı. Orayı kurs yeri olarak düzenledik. Belediye Başkanı olan patron tezgâhları getirdi. Gerekli olan her türlü donanım hazırlandıktan sonra kurslar açıldı.
Köylüler bu işi çok sevmişlerdi. Çoluk çocuk katılmaya başladılar. Hem halı dokumayı öğreniyorlar hem de patrondan yevmiye alıyorlardı. Belli bir zaman sonunda iyice ustalaştılar.
Patron isteyenlerin evlerine halı tezgâhları kurdurttu. Böylece evlerinde dışarıya çıkmadan, sıcak odalarında halı dokumaya başladılar. Ailece para kazanıyorlardı.
Zamanla bazı köylüler tezgâhları satın alıp, halıyı kendileri için dokumayı istediler. Patron bu konuda da onlara yardım eti. Böylece köyümüze gerçekten halı dokumacılığı girmiş oldu.
Köylünün gelir kaynaklarından biri de halı dokumacılığı olmuş oldu.
Bana köylülerin teşekkür edip etmediklerini mi, soruyorsun? Etmediler. Hiçbir şekilde teşekkür bile etmediler. Motorlu taşıt konusu başkaydı. Orada beni ve eşimi parasız taşımayı istemelerinin nedeni beni o işten uzaklaştırmak içindi.
Ben köy öğretmeni olarak köylülerimizden teşekkür beklemedim ki! İstediğim tek şey, köyümün gelişmesi, kalkınması ve aydınlanması idi.
Aydınlandıkça teşekkür etmesini de zaten öğreneceklerdi…

10. MEHMET ALİ TONGAZ VE BÜYÜKKABACA KÖYÜNDE CAMİ ÇALIŞMASI

Müfredat programında Din Dersi yoktu, ama ben öğrencilerime bildiğim kadarıyla din eğitimi dersini de veriyordum. Bir cuma günü onları camiye götürdüm. Caminin içini dışını öğrencilerimle birlikte temizlettim.
Bizim bu çalışmalarımızı oraya gelen köy halkı izlemiş oldu. Maksadım, ibadet yeri olan camimizin daha temiz tutulması gerektiğini göstermekti.
Yatsı namazlarından sonra camide kalıyordum. Benimle birlikte kalanlarla caminin boş bir odasında sohbet ediyorduk. Sohbet esnasında köyün sorunlarını, eğitim öğretim ile ilgili yapılabilecek çalışmaları dile getiriyorduk. Ayrıca memleket, ülke ile ilgili konuları da konuşmaya fırsatımız oluyordu. Kahvede sigara dumanında oturmak yerine, temiz bir odada halleşebilmek, görüşüp konuşabilmek daha verimli ve sağlıklı oluyordu.
Yetişkinlerle konuştuğumuz konuların evlerde konuşulmaya, tartışılmaya devam edeceğinden şüphem yoktu. Köy öğretmenlerinin köy halkı ile iç içe olması gerektiğinin bilincindeydim.
Köy imamı ile köy öğretmeninin el ele olması köylünün aydınlanmasında önemli bir yer alır inancındaydım.

11. MEHMET ALİ TONGAZ BÜYÜKKABACA KÖYÜNE DEĞİRMENİ NASIL GETİRDİ?
Köyün muhtarı bir traktör almıştı. Kendi işlerini traktör sayesinde kolay görüyordu. Onun traktörünü bakın nasıl kullandım:
Köylüler zahirelerini öğütmek için iki saatlik uzakta bulunan bir değirmene gidiyorlardı. Hayvanların sırtında çuvallarını yüklüyorlardı. Bir defasında ben de kendi unumu öğütmek için onlarla gittim. Uzun bir yolculuktan sonra değirmene geldik.
Değirmenin belli bir yerine çuvallar yığılmıştı. O çuvallar sırasına göre öğütülecekmiş. Bizlerin getirdiklerini de sıraya koydular. Düşündüm bu iş oldukça zahmetli ve çok zaman kaybına neden oluyor. İki saat yürüyeceksin, orada sıraya gireceksin, o gün değil bir başka gün gidip ununu alıp o iki saatlik yolu tekrar geri tepeceksin.
Bizim muhtar ile konmuştum:
– Arkadaşım, sen İzmir’e gideceksin. Köyümüz için değirmen teşkilatını satın alacaksın.
– Sonra?
– Sonra senin evinin önüne değirmeni kuracağız.
– Nasıl çalıştıracağız?
– Senin traktöre bağlayarak.
– Tamam oldu bu iş!
Rahmetli Muhtar çok iyi biriydi. Yeniliklere açıktı, çalışkandı. Benim istediğim şekilde değirmen için ne gerekli ise İzmir’den aldı. Evinin önüne değirmeni kurduk. Köylüler önceleri biraz dedikodu yaptılar; bu unlar çok hızlı öğütüldüğü için ekmeği iyi olmaz şeklinde laf ürettiler. Biz ama aldırmadık. İşe devam ettik. Baktılar ki, öğütülen undan yapılan ekmekler aynı kalitede ve güzel oluyor, onlar da zahirelerini köyde öğütmeye başladılar.
Köylüler bu pratik buluş yüzünden rahatladılar. Zaman kazandılar. Az yoruldular. Ben orada görev yaparken üç sene değirmen çalıştı. Sonrasında yine kullanmaya devam ettiler. Daha sonrasını bilmiyorum.
Köy Öğretmeni; köylüsünün geleceği, aydınlanması, gelişmesi ve rahat bir hayata ulaşması için kafa yorandır. Sadece öğrencileri değil, köy halkını da eğitim öğretimin içinde bir bütün olarak görür. Bu nedenle benim zihnim sürekli bu tür işlerle meşguldü. Elimden geleni fazlasıyla yapmak için mücadele verdim. Gayret gösterdim. Çatlak seslere kulak vermeden, çalışmalarıma hedefim doğrultusunda devam ettim. Şükürler olsun.

12. BEN MEHMET ALİ TONGAZ ; AKLIMA BÜYÜKKABACA KÖYÜ DÜŞÜNCE NELERİ DÜŞLÜYORUM?
O köyde birçok mutlulukları yaşadım. Orada çalışırken evlendim. İlk çocuğum Suna doğdu. Onu büyütürken hiç unutamadığım bir anımı anlatmak isterim:
Ders sonraları, tatil zamanlarında, boş zamanlarımda Suna’yı kucağımda taşır, onunla şakalaşır, onu gezdirirdim. Ben onunla böyle hem dolaşır hem şakalaşırken köpeğimiz bizi yalnız bırakmazdı. Kendince o da şakalar, etrafımızda dönmeler, koşuşturmalarla Suna’yı eğlendirir güldürürdü. Çok mutlu anlardı o yıllarım.
Haz duyduğum, gönül rahatlığı yaşadığım mutlu anlarımdan birisi de, köy odasında yaşlı amcalara verdiğim okuma yazma dersleriydi. Akşamları namazdan sonra köy odasında toplanırdık. Amcalar 30-40 yaşlarındaydı. Ben ise 23 yaşıma yaklaşmıştım.
Büyükkabaca dendi mi asıl aklıma gelenler şunlar:
– Köyde Motorlu araba yok!
– Elektrik yok!
– Köylü büyük şehirle iletişimden yoksun.
– Gazete olmadığı, pilli radyo her evde bulunmadığı için köylü güncel olay ve haberlerden hemen hemen habersiz.
– Köyün üç bir bakkalı var.
– Kadın erkek tarlalarda çalışıyorlar
– Ürettiklerini pazarlayacak at arabaları dışında başka araç gereçler yok.
– Çağdaş yaşamın birçok olanaklarından bihaber yaşıyorlar.
– Ununu, ekmeğini kendisi yapıyor. Genellikle yufka ve bazlama ağırlıklı ekmek pişiriliyor. Şimdilerde tehlikeli olarak anlatılan beyaz ekmek henüz köyümüze gelmemişti. Zamanla o da oldu.
– Köy kadınları hem tarlada, hem evlerinde durmadan çalışıyorlar.
Köy öğretmenin zihni durmadan fikirlerle didişir. Çıkmazlara çare arar, edilmezleri edilir kılmak için bocalar durur. Beni anlamanız için benim gibi köy öğretmeni olarak o şartlarda çalışmanız gerekir diye düşünsem de, anlattıklarımı okuduğunuzda empati yaparak yüreklerinizi köylerimize döndürebilirsiniz diye umutlanıyorum.

Şükran GÜNAY

Paylaş
Etiketler: bekçiDin dersiEğitimkatibekâtipköymotorlu taşıtmüfredatnahiye
Önceki Yazı

Gözledim Yolları

Sonraki Yazı

Zekat Malı Temizler, Çoğaltır

sukranca

sukranca

Şükran GÜNAY( Kuşadası) Aydın İli´nin Germencik Kazası´nda dünyaya geldi. Denizli Kız İlköğretmen Okulu´nu 1966/67 öğretim yılında bitirdi. 1967/1972 yılları arasında Köy İlkokul Öğretmeni ve Yönetici olarak çalıştı. 1972 yılının ağustos ayında Almanya´ya işçi olarak geldi. Halk okullarında Almanca öğrendi. 1975/1976 öğretim yılında çok sevdiği öğretmenlik mesleğine Nürnberg şehrinde yeniden başladı.. Sınıf öğretmeni, model sınıflarda kültür, Türkçe ve İslam Dersleri Öğretmeni olarak Nürnberg şehrinde, 6 yıllık bir Alman ilkokulunda görev yaptı. 2014 Yılının ağustos ayında emekli oldu 1990/1991 yıllarında, Anadolu Üniversitesi Eskişehir (A.Ö.) İktisat Fakültesi Lisans Diploması aldı. İki kızı, iki oğlu var. Şükran Günay´ın, Bavyera Öğretmenler Birliği (BLLV) Yabancı Öğretmenler temsilcisi, Nürnberg Türk Veliler Birliği Dernek Başkanlığı, Nürnberg Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu Eğitim Görevlisi olarak üstlendiği birçok sosyal faaliyetleri oldu . Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi Kütüphanesinde kullanılmak üzere ÇILGIN TÜRKLER / Turgut Özakman eserini (2006) bilgisayarında sesli okudu. Yetkililere CD olarak ulaştırdı. İSLAM´da KADININ ROLÜ, TÜRKİYE´de KADIN / Prof. Dr. BEYZA BİLGİN´in eserini yine aynı amaçla sesli okudu. ESERLERİ Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği(İLESAM) üyesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. yaş anısına (1981) DEVRİMLER isimli tiyatro eserini yazdı ve Nürnberg Langwasser Gemeinschaftshaus’da 2. sınıf öğrencileri ile sahneye koydu. Çeşitli Antolojilerde, yurt içi- yurt dışı yerel dergi ve gazetelerde şiirleri, öyküleri yayınlandı. Genel Ağ (İnternet) ortamında şiir, öykü ve denemeleri okurlarıyla buluştu. ‘’GELİYORLAR’’ öykü kitabı, Eylül 2009, İzmir Etki Yayınevi tarafından basıldı. eBook : https://edebiyatsensin.com/konular/kitaplar/ Hece ve serbest şiirleri basıma hazır bekliyor. Türk Dili ve Edebiyatı yolunda çalışmaları devam ediyor... Almanca ve İngilizce biliyor. Şükran Günay; ‘’Öğretmenim öğrenenim, öğrenmenin eşiğindeyim.’’ diyor.

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Zekat Malı Temizler, Çoğaltır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap