Aniden de olsa gerçekleşen görüşler, sempatizanlarının davranışlarını belirli bir noktada tutmaya yöneliktir. Halbuki siyasi partiler ister pala ister badem ve bıyıksız olsun, insanlara hizmet etmek, mutluluğuna ortak olmak için vardır.
Halkı yöneten siyasi parti, kelime ve kavramların arkasına sığınıp kimseye zulüm etmeye hakları yoktur. Hatta halkı, çekirge sürüsü görüp ona göre muamele etmeye çalışan, her şeyi kâr amaçlı düşünen acımasız para babalarına uzak durmaları gerekir.
Küreselleşmeyi dillerine pelesenk edenler, bilmelidir ki, Türkün millet olma yolunda ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının belirlenmesinde büyük önder Atatürk’ün karma ekonomik sistemi geçerlidir.
Açıkça söylemeseler de Atatürk’e saldıranların derdi başkadır. Çünkü küreselciler ve yandaşları, iç yüzlerini acımasızca uygulamak için, her türlü yalan ve riyakârlığa baş vurabiliyorlar.
Küreselleşme diye siyasi partileri söylemleriyle tuzağa düşürüp Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürge ülkesi hâline düşürmek istiyorlar. Böylece kendilerini dünyanın üretim merkezi durumuna getirmiş olacaklar.
Küreselleşmeyle Ülkeye sokulan ayrımcılık, çeşitli söylem ve davranışlarla siyasi partilerden destek buluyorlar. Hangi şekilde olursa olsun, ayrımcılık yapanlar küresel şirketlere gelir kaynaklarını peşkeş çeken siyasilerin, hareket tarzlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir.
Siyasi patilerin de halka hizmet yolunda doğru dürüst ve adaletli davranmaları şarttır. Unutulmamalıdır ki, yapılanlar Milletin gözünden kaçmamaktadır.
Siyasi partilerin dillerine ve davranışlarına sahip çıkması ve küresel güçlere Ülkeyi soydurmaması gerekir. Vicdanı hür gençler yetiştirmek için, bilim ve fende dünya ile ölçüşecek eğitim sistemini uygulamaya koyması esastır.
Karma ekonomi sistemiyle bilim adamlarını yetiştiren bir Ülke dünyada söz sahibi olacaktır.





















