Korkaksınız!
Sorunumuz neyse karşılıklı konuşma cesareti gösteremeyecek kadar, alçaksınız.
Korkaksınız!
Yaptığımız haber, yazdığımız köşe yazısı ve konuşmalarımızı hazmedemeyecek kadar faşistsiniz.
İstiyorsunuz ki kimse konuşmasın, yazmasın, haber yapmasın, sussun!
Çünkü sizin paranız var, güçlüsünüz!
Kiralık adamlarınız var.
Vur dediğiniz zaman vuracak, öldür dediğiniz de öldürecek, ayaklarından vur dediğinizde 6 kurşun sıkacak suç makineleriniz var.
Yetmez…
Elinizde devlet var.
Arkanızı yaslamışsınız devlete, kimsenin dokunamayacağını zannediyorsunuz.
Size dokunacağız. Bunu bilin.
Bu ülkenin namuslu emniyet mensupları var. Savcıları, hakimleri, siyasetçileri, STK yöneticileri ve gazetecileri var.
Bu ülkenin işini seven, mazlumun yanında olan, devlet görevlileri var.
Bu ülkede inanan, talana ve soyguna, mafyavari yöntemlere karşı çıkan, gelecekle ilgili umutları olan milyonlarca insanlarımız var.
Bu ülkede bir babayı, çocuklarının yanında vurduğunda vicdanı isyan eden, milyonlarca insan var.
Alçak bir saldırıya, kaza süsü verilmesine inanmayan ve bunun bir organize suikast girişimi olduğuna olayın ilk başından itibaren inanan milyonlar var.
***
Beni vurarak, vurdurarak; neyi istediğinizi, neyi amaçladığınızı, en kutsal bildiğim ve bildiğiniz şeyler adına yemin ederim ki bilmiyorum.
Hani bu tür olaylarda biri ayağından vurulunca, mesaj verilirmiş ya. Trafik kazası süsü vererek vurdurmanızın ne mesajı olduğunu da bilmiyorum. Hani katil mutlaka olay yerine gidermiş ya olayın faillerinin çoğunun olay yerine gittiğini de biliyorum. Beni vurdurtan ‘bulun bu piçi’ diyen, ‘Engin başkanın şoförü’ denilenin de kim ve kimin adamı olduğunu biliyorum.
Arkasındaki dört ismi de biliyorum.
Deve kuşu gibisiniz, kafanız kumda g… dışarıda bırakmışsınız. Zannettiniz ki yerel bir gazeteciyi vurdurunca kimsenin ruhu duymaz, trafik kazasında tartışmadan olmuş diye kamuoyuna yansır ve bu iş kapanır. Öylesine akıllsınız ki sahte plakalı araçla saldırıyı gerçekleştirip, trafik kazası süsü vermeye çalıştınız. Bunun dikkat çekeceğini bile düşünmediniz.
***
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu’nun namuslu, işini seven mensuplarını hesaba katmadınız. Namuslu savcıları hesaba katmadınız. İki kişi tarafından olayı azmettirdiği iddia edilen Rahmi Yıldırım’a tam 4 avukat gönderilmesinin ne anlama geldiğini kimsenin bilmeyeceğini zannettiniz.
Heyy beni vurduranlar yanıldınız. Şimdi daha detaylı, ince düşünülmüş, araştırılmış haberler ve köşe yazıları göreceksiniz. Failler ayağa kalkın, kurduğunuz çete düzeni bozulacak.
Dün göze batmayan kirli işleriniz bugün ortaya çıkacak. Sizi sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da parti yöneticileriniz de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ve mecliste önerge veren milletvekilleri de biliyor. Anlayacağınız ayağımıza altı kurşun attıran sizleri tanıyoruz.
Bizim piyonlarla işimiz yok onlar zaten yakalandılar. Şimdi bu işi azmettirenleri haberlerimizle ortaya çıkaracağız. Deşifre edeceğiz.
Ve adalete teslim edilmelerine katkıda bulunacağız. Yanıldınız, kara kara düşünüyorsunuz ‘ne yapacağız’ diye. Kolunuzun uzandığı her yere olayı kapatmak için müdahale etmeye çalışıyorsunuz. Bilin ki; bu girişimlerinizi boşa çıkartacağız. Bu ülkeyi karşılıksız sevenler, zalimleşmiş, vicdanını yitirmiş, paraya teslim olmuş, kendisini devlet zannedenlerin karşısında kazanacaklar.
Son söz;
Emniyet birimlerine, savcılara sesleniyorum. Azmettiriciler benimle ilgili dosyada bulunan ifade ve tutanakların ayrıntılarında gizli. Benim vurulmamla ilgili kim bir şey biliyorsa bizi bilgilendirmelerini istiyoruz.
