Sonbahar sonra kış gelecek
Baharda kim bilir hangi umutlar yeşerecek
Zaman akıp giderken ömür bitecek
Asıl olan nefesin kadrini bilmek değil mi?
Ömür denen iki kirpik arası, zaman ise bir nefeslik an.
Kışı korkularla, baharı umutlarla geçirdik. Derken yaz da bitti bitecek. Bir gramlık Korona ama, yeryüzünü terk edecek gibi görünmüyor. Bunda da bir hayır var desek doğru olur mu?
Ülkeme gidemediğim için içim buruk, yüreğimde dinmeyen bir sızı var. Ne olursa olsun, insan hayata tutunmanın mutlaka bir yolu olduğunu bilmeli ama değil mi?
Geçen hafta sonunu çocuklarımla geçirdik. Bahçedeki havuzda serinledik. Torunum Ela ile mantı yaptık. İnsan sevdiklerine, hele de evlatlarına doyamıyor. Neyse ki önümüzdeki haftayı yine evlatlarımla geçireceğim kısmetse. Almanya içi gezi planladılar.
Ne yalan söyleyeyim, can sıkıntısı diye bir şey tanımadım ben. En zor zamanımda bile hemen bir iş bulurum kendime. Bu hafta içinde çiçeklerimi yeniledim. Çocukluğumun kasım patlarıyla süsledim balkonu. Onları gördükçe çocukluğumu yaşıyorum. Cennetten bir köşe olan bahçemizde dolanıyorum ruhumla. Annem, babam, kardeşlerim ve o yılların altın kalpli komşularımızı görür gibi oluyorum. İçim bir hoş oluyor. Etrafımda öylesi dostlarımın bugün de olduğunu bilmek bana apayrı bir huzur veriyor onları hayal ederken. Harika bir duygu!
Kızım, benim için saksıya doğal semiz otu dikmiş. İki gün önce de arkadaşım bahçelerinden toplamış, getirdi. Dereotu, fesleğen, biber, patlıcan, biberiye, maydanoz, nane hepsi de ayrı ayrı ruhuma sesleniyorlar. Önemli olan zamanı dolu dolu ve doğayı yaşayarak geçirebilmek değil mi?
Mutfakta dereotu çimlendiriyorum. Tohumlar süzgünün deliklerinden aşağıya suyun içine doğru kök saldıkça benim de hayata tutunasım, yaşamı ve kendimi daha çok sevesim geliyor.





















