Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Şimdi Hükümeti mi Eleştirmiş Oluyoruz?

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
15 Ağustos 2011
Kemal ÖZER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Tarım Bakanlığı geçtiğimiz yıl, Türk Gıda Kodeksi Etiket Tebliği’nde değişiklik öngören bir taslak yayınladı. Bu kısa taslakla ilgili görüşlerimizi kendilerine iletmiştik.
 
Geçtiğimiz günlerde bu kez tebliğ, bir yönetmelik taslağı şeklinde görüşlere açıldı. İlk taslağa yaptığımız gibi nitelikli ve kapsamlı bir katkı sunduk.
 
Bakanlık kodekse ait tebliğleri yönetmeliğe dönüştürme kararı almış olmalı ki, birçok konuda yönetmelik taslaklarını görüşe açtı. Görüşe açtı ama hiç kimseye bilgi vermedi. Tek yaptığı, Gıda ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün sitesine taslağı koymak.
 
Yeni yönetmelik taslağını dikkatle incelediğimizde, geçtiğimiz yıl yaptığımız hiçbir katkının dikkate alınmadığını gördük. Dahası, tebliğlerde hatalı temel anlayış, yönetmelik taslağında da korunmuş.
 
İnsan sormadan edemiyor, hiç kimsenin eleştiri ve katkısını dikkate almayacaktınız da, neden öneri topluyorsunuz? Yoksa amacınız yapıyormuş gibi yaparak, ileride gelecek eleştirilere karşı ‘herkesin görüşünü aldık’ diyebilmek mi?
 
Peki, taslak ne içeriyor?
 
AB mevzuatından tercüme edildiği metin içindeki vurgulardan da anlaşılan taslağın içeriği kadar, kullandığı dil de öylesine karmaşık ki, bu taslak bu haliyle yürürlüğe girerse, ne üretici sağlıklı uygulayabilir, ne de gıda denetçisi sağlıklı bir tespit yapabilir. Tüketicinin anlaması zaten hiç hedeflenmemiş…
 
Bazı maddeler farklı bölümlerde tekrar ediliyor. Tekrarların gereksizliği bir yana, her tekrarın önceki maddelerle çelişki meydana getirmesi de engellenmemiş.
 
Birçok tanım anlaşılır olmaktan oldukça uzak.
 
Özetle, taslak belli ki AB mevzuatından yapılmış alelade bir tercüme.
 
Taslağa göre “resmi olmayan diller” etikete yazılamaz. Bu kalıntı, eski dönemin faşizan izlerinin hâlâ sürdüğünün açık bir göstergesi. Mesela, bu maddeye BDP’nin bir tepkisi olur mu? Hiç sanmam. Sorunun çözümünden değil, varlığından beslenenler bu tür detaylarla neden ilgilensin ki? Üstelik bu tür aptalca bir yasak, onların da siyaseten en çok arzuladığı şeydir.
 
Yani bir üretici, ürünlerine Türkçe, İngilizce, Rusça, İtalyanca, İspanyolca, Çince gibi hatta adı sanı pek bilinmeyen ancak birkaç yüz bin kişiden bile oluşsa, bir devletin resmi dili olduğu için o dil, bu yönetmeliğe göre gıda etiketine yazılabilir.
 
Ancak Kürtçe yazmak yasak! Çünkü Kürtçe, herhangi bir devletin resmi dili değil. Kim diyor bunu, hem geçerli olan mevzuat, hem de yeni taslak.
 
Galiba bu taslağın hazırlayıcıları, ya Türkiye’deki değişimin farkında değiller, ya da gerçekten hükümete tuzak kuruyorlar. Daha da ilginci, bu yasağı sürdürmeye çalışan bakanlığın Bakanı da bir Kürt.
 
Kürtçe yasağının yanı sıra, Müslüman mahallesinde de salyangoz satıyorlar.
 
Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, iktidarda Ak Parti yani Müslümanlar var ya… Sanırsınız ki, laikçi çevrenin tedirgin olduğu gibi, Şeriat’ın haram kıldığı alkol mevzuattan çıkarılmış. Oysa yeni taslakla da kale gibi korunuyor.
 
