Aile bir yıl önce mahallemize taşınmıştı. Baba, “devlet kurumunda amir,” diyorlardı. Amir orta boylu, tıknaz yapılıydı. Saçları alnını bile kaplamıştı. Erken çıkar geç gelirdi.
Mahallemizin dedikoducusu, sıska kızdan bahsederdi. Sıska kızı merak ederdik. Sıska kızı da dedikoducu Karakaş teyze takmış diyorlardı. Teyze, ona kuru ifadesini de ekliyordu.” Kuru sıska kız.”
Sıska kızı tanımak isteyen arkadaşlar, toplarını bahçelerine kaçırır ve gürültü yaparlardı ki dışarı çıksın onlara darılsın. Böylece biz de sıska kızı görelim.
Okul çıkışı sıskanın tarafından geliyor ve ayvaya değnek atıyorduk ki ayvanın dalları kırılsın ve sıska dışarı çıksın. Dallara değneği savururken dışarı çıkan dede “yavrum değnek atmayın çıkın toplayın demez mi,” Bu düşüncemiz de işe yaramamıştı.
Amacımızın sıskayı görmek olduğunu söyleyemezdik. Karakaş teyzeye kalsa, sıska o kadar zayıfmış ki gerçek bir deri bir kemikmiş. Aramızda bu kız pazara da mı gitmiyor. Okullar başladı, okumuyor mu diye yorum yapıyorduk. Karakaş teyzeye kalsa arada annesiyle pazara gidiyormuş. Belki de doğrudur o saatte okulda oluyoruz, dedik.
Hafta sonu top için hazırlandık, ne görelim. Sıskalara misafir geliyor. Misafirlerde kelli felli değil mi. Karşılamak için sıska dışarı çıkacaktır. Kapıdan çıka çıka iki yaşlı kadın ve yaşlı dede çıkmasın mı? Sıska yine yok. Artık sıska diye birinin olduğuna inanmamaya başladık.
İki bayandan biri çok zayıftı ama yaşlıydı. Sıskanın olma ihtimali yoktu. Çünkü Karakaş teyzeye göre yirmi yaşlarında birisiydi. Karakaş teyze karşılama törenini görse çok şey çıkarırdı ama ona da haber salmak için zaman kısıtlıydı. Yaşlılardan biri montuna sarılıydı. Onun sıska olduğuna kanaat getirdik. Fakat yaşlıydı.
Liseyi yeni bitirmiş kızı göremedik ama epeyce yaklaştık. Bir gün sıska ile annesi, okuldan gelirken, pazara gidiyorlardı. Annesi yaklaştı ve Pazar kalkmamıştır değil mi? diye sordu. Ona uzun uzun açıkladık. Burada hava karardığında da pazar kalkmaz, dedik. Bu arada sıska kızı incelemiş olduk. Adı kız ama bize göre yaşı bir hayli ileriydi.
Sıska kızı kapılarının önünde gördüğümüz de okudunuz mu? okumuşsanız hangi bölüm? diye sorduk. Sıska güzel sanatlar okumuş ama çok olmuş bitireli. Resim ana branşıymış, güzel ifade etti. Resim yapıyormuş ve sergi açmaya hazırlanıyormuş.
Resim serginize geleceğiz, reklamını da yapacağız, dedik. Gerçekten o kadar zayıf ki bir deri bir kemik onun zayıflığını açıklamaya yetmez.
Resim sevgisi babasından geliyormuş. Başarılar diledik, okula davet ettik. Resim öğretmenimizin, başarılı olduğunu söyledik. Memnun oldu ve geleceğini söyledi.
Karakaş teyzeyi gördüğümüzde onu biraz kafaya almayı kararlaştırdık.
Hasan TANRIVERDİ























