Almanya’ya müracaat ettiklerinde, Fehmi henüz on yaşındaydı. Düz sarı saçlı, uzun boylu ve yeşil gözlüydü. Fehmi için, komşuları ana ve baba karışımı diyorlardı. Yüzünün çillerinin de nereden geldiğine de bir yorum yapamıyorlardı.
Fehmi, çocuklar arasında, yaramazın kralıydı. Çevrede kırmadığı cam ve kavga etmediği çocuk kalmamıştı. Kavgadan sonra dargınlığı bir saat sürmezdi. Mahallenin oyun sahasında basmadık yer bırakmazdı.
Ana ve baba satıp savıp Almanya’ya gideceklerdi. Fehmi üzülse de gidecekti. Bir ay içerisinde kâğıtları çıktı ama çocuklarına izin verilmemişti. Evrakın birinde hata yapılmıştı. Büyükler çılgına dönse de yapılacak bir şey yoktu. Yalnız gittikten sonra bir yıl içerisinde hata düzeltilip çocuklarını yanlarına alabiliyorlardı.
Fehmi komşularına sığırtmaç olarak çalışacak ve ahırın odasında kalacaktı. İneği çok sever ve yanından ayrılmazdı. İneği, meraya yaylıma götürürdü. Yaylımda yanından ayrılmaz, onu temizler ve tımarlardı.
Sığırtmaç, yaramazlığını bırakmış, kimseyle konuşmaz olmuştu. Akşam eve gelir ve yemeğini yer odasına çekilirdi. Elinde kitap eksik olmazdı. Okumayı başarmaya çalışırdı. İneklerine kimseyi yaklaştırmıyordu.
Sabah gider akşam gelirdi. Köyden Fehmi’yi yemeğe çağırsalar da gitmezdi. Bir yere de ayrılmaz, ineğini kontrol ederdi. Suyunu ve çayırını eksik etmezdi.
İki yıl sığırtmaç olarak köyde kalan Fehmi, köy meydanındaki çeşmenin başında ana ve babasını karşısında görünce kucakladı ve ağladı. Hüzünlü bir manzaraya köylüler de tanık olup buruk bir sevinç yaşadılar.
Ana ve baba bir yanlışlık olmuştu, götüremedik. Şimdi istek yaptık ve yanlışlık düzeltildi izin çıktı haftaya götüreceğiz, dedi.
Köylüler Fehmi’nin geleceği adına sevindiler. Fehmi gibi sevgi ve merhametle inekleri bakan, bir insana rastlamaları mümkün değildi.
Fehmi herkesin elini öptü ve ineğine gitti. İneğinin boğazına sarıldı ve yüzlerini öptü. İnek de Fehim’in yüzünü yaladı. Mahallede herkesin gözü yaşlıydı. Ayrılık saati gelip çatmıştı. Fehmi giderayak neşesi yerinde değildi. Ana ve babasıylaydı ama yabancı diyarda nelerle karşılaşacaktı.
Baba çocuğunu Almanca kursuna yazdırdı. Ayrıca yaşına uygun okula da kabulünü sağladılar. Fehmi gece gündüz çalıştı. Kursu ve okulu başarıyla bitirdi. Liseye geçtiğinde çok mutluydu. Ana ve babası sahilden arazi almak için geldikleri halde Fehmi gelmemişti.
Tıp fakültesine kazanmasında büyükleri sevinmişti. İkinci sınıfa geçtiği yıl, annesine sizinle köye bir şartla gelirim. Anne oğlunun isteğini bekliyordu. Anneye istediği olayı söylediğinde anne babayı da çağırdı. Çok sevindiler. Hemen yerine getireceklerini söylediler. Sahilde yeni evlerinde kalıyorlardı.
Sığırtmaç olarak çalıştığı ve teyze dediği aileye haber salındı. Akşama küçük kızları Dileği isteyeceklerdi. Fehmi tıp ikiden üçe geçmişti. Boyu uzamış, sarışın ve yeşil gözlüydü. Yeşilçam artistleri gibiydi. Yanında annesi ve babası olmasa onu tanıyamayacaklardı.
Sığırtmaç olarak çalıştığının son yılında, ailenin küçük kızı Dilek, yedi yaşındaydı. Dileğe Almanya’ya gidecek ve tıp fakültesinde okurken gelip seni Almanya’ya götüreceğim, beni bekleyeceksin, demişti. O gün gelip çatmıştı. Anne ve baba olayı Dileğin annesine aynen anlattılar, inanın hiçbir şey bilmiyoruz. Biz de sizin gibi şaşkınız, dediler.
Aileler memnundu, yalnız kızlarının aralarından ansızın ayrılma durumuna üzülmüşlerdi. O akşam geç zamana kadar sohbet ettiler. Fehmi sığırtmaç günlerini anlattı ve güldüler. İnekleri çok sevdiğini, yanlarından ayrılmak istemediğini, söyledi.
Doktor olarak Almanya’da çalışabileceğini şartlara göre, buraya da gelebileceğini söyledi. Babası, Almanya çok iyi ücret veriyor. Doktorlar baş üstü tutuluyor, dedi. Anne hayırlısı diyerek konuyu bir hafta sonraya götürdü.
Yazlıklarını alma olayını anlattı. Geniş sayılacak bir arazide evin olması önemliydi. Geniş bir sahada rahatız, dedi.
Fehmi mezun olana kadar Almanya’dan ülkeye gelmedi. Okulda kariyer yaptı. Bu yıllarda ana ve babası memlekete gitti. Dileğin ana ve babası geldi.
Okulda yüksek dereceler alan Fehmi uluslararası kongrelere katılmak için Türkiye’ye geldi. Dilekle köye gitti. Bir hafta gezdiler.
Sığırtmaç doktor köyde herkesi ziyaret etti.
Hasan TANRIVERDİ