Mesela bir üretici, ürettiği bir ürüne “alkol” eklese ve bu alkolün oranı yüzde 0,5’in altında ise etikete yazması, eski mevzuatta olduğu gibi yeni taslakta da zorunlu değil. Dahası, eğer ürüne alkol ekleniyorsa bunu etikete yazmak şöyle dursun, bunu gizlemek için ‘alkol’ ifadesi yerine ‘alk’ yazmasına bile izin veriliyor.
 
Şayet biralarda eklenen alkol oranı yüzde 1,2’nin altında ise o bira alkolsüz sayılıyor. Ama yüzde 1,3 olursa, alkollü sayılıyor. Buda, alkolsüz bira masalı ile gazlı içecekler, meyve suları gibi pek çok ürüne alkol eklemenin, daha açık bir ifadeyle herkesi harama bulaştırmanın yasal kılıfı oluyor.
 
Malum “alkolsüz bira” demek, içinde alkol yok demek değil. Peki ya ne? İçindeki alkol oranı, yüzde 1,2’den az demektir. Anlayacağınız şeytanla işbirliği yapıp, insanlara pabuçlarını ters giydirmenin bir başka şekli.
 
Bu durumda ayıp, gerçekten hafif kalıyor. Bu nasıl kafadır, anlamak çok güç. Milletin inancının hiçe sayılması, bir saplantı olsa gerek.
 
Özetle;
Ürün
Alkol oranı
İçindekiler
İçeceklerde
0,5’in altında alkol eklenmişse
Etikete yazmak zorunlu değil
İçeceklerde
0,6’in üstünde alkol eklenmişse
Etikete yazılması zorunlu
Biralarda
1,2’in altında alkol içeren ürünler
Etikete ‘alkolsüz’ yazılır
Biralarda
1,3’in üstünde alkol içeren ürünler
Etiketine alkol oranı yazılır
 
Taslakta GDO ile ilgili hiçbir hükme yer verilmemiş. Hani bu ülkede GDO’lu ürün yasaktı? Yani Biyogüvenlik Kanunu, GDO’yu yasaklamıştı ve bir ürünün GDO içerip içermediği etikette belirtilecekti? Demek istiyorlar ki; ‘siz istediğiniz kadar konuşun, biz bildiğimizi okuruz.’
 
Taslağa göre hastanede, kantinde, fırında ve lokantada satılan gıdalar ile ambalajı küçük bir gıdanın içeriğinin etiketlenmesi gerekmiyormuş. Mesela, meyve salatasına ekşimemesi için etil alkol ekleyen otelin bu ahlaksızlığına yasal kılıf bulunmuş oluyor. Ya da, bir lokantaya gittiniz ve etli bir yemek sipariş ettiniz. Bu yemekteki et sığır mı, koyun mu, kuzu mu, at mı, eşek mi, domuz mu sorma hakkınız yok? Sorsanız da söylemek zorunda değiller. Çünkü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mız böyle olmasını uygun görmüş.
 
Fırın ekmeğine, sağlıklı/sağlıksız, helal/haram, temiz/necis ne varsa ekleyebilecek ama, bunu etiketlemeyecek veya sorunca söylemek zorunda olmayacak.
 
Allah’ın aşkına bu nasıl bir mantık?
Bu nasıl bir insan sağlığı öncelemesi?
Bu nasıl bir bilgi edinme ve bilgilenme hakkı?
 
Yönetmelik, içme suları ve maden sularını da kapsamıyor.
Neden?
Çünkü suların ruhsatlandırılması, Sağlık Bakanlığı’na bağlı da ondan.
İyide sularda gıda değil mi? Gıda…
Bunlar da gıda ise ruhsatı kimin verdiğinin ne önemi var?
Sanki ithal ettiğiniz bir gıdanın ruhsatını, Tarım Bakanlığı veriyor? Vermiyor.
Bu durumda suların etiketlenmesi de bu kapsamda olması gerekmez mi?
 
Mesela bazı ürünlerin bebekler, çocuklar, hamileler, yaşlılar vb gruplarca tüketilmesi sakıncalı olabilir. Ama yönetmelik taslağında buna dair hiçbir düzenleme yok.
 
Üreticiler, katkı maddelerinin içeriğinin tüketici tarafından kolayca çözülememesi için, Latince karşılıklarını yazıyorlar. Çoğu, EC yani E kodunu da yazmıyor. Yeni taslakta EC (E) kodundan bir kelimecik bile bahsedilmiyor.
 
Kısacası, yine tüketeni yani insanı değil, üreteni yani güçlüyü koruyan bir taslakla karşı karşıyayız. Atıp yeniden yazılmalı ama biz mutlaka değiştirilmesi gereken temel ilkeleri kapsayan maddelere yönelik bir taslak hazırlayıp, Bakanlığa gönderdik. Dileriz, bu kez dikkate alınır. (Bakınız)
 
Bazı kimseler bu tür eleştirilerimizin iktidar partisine yönelik olduğu yönünde bir düşünceye sahipler. Bu düşünce ve algıyı çok garipsiyorum.
Bu tür eleştirilerin icraya yönelik eleştiriler olduğunu görmemek veya görmezlikten gelmek bizim değil, böyle düşünenlerin kusuru.
 
Geçmişten bozuk bir miras devralındığını biliyoruz.
Ancak yeni adımların, geçmişten farklı olması gerekmiyor mu?
Geçmişin yanlışlarını düzeltip, daha iyisini yapmak gerekmiyor mu?
Peki, hatalar devam ediyorsa, yol gösterici eleştiriler yapmayalım mı?
 
Sahi bu taslak kimin? Tarım Bakanlığı’nın değil mi?
Bu uygulamanın sonucu kimi ilgilendiriyor? Doğmamış bebekten, Başbakan’a kadar herkesi ilgilendirmiyor mu?
Bu taslak böyle geçerse, kim sorumlu? Emeği geçenler, göz yumanlar, bu haliyle kabul edecek olanlar, eleştirmeyenler, eleştirenleri Ak Parti’yi eleştirdi diye saçma sapan kuruntu yapanlar…
 
Herkesi yani insanı koruyan iyi bir yönetmelik çıksa iyi olmaz mı? Bundan en çok siyasi iktidar pay almaz mı? Alır… Bunun sevabı onlara ait olmaz mı? Olur…
 
Biz neyi istiyoruz? Doğru işler yapılsın, iyi bir yönetmelik çıksın ve bundan hem tüm insanlar, hem de da siyasi iktidar yani Ak Parti yararlansın. Bizde eleştirme ihtiyacı hissetmeyelim hatta doğru icraatlarındaki yaptığımız gibi, takdir edelim ve ayakta alkışlayalım.
 
Bundan da rahatsız olan varsa, varsın rahatsız olmaya devam etsin. Hatta rahatsızlığından çatlasın.
 
Biz dilsiz şeytanlar olmaya razı değiliz.
 
* * *
 
Global patronu Siyonist, yerli patronu şarapçı bir firma, her yıl yaptığı gibi, yine Ramazan sömürüsü yapıyor. Su, şeker, glikoz şurubu, vişne ve kırmızı üzüm suyu konsantreleri, sitrik asit ve çeşitli aromalardan meydana gelen bir ürünü piyasaya sürmüş, iftar ve sahurda içilmesini istiyor. Adını da “Ramazan Şerbeti” koymuş.
 
Bu sözde şerbet, içerdiği diğer saçmalıklar bir yana, içinde alkol içerdiği de etiketinde yazmıyor. Bu tür ürünler -dinen yasak olsa da, mevzuata göre bir sakıncası yok- alkol içerir. Çünkü bir ürüne aroma katmışsanız, çözücü olarak alkol eklemek zorundasınız.
 
Şerbet böyle mi yapılır? Hayır yapılmaz. Bu şerbet mi? Değil. Şerbet yazmasına kim izin vermiş? 21.05.2010 tarihli izniyle Tarım Bakanlığı. Peki, bu ürün neden çıktı? Ramazanda satışı düşen kola ve diğer içeceklerden oluşan açığı kapatmak için…
 
Sadece bunun için mi? Hayır! İftar’da alkollü, asitli, glikozlu, şerbet(!) için diye… Afiyet bal şeker olmasın. Çünkü isteseniz de olmaz.
Paylaş
Etiketler: Çünkü Kürtçeherhangi bir devletin resmi dili değiliktidarda Ak PartiKürtçe yazmak yasakTARIM BAKANLIĞItürk gıda kodeksiyani Müslümanlar
Önceki Yazı

Okur-la Hasbahal!..

Sonraki Yazı

Vicdani Ret Meselesi

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Vicdani Ret Meselesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap