Ülkemize olabilecek en uzak bir noktadayım bir haftadır. Avustralya’nın Sidney kentine dördüncü kez geldim. Burada okumak amacıyla gelip yurt yuva kuran iki kızım ve torunlarımla birlikteyim. Daha önce 2009′ 2014, 2018 yıllarında da buraya gelmiş ve oldukça uzun süre kalmıştım. Her gelişimde hayranlığımı kazanan bu şehirle aramızda yine sıcak duygular uyandı. O beni ben onu sevdik ne yalan söyleyeyim. İki samimi dost olarak özlemişiz birbirimizi. Bir haftadır sokak sokak, cadde cadde hasret gidermekteyiz…

Her gelişimde “Sidney’de Gördüklerim” adı altında ilgimi çeken yönleri hakkında notlar yazarak, bu şehrin anatomisini kendi penceremden kaydederim. Bugün görev sorumluluğuyla yine başladım notlar oluşturmaya.
Geldiğimin İkinci üçüncü gülerinden itibaren park bahçe, sokak,cadde gezilerine başladık. Burayı cennete çeviren parkları, bahçeleri, korulukları saymakla bitmez. Fagan Park isimli botanik parklarından birini gezdik. Her kıtadan getirilen bitkilerden oluşan bu parkta yedi bölüm vardı. Kendinizi gerçek bir cennette hissettiren oldukça geniş bir alanda yer alıyordu. Fagan Parkta ” Avustralya, Japonya, Afrika, Güney Amerika, Kuzey Amerika, Akdeniz olmak üzere bölümlerinde o yörelerin ağaç ve çiçeklerini öyle düzenlemiş öyle yerleştirmişlerdi ki, hayranlık duymamak mümkün değildi.

Torunları okullarına bıraktıktan sonra kızlarımla dolaşmaya devam edeceğiz. Benden burayla ilgili gözlemlerimi aktarmamı isteyen arkadaşlarım için paylaşıma devam edeceğim.























