Genel olarak halkımız ve özellikle de yöneticilerimiz, gerçeklerin dile getirilmesinden, farklı fikirlerin ileri sürülmesinden, tenkitlerin yapılmasından hiç hoşlanmıyorlar. Devamlı olarak övülmeyi ve alkışlanmayı arzu ediyorlar.
Özellikle günümüzde farklı fikirlere ve tenkitlere hayat hakkı tanınmıyor. Medyanın büyük bölümü ve AKP’ye oy verenler, sadece ve sadece övgüler düzenliyor. Ülke gerçeklerine hiç yer vermiyorlar. Ülkede tam anlamı ile “biat sistemi” hüküm sürüyor. Cenab-ı Hak’ın (cc) en büyük lütfü olan “akıl” tamamen devre dışı kalıyor. Neticede hatalar ve haksızlıklar karşısında suskun kalınıyor, hatta destek veriliyor. Cenab-ı Hak’tan çok Saraya yaranma gayreti ön plana çıkıyor. Pervasızca “ŞİRK” suçu işleniyor. Kula kulluk ediliyor.
1- Çok şükür bugüne kadar hep açık ve net oldum. Sadece, Yüce Rabbimden (cc) korktum. Daima doğru bildiklerimi dile getirdim. Zira kimseden bir beklentim olmadı. Ne halk dalkavukluğu, ne de yönetim dalkavukluğu yapmadım. “Aman bana kızarlar, küserler” diye, bir endişem de olmadı.
2- Gündemi dikkatle takip ediyorum. Herkes; çiftçisi, işçisi, esnafı, öğrencisi ve velileri, sanayicisi, işsizi, emeklisi, memuru velhasıl tüm kesimler devamlı olarak hallerinden şikayet ediyorlar. Memnuniyetsizliklerini sıkıntılarını dile getiriyorlar. Ama sadece laf üretiyorlar. Ortaya ciddi bir tepki koymuyorlar. Ve AKP iktidarına oy vermeye de devam ediyorlar. Demokratik tepki göstermiyorlar. Ve bu durumda da şikayete hiç ama hiç hakları olmuyor.
3- Ülkemiz tam anlamı ile bir kaos ve perişanlık ortamı içine girmiştir. Bir felakete, iflasa, bölünmeye, kardeş kavgasına doğru hızla gitmektedir;
- a) Ekonomi, tarım, sağlık, eğitim, bürokrasi (Silahlı kuvvetler, polis, hariciye, maliye, adalet, milli eğitim vb. dahil) spor, kültür ve sanat, belediyeler velhasıl her şey çökmüştür.
- b) Fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri, mal ve can güvenliği, hukukun üstünlüğü, demokratik düzen, TBMM’nin etkisi ve yetkisi ortadan kalkmıştır. Sandık güvenliği darbe almıştır. Hapishaneler masumlarla tıka basa dolmuştur.
- c) Milli, dini ve ahlaki değerlerin tümü yozlaşmıştır. Toplum dejenere olmuştur. (Ateist sayısı 1 milyondan 2.5 milyona çıkmıştır.) Rüşvet, yolsuzluklar, israf, kamu malı yağması, zina, fuhuş, uyuşturucu, kumar, sapkınlık, hırsızlık, kadına şiddet vb. yaygınlaşmış, aleni hale gelmiştir. Her tarafı cemaatler sarmıştır. Camiler politika arenası olmuştur. İftira, hakaret, baskı, zülüm, haksızlıklar zirve yapmıştır.
- d) Dışta hiçbir itibarımız ve dostumuz kalmamıştır. Terör azmıştır. Fiilen İsrail, ABD, İngiltere ve Almanya ile harp etmekteyiz.
- e) Ekonomiyle, eğitimle, sosyal ve ahlaki yapı vb. ile tüm konularla ilgili tüm beynelmilel araştırmalarda hep son sırada yer almaktayız. Ülkemiz en kırılgan ülke haline getirilmiştir.
Velhasıl saymakla bitmeyecek problemlerle boğulmuş durumdayız. Ve hala laf üretiyor, şikayetler ediyoruz. Ama demokratik haklarımıza sahip çıkmıyor, yanlış tercihlerde ısrar ediyoruz. Ülkeyi değil, şahsi çıkarları ön plana alıyoruz.
Sevgili Peygamberimiz (SAV) ne güzel buyurmuş? “Her toplum layık olduğu yönetim tarzı ile idare edilir.”