Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nuray KAYACAN

Sıkıldık Gayri

Nuray KAYACAN Yazar Nuray KAYACAN
10 Temmuz 2012
Nuray KAYACAN
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ahmet Altan'ın Taraf Gazetesi'ndeki köşesinde (14 Ağustos) Gürcistan, Osetya, Rusya üçgeninde hatta Amerika’yı da sayarsak dörtgen oluyor (Ay bir de Abhazya vardı di mi?) yaşanan insanlık ayıbı üzerine kaleme aldığı ve her zaman ki gibi farklı bakış açısını yansıttığı yazısından çok etkilendim. Gerçi Sayın Altan piyano üzerine yazsa bile etkileyici olur.  Aslında üslup olarak bana oldukça uzak. Ama bir yanım hüznü seviyor demek ki! Yine de fazla okumamam lazım, yoksa yakında melankolik olacağım.

Yazılarını ilgiyle takip ettiğim Altan'ın: hümanist, liberal, Kürt sorununa karşı oldukça duyarlı, sol fetişizmine karşı, mazlumun, ezilenin yanında, zalimin karşısında olan duruşu herkesçe malum. Allah kendisini “yaptıkları işler boşa gidenlerden” eylemesin, hidayetini nasip etsin inşallah.

 

Gelelim yazısına; Altan, Osetler özerk olsa ne kazanacak ya da bağımsızlık kazanmaları Gürcistan'a ne kaybettirecektir diye bir muhasebede bulunuyor ki, hemen bir parantez açalım: (Güney Osetya ve Abhazya, asıl olarak Gürcistan’dan ayrılmak istiyor. Güney Osetyalı ayrılıkçıların, Kuzey Osetyalı soydaşlarının da egemenliği altında olduğu Rusya ile birleşmekten yana olduğu görülüyor. Abhazlar ise daha çok bağımsızlıktan yana.)

Genel olarak savaşların anlamsızlığına vurgu yapıyor ve soruyor: “Sonuçta bu kadar insanın ölmesine değecek ne var ortada?” (Amerikan egosu bile tatmin olamadı üstelik)

 

“Bu kanlı saçmalığı mantıklı gösterebilmek için "kutsal" bir kelimeye ihtiyaç var, o da "bağımsızlık" diyor. İnsanlık tarihinin en tehlikeli, en öldürücü kelimelerinden biri, o telaffuz edildiğinde mutlaka birileri ölmeye başlıyor.” Çok çarpıcı saptamalar.

 

Altan, şöyle sürdürüyor yazısını; “Önemli olan insanların kim tarafından değil, nasıl yönetildiği, en iyi yöneticilerin benim ırkımdan çıktığının kanıtı ne? Kenan Evren Türk’tü, onun zamanında çekilen acıların hesabı var mı? (Yürü be Ahmet Ağabey kim tutar seni, pardon ben tutamadım kendimi.) Bush da Amerikalı, bence Amerika'yı Gorbaçov yönetse daha iyi olur.” diyor ki "I Agree" diyorum, başka da bir şey demiyorum. Bu tespiti aklıma:"Atatürk sevmek zorundayız, o olmasaydı düşmanlar yönetecekti bizi." safsatasını getirdi.

 

Kenan Evren'in, Demirel'in, Mesut Yılmaz'ın, Ecevit'in Yunan'dan farkı ne? Onlar ülkeyi ele geçirseydi özgür olamaz, inancımızla, örtülerimizle okuyamaz, işe giremez miydik? Namaz kılıyor ya da sırf anneleri kapalı diye ülkenin askerleri görevlerinden ihraç mı edilirlerdi mesela? Orada bu tür yasaklamaların olduğunu hiç sanmıyorum. Doğduğun yer mi doyduğun yer mi? Değil mi ama! Kendi ülkemizde parya olmak istemediğimizden değil mi bu kadar beyin göçü? Bir türlü ilerleyemiyor, fazla üretemiyor, muasır medeniyetler seviyesini aşamıyoruz. Hür değiliz ondan olmasın sakın?

 

Ahmedinejat’ın; “Amerika’ya teşekkür ediyorum, bize ambargo uyguladığı için. Eğer ambargo olmasaydı, her şeyi dışarıdan alıyor olacaktık. Şu an kendi arabamızı yapıyor, nano teknoloji bile üretebiliyoruz.” sözleri çak manidar. (Tüylerimden diken, diken mi oldum ne!) Sırtını başkalarına dayamadan ayakta durabilmek, kurtuluş bu… Altan çözümü Avrupa birliğinde buluyor, İran’sa dışa kapalı bir politika izliyor olsa da başarı, başarıdır. Herkesin takip ettiği yol, inancı doğrultusunda oluyor haliyle. Zaten inancıyla ters düşen, başarıyı tahayyül bile edemiyor. Bu ara Gürcüler de, sık sık şarabı kendilerinin icat ettiğini ileri sürüyormuş. Gürcü kültürünün merkezi figürlerinden biri olan şarap, tercihen ayrıntılı bir “şerefe” konuşması yapılmadan içilmemesi gereken kutsal bir içkiymiş. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili nasıl bir şerefe konuşması yapmıştı savaş kararını açıklarken, yanında kimler vardı, ayrıca ayık mıydı? Bunların üçünü istiyorum.

 

Evet, Altan'ın (hele hele o şiirsel üslubuyla da harmanlayınca, muhatabını dünyanın düz olduğuna bile ikna edebilir diyesi geliyor insanın) marjinal ama tutarlı yorumları var. Yalnız liderlerin bağımsızlığı üzerine saptamalarına katılamayacağım. Bağımsız lider kulağa ütopik geliyor. Altan:"Özellikle geri kalmış ülkelerde sadece "liderler" bağımsız oluyor, halk ise bağımlı. Küba'da sadece Castro bağımsızdı mesela. Ondan başka bağımsız biri yoktu. Bence liderler ve yönetimler bağımlı olmalı, halk ancak o zaman bağımsız olabilir ve o zaman ölmez insanlar.

 

" Bağımsız" liderler savaşta hiç ölmez zaten. Onların bağımsızlığı için zavallı "bağımlı" halk ölür sadece."diyor. (Koyacaksın lider tayfasını sınırlara, bakalım o zaman kolay, kolay “saldırın” diyebiliyorlar mı?)

 

Bu yorum bir takım handikapları da içinde barındırıyor. Bence her lider şu veya bu şekilde bağımlı… Erdoğan'ı ele alalım mesela; Bağımsız olduğunu kim iddia edebilir? İç-dış, köşe-bucak dört bir yandan baskı altında. Kendisini kuşatan duvarlara çarpmadan, içinde bulunduğu labirenti tamamlaması neredeyse imkânsız. ( Kendisi de; "biz imkânsıza talibiz" demiyor mu zaten? İstediğin buysa sorun yok, ne diyelim!) Sadece diktatör liderler bu tespite uyuyor gibi gözükse de, onların da "azgın" güçlerin maşası olduğu bilinen bir gerçek. Saddam halkıyla bir piyon gibi oynuyor gibi gözükse de, asıl piyonun kendisi olduğu er-geç ortaya çıkmadı mı?

 

Altan’ın yazısını okuduğumda aklıma, her gün eylemlerde olduğumuz o yıllarda, sinemada seyrettiğimiz “Brave Heart” filmi geldi. Esaret altında yaşamaktansa, özgür olarak ölmeyi tercih eden cesur insanlar… Ne kadar da etkilenmiş, Allah, Allah nidalarıyla ayrılmıştık salondan. Orda bir özgürlük mücadelesi vardı gerçekten, istilaya uğrayan bir milletin şahlanışı… Ama ben Kafkasya da böyle bir mücadele göremiyorum. Kirli oyunların, kişisel hesaplaşmaların gölgesinde telef olan masumlar, hepsi bu. Mamafih her savaşın bir yönü direniş olduğu kadar, diğer yönü de gasp, saldırı, aç gözlülük, zorla ele geçirme değil mi?

 

İki taraf da insan, ikisinin çıkış noktası da insani vasıflar değil mi? İşte ben tam da bu nokta da Kafkasya da tüm bu özelliklerin çok girift olduğunu düşünüyorum. Şimdi gelelim çözüm göstermeye. Bakınız dikkatinizi çekerim, yazılarımızı öyle; “Amannn, her şey kötü işte anlayacağınız” diye bırakmıyoruz.  Çözüm bana göre, elbette ki mukaddes kitabımız Kur’an dadır.

 

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır! (Bakara 177)

 

 Çözüm Allah korkusu, adalet… Yoksa işte böyle “kardeş, kardeş” yaşayanlar bile, bir fırsatını buldu mu, boğazlar birbirlerini. Savaşırken de hak ihlalleri diz boyu olur. Küçücük toprak parçaları için oluk, oluk kan akıtılır, yüzlerce, binlerce insan katledilir. Yağma, tecavüz, her türlü esfele safiliyn insan özellikleri çıkar su yüzüne. İnsanoğlu bir fırsatını bulmaya görsün hemencecik azar, tozu dumana katar. Şeytana, şeytanlığı bile öğretebilir, ruhunu çeker çıkarır bedeninden de bir şeycik anlamazsın.

 

Ama Sayın Altan’a, Saakaşvili’ye (kravatını yiyen), Bush’a, Putin’e dinimizi dayatamayız elbette. Bizde zorlama yoktur. Onlara da şöyle bir önerim olacak; bütün arabulucular hikâye. İnandırıcılıkları yok bir kere. Tam da bu nokta da arabulucu favorim olarak Ahmet Altan’ın liderlerle görüşmesini öneriyorum. Çok değil beş dakika yeter, o duygusal konuşmalarından birini yaptı mı; gözyaşları içinde istifa mektuplarını vereceklerine kalıbımı basarım. Üç liderde sıkı dost olup birbirleriyle Maldivler de mango yetiştirirse hiç şaşmam.

 

Gerçekten de bağımsızlık, çoğu insanın ağzına doladığı bir kendini kandırış sadece. Asıl istenen ne sorgulanmalı. Kuruluşundan bu güne Amerika dünyada tek süper güç olma çabasında. Rusya-Gürcistan savaşında ki rolü de, göle maya çalma çabasından başka bir şey değil. Ya tutarsa-cı mantığı gütmüş, Allah vere ki yine tutturamamıştır. Amerikan’ın en büyük kozu; tarihin tekerrür etmesi… İnsanlığın unutkanlığıyla, aynı senaryoyu her yerde uygulayarak kalmıyor mu ayakta? Böl, parçala, yönet… Hep aynı terane… (Papaz pilavı bir kere yesin artık. Pışşııkkk diyecek, nanik yapacak uyanık bir ülke çıkmayacak mı şuna!)

Birileri tarihin tekerine çomak soksun artık. Hep aynı filmi izlemeyelim sıkıldık gayri…

Paylaş
Etiketler: GürcistanOsetyaRusya üçgeninde hatta Amerika’yı da
Önceki Yazı

Aydınlar…

Sonraki Yazı

İsmail Tunç’dan: Siyeri Şiirle Yazmak

Nuray KAYACAN

Nuray KAYACAN

İlişkili Yazılar

Nuray KAYACAN

Skandal

11 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Türban Çıkmazı

08 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Ne Hale Geldik?

03 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

İlkler Şehri Bilecik

01 Temmuz 2012
5k
Sonraki Yazı

İsmail Tunç’dan: Siyeri Şiirle Yazmak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap