Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Sol’un …

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
02 Haziran 2021
Hüseyin ŞENGÜL, Siyaset & Politika
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sol ve sağ sözcüklerinin siyasi literatüre girerek birer kavram halini almasının 150 yıllık bir tarihi var. Klasikleşmiş olaya göre, 1789 Fransız Devrimi döneminde meclis başkanına göre sağda oturanları krallığı ve geleneksel rejimi savunan kralcılar ve muhafazakârlar, solda oturanları ise monarşiye karşı olarak krallığın kaldırılmasını ve cumhuriyeti savunan devrimciler oluşturuyordu.

Bu her iki kavram o günden bugüne ve çeşitli ülkelere göre değişen politik yüklemler aldı. Sol ve sağ ana başlıkları altında çeşitli siyasetler yelpazesinin varlığı olsa da nihayetinde sağın sistemi savunduğu, solun ise sisteme muhalif olduğu temel ayırımı, aynı politik yüklemle devam etmekte.

Dolayısıyla burada sol derken, sisteme demokratik itiraz ve eleştirilerde bulunan ve bu amaçla haklar mücadelesi veren politik görüş ve yapıları kastediyorum.

Bugün genel olarak toplumun ezilen kesimleri, altta kalanları, işçileri, emekçileri; kısacası toplumun egemen güçleri (Ekonomik, idari, siyasi erk vb.) dışında kalan çok büyük bir bölümü için elde edilmiş ne tür haklar varsa, bunların mücadelesini veren, elde edilmesini sağlayan siyasal güç, genel olarak sol’dur!

Sol, toplumda yönetenler ile yönetilenler arasındaki çelişkide (Ki, bu çelişki devlet ve daha geniş bir deyimle iktidar olgusu var olduğu sürece, toplumların tarihinin değişmezi olarak var olacaktır), daima yönetilenlerin hak taleplerinin yanında yer almıştır. Dünya solunun şu veya bu ülkede şu veya bu tarihte iktidarlara karşı çoğu kez hayatı pahasına verdiği mücadelelerin bir toplamı, demokrasinin büyümesinin esas gücünü/dinamiğini oluşturmuştur.

Böyle olmakla birlikte ortada üzerinde ciddiyetle düşünülmesini gerektiren bir soru var: Toplumun geniş kesimleri için haklar mücadelesinin siyasetini ve pratiğini inşa eden sol, neden kazanım sağladığı kitlelerden hiç değilse kazanımlar ölçeğinde destek görmemiştir?

Tarih boyunca iktidarlara karşı adalet, hak, eşitlik talepleri doğrultusunda muhalefet eden kesimler, toplumdaki nüfusa göre daima azınlıkta kalmışlardır. Bunun böyle olması, toplumsal varlığın yapısallığı itibariyle doğaldır. Dolayısıyla burada bir çoğunluk desteğinden değil, talepleri ve mücadelesine paralel bir kitle desteğinden söz ediyorum ki, toplumun büyük çoğunluğu ezildiği için, aslında bunun mantıken varacağı yer de çoğunluktur.

Solun kitle desteği

Soruyu 1848, 1871, 1905, 1917 tarihlerinde (Bu tarihlere1949 Çin, 1974 Vietnam’ı da ekleyebiliriz) devrim mücadelelerine kitlesel ölçeklerde katılımların olduğu dönemleri parantez içine alarak soruyorum. Kaldı ki bu dönemlerde sola verilen toplumsal desteklerin yöntemleri ve toplumdaki oranları da tartışılabilir.

Ülkemizde sol derken, 1965’lerde TİP’in yükselişini kesmek ve oyları kendine çevirmek için Ecevit tarafından kendini ortanın solu ilan ve o gün bugündür bir galat-ı meşhur haline gelen CHP solculuğunu kastetmiyorum.

Soruyu tekrar ediyorum; egemen kesimlere karşı ezilenlerin, sömürülenlerin, yoksulların, emekçilerin mücadelesini 150 yıl boyunca yürüten ve bugün ne kadar kazanım varsa, bu kazanımları sağlamada en büyük paya sahip olan solun neden bu ölçüde kitlesel destekleri yoktur?

Örneğin her yıl 8 Mart’ta anılan “Dünya Kadınlar Günü”nün, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün tarihi kökleri, emekçilerin daha iyi çalışma koşulları ve 8 saatlik iş günü için, onlarca emekçinin ölümü pahasına verdikleri mücadelede yatmaktadır.

Sol politik mücadelesi yalnızca hak talepleriyle ve emekçilerin ekonomik kazanımlarıyla sınırlı değildir.

Edebiyat ve sanata dair hemen tüm eserlerin kaynağında, sanatçının bir yanıyla sisteme muhalif ve eleştirel bakış açısı yatmaktadır. Bunu sanatın politikleşmesi anlamında söylemiyorum ki, politikleşmiş sanat da bir başka kabalığın, kısırlığın ve estetik yoksunluğun göstergesi olabilmektedir.

Dünya sağının, bazı tekil örnekler hariç sanat üretimleri yoktur. Türkiye’de bunu çok açık ve çok acı (eser restorasyonlarında, TV program ve dizilerinde, tiksinti uyandıran heykellerinde vb.) biçimde yaşıyoruz!

Emekçilerin, işçilerin, kadınların, çocukların hakları için; insan hakları, ezilen kimliklerin hakları, özgürlük ve adalet talepleri için ceberut iktidarlara karşı mücadele yürüten solun toplumda desteği neden azdır?

Çevre sorunun gittikçe hayati bir önem kazandığı bugünlerde arsızca yapılan madenciliğe, ormanların katledilmesine, suların kirletilmesine, çevrenin tahribine, havanın kirletilmesine karşı direnişlere katılan, hatta kimilerine öncülük eden solun, neden toplumun bu kesimleriyle buluşması sınırlı kalıyor?

Devletin muhalif kesimler üzerindeki baskıları ve zor kullanımı, sola desteği sınırlayan bir faktördür. Sol, hak talepleri mücadelesinde devletten hep dayak yemiştir. Ancak bu durum, olumsuz anlamda bir etken olmakla birlikte, soruya cevap teşkil etmeye yeterli değildir!

Başka hangi nedenler, kitleleri soldan genel olarak uzak tutmaktadır?

İşte bu sorudan dolayı yazının başlığındaki “Sol’un” sonrasına üç nokta koydum. Okuyucu burayı istediği şekilde doldurabilir. Örneğin “Solun yalnızlığı”, “Solun karşılıksız kalması”, “Solun başarısızlığı”, “Solun sistem tarafından etkisiz kılınması”, “Solun arayışları” gibi daha başka şeyler yazılabilir.

Sana cennette yer yok!

Çarpıcı olması açısından insan sağlığından örnek vereceğim.

Bir dönem milyonlarca çocuk ve yetişkinleri öldüren çeşitli hastalıklara karşı aşı geliştiren ve birçok salgın hastalığa çözüm bulan tıpçıların hemen tümü gayrimüslimlerdir. Kaldı ki, bugün de benzer bir süreç işlemekte.

Bir kısım Müslümanlar (Belki de tümüne yakını) çiçek, çocuk felci, tifo, verem, kuduz, difteri, kızamık gibi aşıları bulanların, ilaçlar ve ameliyat araçları, teknikleri gibi insan sağlığına büyük katkıları yapanların bile Hristiyan, Musevi veya başka dinden olmalarından dolayı, cennete gidemezler diyor.

Neden?

Çünkü cennetin Müslümanların, ama Müslümanların da günahkâr olmayanlarının gideceği yer olduğu inancını taşıyorlar.

Yani hasta bir Müslüman ‘gavurun’ aşısıyla, ilacıyla sağlığına kavuşacak, ama o ‘gavur’ cennete gidemeyecek! Fakat dünyaya, insanlığa hiçbir katkısı olmamış, yalnızca Müslüman olduğu için bir diğeri cennete gidecek!

Mantık yürüttüğümüzde müthiş bir haksızlık değil mi?

Şimdi inanç ve akıl meselesine girmenin gereği yoktur.

Tamam, bu bir inançtır, öyleyse, öyledir. Tartışmayı anlamlı bulmam.

Bu inançta dile getirilen örneği ben, solun ‘kaderine’ benzetiyorum.

Ne kadar mücadele edersen et, sana destek de yok, cennet de yok!

Hakmış, hukukmuş, ücretlerin artışıymış, özgürlükmüş, aşıymış, ilaçmış; tamam, bunlar toplumu işine gelir, ama yine de cennetin kapıları sola kapalıdır!

Soruya cevap arayışının seçtiğim bu çarpıcı örnekteki cennet metaforu üzerinden yapılmasının daha rasyonel olacağını düşünüyorum.

Bu dünyayı cennete çevirmek isteyen sola cennette neden yer yok ve cenneti hak etmek için ne yapmalı?

Solun payına Sisifos’un ‘kaderi’ mi düşmüş?

Bunu derken, bir umutsuzluk ve sonuçsuzluğa mahkûm bir anlayışı savunmuyorum.

Yine direneceğiz, yine direneceğiz ve sorunun doğru cevabını bulduğumuzda Olimpos tanrılarının verdiği cezayı parçalayarak kayayı o tepeye dikeceğiz!

İnsan, dünyaya fırlatılmış bir varlık olarak mücadeleye mahkumdur!

İnsan, yöneten ve yönetilen çelişkisine ve bunu aşmaya içkin bir varlıktır.

Olimpos tanrıları baki değildir!

Paylaş
Etiketler: altta kalanlarıemekçileri;işçilerisolSol ve sağToplumda
Önceki Yazı

Bir Aşk Masalı

Sonraki Yazı

İslamı Batılı Delillerle Çürüterek Anlatalım…

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Avrupa Özerklikleri ve Türkiye
Kültür

Avrupa Özerklikleri ve Türkiye

26 Kasım 2025
5k
Sibel GELBUL

Fanusa Kitleyeceğiz

25 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

İslamı Batılı Delillerle Çürüterek Anlatalım...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap