Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Sizinle Türkçe Konuşabilir Miyiz?

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
27 Ocak 2016
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Geçen arkadaşlarla muhabbet ediyorduk. Konuşma arasında “musafaha” kelimesi geçtiğinde, üniversiteli bir delikanlı “o ne demek” dedi. Demek ki hiç duymamış delikanlı. Haliyle o uydurukça olan tokalaşmayı biliyor.
Gazetede söylediğim pek çok kelime için gençler “anlamadım ne demek istediniz” diye soruyor. Bizden bir sonraki

kuşak ile anlaşamıyorsak, iki üç nesil sonrası ile nasıl anlaşacağız?

“Kuşak” dedik ya eminim pek çok kimse kastımızı anlamamıştır. Aman Allah’ım! Ne hale getirildik biz?

1954’de vefat etmiş dedem gelse kesinlikle torunlarının yabancı bir lisan konuştuğunu zannederdi.

Biz lisede fiil, fail diye öğrenmiştik. Mustafa Kemal ve İnönü döneminden söz etmiyorum. 1980’lerden söz ediyorum. Şimdi bunun ne anlama geldiğini hiçbir üniversiteli bilmez. Fiil için yüklem, fail için özne, cümle içinse tümce diyorlar.Hikâye için öykü, izzet, şeref, haysiyet gibi kelimelerin yerine toptan onur diyorlar. Diyanet bile Kutlu Doğum haftası için “onur” uydurukçasını tercih etti.

Geçen Cuma günü imam efendi, “hutbemi sonlandırmadan önce” dedi. Sadece böyle olsa iyi. Kullandığı yüz kelimenin 80’i uydurukça. Yazık ki bu ülkede artık İmam Hatipliler, İlahiyatlılar, Diyanet camiası dahi Türkçe konuşmuyor. Onlar bileAllah (c.c.)’tan ne zarar gördü iseler “Tanrı” diyorlar.
Kur’an ıstılah ve kelimeleri yerine, Agop Dilaçar‘ın kısırlaştırıcı uydurukçasını tercih ediyorlar.
Merhum Muhammed Hamidullah “Fatiha Türkçe’dir” diyor. Şimdi bunu bile yanlış anlayanlar çıkar. Merhum demek istiyor ki, “Fatiha’da geçen tüm kelimeleri hiçbir tercümeye gerek olmaksızın her Türk anlar!”
Şimdi soralım. Bu hâlâ gerçekten böyle mi? Hiç sanmam. Fatiha’daki “mâlik, yevm,müstekim, âlem” gibi kelimeleri bilen kaldı mı? ‘Âlem’ ile ‘alem’ arasındaki farkı kaç kişi bilebilir? Hala ile hâlâyı aynı yazanlar bilmez elbet…
Herkes kendi kendine sorsun ‘ben Türkçe konuşabilir miyim’ ya da ‘aramızda Türkçeyi bilen var mı‘ diye. Haydin sağdan sayalım. Yüz kişi çıktı mı? Ben yazmaya kalktım da, 10 tanıdık çıkaramadım. Kadir Mısıroğlu üstadla muhabbet ederken hâlâ tedirgin olurum. Bir cümle içinde kaç uyduruk kelime kullandım diye. Zira lisanı diri tutan belki de tek o kaldı.
İlk önce edebiyatçılara Türkçe öğretmek gerekiyor. Mesela şimdi bir üniversite veya edebiyat imtihanına girsem, sadece uyduruk kelimelerin bir bölümünü anlamadığım için cevap veremeyeceğimden adım gibi eminim.
Geçenlerde bir televizyonda, lisanımızı katledenlerden biri olan İsmet İnönü‘nün, (onun TDK’nın çıkardığı mecmuanın ilk sayısındaki Türkçemiz hakkındaki hakaretlerini okuyabilirsiniz) bir konuşma kaydı neşredildi. O bile tahrif ettikleri lisandan kurtulamamış. Konuşmanın yarısını, toplumun yüzde 90’ı kesinlikle anlamamıştır.
Lisan demişken, dil ile lisan aynı şey mi? Değil. Bundan 20 sene önce bile “İngilizce Lisan Kursları” yazardı tabelalarda. Dilimiz oldu lisan, ya da lisanımız oldu dil.
Tıpkı, cevabın ‘yanıt’, hayatın ‘yaşam’, tabiatın ‘doğa’, tabiînin doğal, ahlâkın etik,talebin ‘istem’ hikâyenin ‘öykü’, şüphenin kuşku, vak’a ve hadisenin ‘olay’, meselenin ‘sorun’, tespitin ‘olgu’, hasın ‘özgü’, şehrin kent, acelenin ‘ivedi’, şâmilin ‘kapsar’, gıptanın ‘imren’, ibtidâînin ‘ilkel’, kazanın ‘ilçe’, şehrü’l emin‘belediye başkanı’, musafahanın ‘tokalaşma’, işçinin ‘emekçi’, tekâmülün ‘evrim’,fiilin ‘eylem’, nağmenin ‘ezgi’, kâinatın ‘evren’, buluğun ‘ergen’, millinin ‘ulusal’,failin ‘özne’, mektebin ‘okul’, kanunun ‘yasa’, kutsînin ‘kutsal’, istihlakın ‘tüketim’,medeniyetin ‘uygarlık’, âbidenin ‘anıt’ hâline dönüştürülmesi gibi uzayıp giden bir yabancılaşma, sığlaşma ve hakikatten uzaklaşma ile karşı karşıyayız.
Kenan Evren gibi Latin harfleri ile yazmayı beceremeyen Ecevit’in şöhretli döneminde ‘çok oturgaçlı götürgeç‘ gibi saçmalıklara da imza atılmıştı. Eski TDK Başkanı Şükrü Halûk Akalın, Türk Dil Kurumu’nun, otobüs için ‘çok oturgaçlı götürgeç‘, hostes için ‘gök konuksal avrat‘, İstiklal Marşı için ‘ulusal düttürü‘, lokanta için ‘modern otlangaç‘ın türetildiğini, ancak bunu TDK’nın yapmadığını yazıyor.
Kelimenin zenginliği ve yüklendiği anlamdan ziyade kökenine düşmanlık ediyorlardı.
Payel yayıncılık tercüme ettiği kitaplarda; otorite yerine ‘yetke’, kozmik yerine ‘acunsal’, hayat sistemi yerine ‘dirimsel dizgenim’,  tedavi yerine ‘sağıltım’, uzuvyerine ‘örge’, müşahede yerine ‘görüngü’, tasvir yerine ‘betim’ gibi zırvalıklar kullandıklarından değerli eserleri çöpe çevirdiler.
Lisanımızı tahrif süreci başladığında, bir yandan içip, bir yandan kelime uydururken sıra ‘ticaret’ kelimesine gelir. Yoruldukları için ara verirler. Henüz Latin Alfabesi’ne geçilmemiştir. F. Rıfkı Atay, elinde kalem ‘Te’ ve ‘Cim’ yazarken, Paşa sorar: ‘Ne yapıyorsun çocuk?’ ‘Te-cim yazıyorum!’ Paşa: ‘Tamam bulundu…’
Böylece ticaret ‘tecim’, tüccar ‘tecimer’, ticarethâne ‘tecim evi’ oluverir. TBMM’nin adını bile ‘kamutay‘ yapmışlar bir ara.
Mesele şu: Lisan aynı zamanda nâmustur. Bunun şuurunda ol(a)madığımızda, bir gün -ki o gün bugündür- babanızla dedenizle anlaşamaz hâle geliriz.
Toynbee diyor ki: ‘Mustafa Kemal hedefini gerçekleştirmek için en başarılı ve en akıllı yolu seçti. Bundan sonra Türk kütüphanelerini yakmaya lüzum kalmamıştır. Çünkü harf inkılâbıyla bu hazineler örümceklerin yuva yaptığı raflarda kapanıp kalmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.’
Mesele anlaşıldı galiba. Ancak daha acı olan, artık Müslümanların da bu tahrifin taşıyıcısı durumuna gelmiş olmalarıdır.
Mealciler ya da mütercimlerin hepsi tahir, tayyib, nezih, nezâfet, nezâhet kelimelerinin tümünü ‘temiz’ diye tercüme ediyorlar. İngilizcedeki pure, sanitary, hygienic ve clean kelimelerinin hepsini temiz diye tercüme etmek ne kadar basiretsizlik ise tahir, tayyib, nezih, nezâfet, nezâhet içinde sadece temiz anlamı vermek beceriksizlik ve vukufiyetsizliktir. Hepsinden önemlisi de, Türkçeyi bilmemek ve mânâya ihanettir.
Bu yüzden artık birbirimizi anlamıyoruz. Çünkü kimimiz kelimelerle, kimimiz ise sözcüklerle konuşuyor. Anlaşabilmek, birbirimizi doğru anlamak için doğru bir lisan yani sahih kelimelere ihtiyacımız var.
Kıymetli kâriler/okurlar! Gelin bu zilletten aslımıza rücu edelim. Kemalizm ve solcuların içimize attığı virüsü def edelim. Yoksa bu darlıktan, bu zilletten kurtulamayız. Kimseye Fatih devrine gidelim demiyoruz. Diyoruz ki, aslımıza dönelim. Çocuklarımıza Türkçe öğretelim. Sizde katkı yapıp tekrarlayın ki, çoğalsın yayılsın. Yoksa Türkçenin adı uydurukça olup çıkacak…

(Bu vesileyle eski makale ve teliflerimde yaptığım hatalardan dolayı affımı diliyorum)

Paylaş
Etiketler: nezâfetnezâhetnezihtahirTayyib
Önceki Yazı

Yatırımın Zor Yılı

Sonraki Yazı

Çiğ Süt Astımı Önlüyor

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Çiğ Süt Astımı Önlüyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap