Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

“Sosyo-entellektüalite” Sözcüğüne İğneleme

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
03 Haziran 2009
Dr. Ahmet FİDAN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Sosyo-entellektüalite” Sözcüğüne, “Sosyentellektüel” İğne!

Adamın biri bir yalan uydurmuş, sonra o yalana kendi inanmış” der atasözlerimizin biri. Önce sözcüğün irdelenerek literatüre eklenmesini sağlayıp onu kavramsallaştırarak üzerinde polemik yapmak  benim fazlasıyla hoşlandığım bir olaydır. “sosyo-entellektüalite” sözcüğü de bu gibi kelimelerden hır çıkarmam için bir örnek. Belki de kendime bile itiraf edemeyeceğim bir hastalığımdır bu. Bu hastalığımın adını da “sözcük/kelime fetişizmi” olarak koyalım şimdilik.

Buna bir örnek te “otorite fetişizmi” diyaloğunu gösterebilirim. Geçenlerde bir iki meslektaşa “sen hasta birisin” diye söyleniverdim. O da olanca hışmıyla feveran etti. Bu ne demek şimdi. Ben de daha bir zevklenerek:

– Evet sen bas bayağı “otorite fetişistisin” dedim. Çok ta itiraz etmedi. Çünkü otorite fetişizminin ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Hatta kavram için içten içe çıkarsama yapmaya çalıştıklarını da biliyordum.

Başka konudan konuşmalar devam ederken, adını zikretmeye gerek görmediğim sevgili (saygıdeğer) meslektaşım google amcasından araştırmış fakat bir sonuç bulamamış elbet. Ben de her zamanki gibi, mutlu mesut gülümsemeyle;

– Bulamazsınız tabi ki hocam!, çünkü henüz o sendromu yazmadım, yani o sözcüğü kavramsallaştırmadım dedim.  Neyse  yarın da bahsi geçen bu olguyu sendrom olarak irdeleyerek kavramsallaştırmaya çalışacağım.

Sosyal sözcüğünü, dışa dönük, toplumla ilgili, bireyin ve mahrem alanların dışındaki ortam olarak tanımlayalım. Bunun yanında, entellektüalite sözcüğünü de, akılın/muhakeme gücünün  kullanımıyla ilgili isimleşmiş sıfat çatısında bir insan özelliği olarak tanımlayalım. Bu durumda sosyo-entellektüalite kelimesini maddi anlamda şöyle tanımlayabiliriz:  Sosyo-entellektüalite, daha çok sosyal olaylarla ilgili, toplum bilim disiplini içinde toplumsal olay veya olguların muhakeme edilmesi, irdelenmesi işi veya durumudur.

Sözcüğü maddi anlamının dışında subjektif bakışla kullanıma yönelik olarak tanımlayacak olursam, bu tanımın içine eleştirel birkaç yafta ve/veya argüman katmanın daha isabetli olacağını düşünüyorum. Zira bu sözcüğü  “sosyo-entellektüalite” kalıbı içine oturtarak biraz da sentaks (söz dizimi) ve de sözcük ritmi açısından paralellik kurarak, bir anlam yüklemek istiyorum. Bu durumda, sözcük ritmine subjektif kullanım amacını da katarsak, “sosyo-entellektüalite” kavramını, “sosyentellektüel hale dönüştürmüş olacağız.

Aslında sosyentellektüalite içinde olan veya üzerine bu özellikler atfedilen kişi veya kişi gurubunu çok çok ham ve kaba biraz da güncel tabirle “göbeğini kaşıyanlar“ın veya toplumdaki reel katmanlardan habersiz “sırça köşkte yaşayanlar” ın toplumla ilgili âfâkîlerin / ayağı yere basmayanların oluşturduğu kesit olarak tanımlamak istiyorum.

Bu toplum kesimi, ister bay olsun ister bayan olsun son derece seçkinci/elitist tarzda bol bol konuşurlar, vatan-millet-sakarya üzerine ilahi doktrinler üretirler. Hatta o kadar ileri giderler ki, konuşurken bile bizzat kendi davranışlarıyla kendilerini yalanlarlar. Örneğin, temizlik ve bilinçlilik tartışması yapılırken, belediyenin gerekli yerlere çöp kovası koyması gerektiği halde koymadığını belediyenin sorumsuz hareket ettiğini söylerler ve de vatandaşların da söz konusu çöp kovalarına çöplerini koymadıklarından bahseder, insanların bilinçsiz, eğitimsiz olduğu üzerine ahkam keserler. Bu ahkamı keserken de, elindeki sigara izmaritini önüne atar veya deniz kenarındaysa elindeki çöpü denize atıverir. Dakika 1, gol 1 mantığıyla, kendi kendini yalanlamış olurlar.

İşte çoğunlukla bayanların yaftalanması açısından sosyete tabiriyle ifade edeceğim, baylar açısından elitist/seçkinci tabiriyle ifade edeceğim bu tür insan kesitinin davranışlarında hemen hemen çoğu zaman söyledikleriyle yaptıkları arasında tam bir zıtlık bulunmaktadır. Zaten bu tür insan kesiti, toprağı saksıda, halkı da hak otobüslerinde görülen şeyler olarak bilirler. Bundan dolayı da söylediklerini ya uygulamazlar, ya da uygulanamayacak iddialar/argümanlar ortaya koyarlar. Genel olarak bu kesitin toplum üzerine yaptıkları lakırdılar topluluğunu “sosyentellektüalist yaklaşımlar olarak değerlendiriyorum. Yani sosyete entellektüellerin ayağı yere basmayan/gerçekle bağdaşmayan söz ve davranışları. Bu sözcüğü kurgulamak için Öz Türkçe kelime düşündüm ama bu kalıp kadar yakışıklı bir bileşim/terkip bulamadım doğrusu. Buraya kadar anlattığım içeriği kapsayacak öz türkçeden ibaret bir bileşim üreten olursa bizzat bana e posta ile dönüş yapmalarını beklerim.

Bitirmeden yaşamış olduğum sosyentellektüalist bir davranışa daha örnek vermek istiyorum.

Bir gün, nezih bir mekanda “aydın” denilebilecek bir kişilikle sohbet etmekteydim. Konu yardımlaşma ve empati (diğerkamlık)  duygularıydı. Aydınımız bütün özenli cümleleriyle yardımlaşmanın insanın vazgeçilmez ve olmazsa olmaz özelliği olarak tanımlamıştı. Daha sonra hem vakit geç olduğundan hem de yağmur yağmaya başladığından mekandan ayrılmaya karar verdik. Direksiyonda aydın kişilik oturmaktaydı. Bulunduğumuz yer de şehir dışında bir yerdeydi. Yola çıktık, yağmur kırkbeş derecelik açıyla hızla cama vururken  yol kenarında kapalı olmayan otobüs durağında birininin ıslanmakta olduğunu ve alabileceğimizi söyledim.

Cevap: “İn midir cin midir boşver, zaten yeterince geç kaldık” idi. Tabi ben bu aydın kişiliğin sosyentellektüalist saltolarını baştan anlamıştım ve sert yağmurda ıslanmakta olan kişiyi almayacağını zaten biliyordum. Test etmiş oldum bir kere daha.

Söz söylenir, kalem yazar, tuşlar tıkırdar.

Hayatın gerçeği ne söze, ne kalemin mürekkebine, ne de klavyenin şıkırtısına benzer.

Hayatı hissetmek için, onun içinde olmak gerekir.

Bu yazı da sosyentellektüel kişilere bir nağme olsun. Kalın sağlıcakla.

Not:

Bu yazı, www.bilgiagi.net,  www.timeturk.com,  www.bilgievreni.com,  www.haberanaliz.net www.siyasalforum.net,  www.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: insankritikpolemiktoplum
Önceki Yazı

Barış(a)-mayın!

Sonraki Yazı

Medyada Yer Almak İçin Ölmek Lazım!

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Medyada Yer Almak İçin Ölmek Lazım!

Yorumlar 1

  1. gülo says:
    17 yıl önce

    Sayın Hocam,
    İnsanlar, toplumda bencil duygularından arınıp da çevrelerine baksalar yardımlaşmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu yeniden keşfedecekler. Ama ben son zamanlar da herkes de bu bilincin olduğunu gözlemledim ama sadece tek eksiklerinin, yüreklerinin kapılarını kendilerine bile açmaktan korktukları için kendilerinin hiçbir zaman yardıma ihtiyaçlarının olmayacakları düşüncesi içersinde debelenip durduklarını düşünüyorum ve ayrıca da rabbim her insana yardımlaşma duygusunu vermiştir ancak yüreklerinin paslarını silseler aynaları parlatsalar yardımlaşmanın insana güç verdiğini farkedeceker… Ama bazen düşünmeden de edemiyorum bu davranışı(yardım etmeyi) rabbim herkese de nasip etmiyor galiba… Otorite fetişsti olan insanlar, sadece meslekleri anlamında iş yapma anlamlarında fetişist olsunlar ama asla kendilerine haksızlık edip yüreklerindeki yumuşaklığı da topluma işlerine yansıtmalılar… Fazla yormadan bıktırmadan insanları, saygıyı yitirmeden her insana arı ve duru olarak yaklaşıp içlerindeki en güçlü yanlarını ortaya çıkarabilirler yardımlaşarak riyadan uzak yardım yapabilirler galiba… Bir de reklamsız saygılar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap