Halk, hak ve hukukunun korunacağı, güven içerisinde olacağı ve adaletin sağlanacağı bir düzeni gözeten, yöneticisini seçer. Seçtiği kişilere de belirli yıllar için, görev vermiş olur.
Buna göre, seçilmişler tüm halkı her şartta ve ortamda eşit kabul etmelidir. Eşitliği sağlarken, adil ve adaletli olmalıdır. Seçilmişler eğer bu doğrultuda davranmıyorsa, hak ve adaletten yana değilsin demektir. İnancımıza göre vebal altındasın, ısrar edersen yediğin ekmek sana ve çocuğuna helâl olmaz.
Halkı ayrımcılığın pençesinde inlet, işçini, esnafını ve çalışanını ağlat ekmeğe muhtaç et. Sonra haktan ve adaletten bahset, böylece meşruiyet kazanmanın yolunu arala.
Siyasetçi olarak, halkın sana verdiği yetkiyi açıklıkla şeffaf olarak kullanıp onu bilgilendirmezsen, ettiğin yemine sadık kalmamış olursun. Demek ki sizler için yeminin bir kıymeti yokmuş. İşte manevi değerlerin altının boşalması bu demektir.
Seçildiği için kendini üstün görmek, halka tepeden bakmak, tek kelime zavallılıktır. Bu zavallılar israfı da normal görmektedirler. “İtibardan taviz verememek,” böyle bir anlayış, kabul edilecek durum değildir. Hani pikniğe sekiz uçakla gitmek gibi bir şey.
Siyaseti yönlendirenler, şunu bilmeli ki, yapılan tüm usulsüzlükler, halk tarafından bilinmektedir. Seçildiniz, meclise ot yolmaya mı gittiniz.?
Halk; cahil, fakir ve başıbozuk demek değildir. Halk feraset sahibi, sağ duyulu doğruluğu adil davranmak içindir. Halk bu bilinçtedir.
Bayrağımızın dalgalandığı her yerde, soluk alan, su içen ve ekmek yiyen herkesin, mutlu olması için, aç kalmaması gerekir. Bunun için, siyasetçinin, toprağın işlenmesi, farklı bitki türlerinin yetiştirilmesine ön ayak olunması. Yer üstü ve yer altı kaynaklarının işlenmesi ve fabrikaların kurulması böylece iş sahalarının açılmasının esas olduğunu bilmelidir.
Eğitime gereken değer verilseydi, fen ve Anadolu liseleri ve liyakatli eğitimi yapılabilseydi. Üniversitelerimizde çok kaliteli bir eğitim yapılsaydı, bugün aşıyı ilk biz bulmuş olacaktık. Yabancı ülkelere avuç açmayacaktık. Maddi kazancımızı varın siz hesap edin.
Siyasetçi halk ilişkisinde, Ülkemize dayatılan yaptırımları istemiyorsak, halkla birlikte şeffaflık ölçüsünde çalışmalıdır.
Halk ile yola çıkılıp olgunluğa ve mutluluğa yükselmek gerekir. Çünkü halkın yolu hakkın yoludur.